Süleyman Çobanoğlu ile Dergâh Yayınları’nda tanışmıştım. Bir bankada çalışıyor, Dergâh’ta şiirleri yayımlanıyordu. Kilo almamış, saçları beyazlamamıştı. Şiirleri daha ‘çağla’ değildi. Hatta İsmet Özel, “Süleyman Çobanoğlu, heyhat!” dememişti. İlesam’da Muhittin’in elinden çay içmişliğimiz vardı...