Right now ne işe yarar ?

Can

New member
Küresel Perspektiften “Ne İşe Yarar?” Sorusuna Bir Bakış

Hayatın hızla akıp gittiği bu çağda, hepimizin zaman zaman durup kendimize sorduğu ortak bir soru vardır: “Bu ne işe yarar?” Bu soru, yalnızca bir nesnenin ya da fikrin işlevselliğini sorgulamakla kalmaz; aynı zamanda insanın dünyadaki yerini, yaptığı işin anlamını ve yaşamın değerini de tartışmaya açar. Farklı kültürlerde bu soruya verilen yanıtlar, o toplumun değer sistemini, bireysel önceliklerini ve yaşam felsefesini ortaya koyar.

Batı Kültürlerinde “Ne İşe Yarar?”: Verimlilik, Bireycilik ve Rasyonalite

Batı toplumlarında “ne işe yarar?” sorusu genellikle pragmatizm ve verimlilik ekseninde şekillenir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde bu soru, “bana ne kazandırır?” veya “topluma nasıl katkı sağlar?” gibi alt sorularla birlikte düşünülür. Bu yaklaşım, kapitalist üretim modelinin ve bireysel başarıyı ön planda tutan kültürel yapının bir sonucudur.

Max Weber’in “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” adlı eserinde belirttiği gibi, Batı’da çalışma, yalnızca geçim aracı değil; Tanrı’ya ve topluma karşı bir sorumluluk biçimi olarak da görülmüştür. Bu tarihsel altyapı, günümüzde bile “ne işe yarar” sorusunu işlevsellik ve ölçülebilir sonuçlar üzerinden değerlendiren bir zihniyeti destekler.

Bireyler, yaptıkları işin somut karşılığını görmek ister. Erkekler genellikle bu işlevselliği bireysel performansla ilişkilendirirken, kadınlar “yararlılığın” sosyal bağlamdaki etkilerini –örneğin başkalarına fayda sağlamayı veya topluluk bilincini güçlendirmeyi– öne çıkarır. Ancak bu fark, biyolojik değil; kültürel ve tarihsel kodlarla şekillenen bir eğilimdir.

Doğu Toplumlarında “Ne İşe Yarar?”: Uyum, Anlam ve Kolektivite

Japonya, Çin, Kore gibi Doğu Asya ülkelerinde “ne işe yarar” sorusu, toplumsal uyum ve ahlaki denge üzerinden yorumlanır. Örneğin Japon kültüründe “yararlılık”, yalnızca pratik sonuçlarla değil, “wa” yani uyum kavramıyla ilişkilendirilir. Bir şeyin işe yarar olması, sistemin bütününe katkı sağlamasıyla ölçülür.

Çin’de ise Konfüçyüsçü düşünce, yararlılığın toplumsal düzenle uyumlu olmasını vurgular: “Kendin için istediğini başkası için de iste.” Bu anlayış, bireyin faydasını toplumun faydasından ayırmaz.

Bu bağlamda, kadınların ilişkisel düşünme biçimiyle erkeklerin yapısal ve işlevsel bakış açısı arasında bir denge kurulur. Kadınlar genellikle toplumsal yararı, erkeklerse sistematik faydayı öne çıkarır; ancak ikisi de birbirini tamamlayan iki farklı bakış olarak görülür.

Orta Doğu ve Akdeniz Kültürlerinde “Ne İşe Yarar?”: İnanç, Gelenek ve Sosyal Bağlar

Orta Doğu toplumlarında “ne işe yarar?” sorusu, yalnızca dünyevi değil, manevi anlam boyutunda da değerlendirilir. Bir şeyin işe yaraması, “hayırlı” veya “faydalı” olmasıyla eşdeğerdir. Türk kültüründe bir eylem “işe yarıyorsa”, çoğu zaman birine dokunuyor, bir derdi çözüyor ya da bir gönül kazanıyordur. Bu bakış açısı, topluluk bilinciyle iç içe geçmiş bir yararlılık anlayışını yansıtır.

