Foreks’te yer alan habere nazaran, Citigroup ekonomistlerine nazaran, merkez bankasının para siyasetlerini sıkılaştırdıkları ve mal talebinin zayıfladığı ortamda dünya iktisadının bir resesyona girmesi mümkünlüğü yüzde 50’ye yaklaştı.
Arz şoklarının enflasyonu üst itmeye ve büyümeyi düşürmeye devam ettiğini belirten ekonomistler, “Geçmişte yaşadığımız tecrübeler bize dezenflasyonun çoğunlukla büyüme için manalı maliyet yarattığına işaret ediyor ve bir resesyona girilmesi için toplam olasılığın şu anda yüzde 50’ye yaklaştığını gösteriyor” tabirlerini kullandılar.
Küresel iktisadın bu yıl yüzde 3 ve gelecek yıl yüzde 2,8 büyümesini bekleyen Citigroup ekonomistleri, bir resesyonun yaşanmaması halinde işsizliğin birkaç puan yükseldiği ve üretimin iki çeyrek zayıf kaldığı bir devir yaşanabileceğini lisana getirdiler.
ABD ve Covid-19 yüzünden Çin yavaşlarken, savaş şokuyla emtia krizi yaşayan dünyanın 2022’de yıl boyunca ivme kaybetmesi neredeyse kesin. Yellen bile kısa ve sığ bir resesyon fikrini pazarlamaya başladı. Avrupa ise güç kıtlığı yüzünden kışın sakinliğe girmeye aday.
S&P500 ve MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Pay Endeksi artık bu mümkünlüğü fiyatlamaya başladı. Lakin, resesyon büsbütün iskonto edilmiş değil. Ek olarak, şayet küresel talebin yavaşlaması emtia meblağlarında ayı pazarına niye şayet olmazsa, yani arz kıtlığı ağır basarsa, resesyonun akabinde stagflasyon gelebilir. Bu durumda küresel pay senetleri bir darbe daha alacak, zira stagflasyon Fed ve AMB üzere rezerv para merkez bankalarının 2023 yılı boyunca nakdî sıkılaştırmayı sürdürmesi gerekecek. Son olarak da, stagflasyon senaryosunda tüm dünyanın borçlanma maliyetlerini belirleyen ABD 10-30 yıl vadeli DİBS getirilerinin kayda bedel ölçüde yükselmesi de kelam konusu.
En azından yaz boyunca küresel borsalarda ayı pazarı sürecek.
SABAH Bülteni: Japon Yeni dolar karşısında 24 yılın yeni en düşük seviyesinde!
ABD’de ikinci el konut satışları neredeyse son iki yılın en düşük düzeyine indi
Resesyon korkusu petrol fiyatını aşağıya çekerken altına dayanak verdi
Arz şoklarının enflasyonu üst itmeye ve büyümeyi düşürmeye devam ettiğini belirten ekonomistler, “Geçmişte yaşadığımız tecrübeler bize dezenflasyonun çoğunlukla büyüme için manalı maliyet yarattığına işaret ediyor ve bir resesyona girilmesi için toplam olasılığın şu anda yüzde 50’ye yaklaştığını gösteriyor” tabirlerini kullandılar.
Küresel iktisadın bu yıl yüzde 3 ve gelecek yıl yüzde 2,8 büyümesini bekleyen Citigroup ekonomistleri, bir resesyonun yaşanmaması halinde işsizliğin birkaç puan yükseldiği ve üretimin iki çeyrek zayıf kaldığı bir devir yaşanabileceğini lisana getirdiler.
ABD ve Covid-19 yüzünden Çin yavaşlarken, savaş şokuyla emtia krizi yaşayan dünyanın 2022’de yıl boyunca ivme kaybetmesi neredeyse kesin. Yellen bile kısa ve sığ bir resesyon fikrini pazarlamaya başladı. Avrupa ise güç kıtlığı yüzünden kışın sakinliğe girmeye aday.
S&P500 ve MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Pay Endeksi artık bu mümkünlüğü fiyatlamaya başladı. Lakin, resesyon büsbütün iskonto edilmiş değil. Ek olarak, şayet küresel talebin yavaşlaması emtia meblağlarında ayı pazarına niye şayet olmazsa, yani arz kıtlığı ağır basarsa, resesyonun akabinde stagflasyon gelebilir. Bu durumda küresel pay senetleri bir darbe daha alacak, zira stagflasyon Fed ve AMB üzere rezerv para merkez bankalarının 2023 yılı boyunca nakdî sıkılaştırmayı sürdürmesi gerekecek. Son olarak da, stagflasyon senaryosunda tüm dünyanın borçlanma maliyetlerini belirleyen ABD 10-30 yıl vadeli DİBS getirilerinin kayda bedel ölçüde yükselmesi de kelam konusu.
En azından yaz boyunca küresel borsalarda ayı pazarı sürecek.
SABAH Bülteni: Japon Yeni dolar karşısında 24 yılın yeni en düşük seviyesinde!
ABD’de ikinci el konut satışları neredeyse son iki yılın en düşük düzeyine indi
Resesyon korkusu petrol fiyatını aşağıya çekerken altına dayanak verdi