Observer Araştırma Enstitüsü Lideri Samir Saran, Netflix Kamu Siyasetleri Lider Yardımcısı Madeleine de Cock Buning, CyberPeace Enstitüsü CEO’su Stéphane Duguin ile Parsons School of Design Medya Tasarım Doçenti David Carroll’ın katıldığı oturumun moderatörlüğünü TRT World Sunucusu Andrea Sanke yaptı.
“Türkiye’de üretilen içerik dünyaya yayılıyor”
Netflix Kamu Siyasetleri Lider Yardımcısı Madeleine de Cock Buning medya okuryazarlığının artması ile dijital platformların dünyaya ulaştığını söylemiş oldu ve Türkiye meselai verdi: “Tüketici neyi, hangi aygıttan izlemek istediklerini seçiyor. Türkiye bunun en hoş örneği, yani Türkiye’de üretilen bir şey tüm dünyaya dağılabiliyor.” Dezenformasyonun dünya genelinde büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Buning, kanunların teknolojik gelişmelerin gerisinde kalabildiğini söyleyerek, “Teknoloji ve yasal düzenlemeler eş vakitli ilerlemeli” dedi.
“Şirketlerden sızan bilgiler güç tutkusunun kararı”
Parsons School of Design Medya Tasarım Doçenti David Carroll en hayli tercih edilen toplumsal medya platformlarından birinin şirket ortasından bilgi sızdırdığını hatırlatarak, “Çalışanların devletlerden daha fazla gücü var buradaki yanlışı ortaya çıkartmakta. İçeriden sızan evraklara bakılırsa burada bir nitelikten fazla bir nicelik ve güç tutkusu olduğunu görüyoruz” dedi.
“Siber Güvenlik insanları koruyor”
CyberPeace Enstitüsü CEO’su Stéphane Duguin siber dünyada hesap verilebilirliğin kıymetine dikkat çekti ve ekledi: “Siber güvenlik artık sistemleri ve maddiyatı değil, insanları, mağduriyetleri, toplumları korumak üzerine eviriliyor.”
“Dezenformasyon Suçtur”
Observer Araştırma Enstitüsü Lideri Samir Saran, bilgi kirliliğinin kullanıcılara olumsuz tesirlerinden bahsetti. Siber hata ve siber tehlikenin insanları asıl sıkıntıdan uzaklaştırdığını söyleyen Saran, “Bu hatadır. Bu cins tariflerden siber ve dijital ön ekini düşünmemiz gerekiyor. Bunlar ferdî şeyler ve insan ömründen uzaklaştırılacak bir şey değil” dedi.
“Türkiye’de üretilen içerik dünyaya yayılıyor”
Netflix Kamu Siyasetleri Lider Yardımcısı Madeleine de Cock Buning medya okuryazarlığının artması ile dijital platformların dünyaya ulaştığını söylemiş oldu ve Türkiye meselai verdi: “Tüketici neyi, hangi aygıttan izlemek istediklerini seçiyor. Türkiye bunun en hoş örneği, yani Türkiye’de üretilen bir şey tüm dünyaya dağılabiliyor.” Dezenformasyonun dünya genelinde büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Buning, kanunların teknolojik gelişmelerin gerisinde kalabildiğini söyleyerek, “Teknoloji ve yasal düzenlemeler eş vakitli ilerlemeli” dedi.
“Şirketlerden sızan bilgiler güç tutkusunun kararı”
Parsons School of Design Medya Tasarım Doçenti David Carroll en hayli tercih edilen toplumsal medya platformlarından birinin şirket ortasından bilgi sızdırdığını hatırlatarak, “Çalışanların devletlerden daha fazla gücü var buradaki yanlışı ortaya çıkartmakta. İçeriden sızan evraklara bakılırsa burada bir nitelikten fazla bir nicelik ve güç tutkusu olduğunu görüyoruz” dedi.
“Siber Güvenlik insanları koruyor”
CyberPeace Enstitüsü CEO’su Stéphane Duguin siber dünyada hesap verilebilirliğin kıymetine dikkat çekti ve ekledi: “Siber güvenlik artık sistemleri ve maddiyatı değil, insanları, mağduriyetleri, toplumları korumak üzerine eviriliyor.”
“Dezenformasyon Suçtur”
Observer Araştırma Enstitüsü Lideri Samir Saran, bilgi kirliliğinin kullanıcılara olumsuz tesirlerinden bahsetti. Siber hata ve siber tehlikenin insanları asıl sıkıntıdan uzaklaştırdığını söyleyen Saran, “Bu hatadır. Bu cins tariflerden siber ve dijital ön ekini düşünmemiz gerekiyor. Bunlar ferdî şeyler ve insan ömründen uzaklaştırılacak bir şey değil” dedi.