Bu kültürel zeminde erkeklerin faydayı “aileye, işe, üretime” katkı üzerinden anlamlandırdığı; kadınların ise “ilişkilere, empatiye, toplumsal dayanışmaya” yöneldiği görülür. Ancak modernleşme süreciyle birlikte bu çizgiler bulanıklaşmış; kadınlar ekonomik faydayı, erkekler ise duygusal yararlılığı sorgular hale gelmiştir.

Afrika Perspektifi: Toplumsal Yararın Kalbinde Topluluk

Afrika kültürlerinde “ne işe yarar” sorusu toplumsal birlik ve kolektif kimlik kavramlarıyla iç içedir. “Ubuntu” felsefesi bu anlayışın özünü oluşturur: “Ben, biz olduğumuz için varım.” Bir eylemin ya da nesnenin yararı, bireye değil, topluma sağladığı faydayla ölçülür. Bu bağlamda, “yarar” kavramı ekonomik değil, ahlaki bir ölçüt haline gelir.

Bu perspektiften bakıldığında, Batı’nın birey merkezli “işe yararlık” anlayışı ile Afrika’nın topluluk odaklı yaklaşımı arasında derin bir fark olduğu görülür. Ancak ilginç bir biçimde, her iki anlayış da kendi bağlamında anlamlıdır ve toplumsal düzenin devamını sağlar.

Modern Dünyada “Ne İşe Yarar?”: Teknoloji, Sosyal Medya ve Kimlik Arayışı

Küreselleşme ve dijitalleşme ile birlikte “ne işe yarar” sorusu yeni bir boyut kazanmıştır. Artık yalnızca fiziksel nesneler değil, dijital içerikler de bu sorgulamanın merkezindedir. Bir paylaşımın, bir fikir tartışmasının ya da bir “trend”in işe yarayıp yaramadığı, beğeni sayıları ve görünürlük üzerinden ölçülür hale gelmiştir.

Bu durum, Batı’daki bireysellik anlayışını küresel ölçekte yayarken, Doğu’nun uyum arayışını da tehdit etmektedir. Sosyal medyada herkes bir anlamda “yararlı görünmeye” çalışır; ancak bu süreçte asıl anlam kaybolabilir.

Benzerlikler ve Farklılıklar Üzerine Düşünmek

Kültürler farklı olsa da, “ne işe yarar” sorusunun temelinde anlam arayışı yatar. Batı bunu ölçülebilir başarılarla, Doğu ise manevi dengeyle tanımlar. Afrika toplumları içinse yararlılık, dayanışmanın bir sonucu ve gereğidir.

Bu çeşitlilik içinde ortak bir nokta dikkat çeker: İnsan, yararlı olma ihtiyacıyla varlığını anlamlandırır. Fakat yararlılığın ölçüsü, yalnızca somut sonuçlarla değil, niyet ve etkiyle de ilgilidir.

Okuyucuya Sorular

- Sizce bir şeyin “işe yarar” olması için mutlaka somut bir fayda üretmesi mi gerekir, yoksa duygusal ya da manevi bir etki de yeterli midir?

- Kültürünüzde “yararlılık” daha çok bireysel başarıyla mı, yoksa toplumsal faydayla mı tanımlanır?

- Modern dünyanın hızında, siz hangi tür “yarar”ı daha anlamlı buluyorsunuz?

Sonuç: Yararlılığın Evrensel Arayışı

“Ne işe yarar?” sorusu, insanın evrensel merakıdır. Bu soruya verilen her yanıt, bir kültürün kimliğini, değerlerini ve tarihsel yolculuğunu yansıtır. Batı’nın ölçülebilir yararlılığı, Doğu’nun uyum arayışı, Afrika’nın kolektif bilinci ve Orta Doğu’nun manevi anlamı bir araya geldiğinde, aslında ortak bir insanlık hikâyesi ortaya çıkar:

İşe yaramanın özü, varlığımızın bir başkasına dokunmasıdır.

Kaynaklar:

- Weber, M. (1905). Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu.

- Hofstede, G. (2011). Culture’s Consequences: Comparing Values, Behaviors, Institutions, and Organizations Across Nations.

- Mbiti, J. (1990). African Religions & Philosophy.

- Tu, W.-M. (1985). Confucian Thought: Selfhood as Creative Transformation.
 
Üst