10 yıllık kiracıya ne kadar zam yapılır ?

Tolga

New member
[color=]10 Yıllık Kiracıya Ne Kadar Zam Yapılır? Bir Hikâye Üzerinden Düşünmek

Bir gün eski bir arkadaşım bana garip bir soru sordu: “10 yıldır aynı evde kiracıyım, ev sahibi zam yapmak istiyor. Ne kadar zam yapılabilir ki, bu normal mi?” Bu soru beni düşündürttü. Hani derler ya, “herkesin bir hikayesi vardır,” diye, işte bu soru bana da bir hikâye hatırlattı. O yüzden düşündüm ki, belki de meseleye biraz farklı bir açıdan yaklaşmak faydalı olabilir. Biraz tarihsel arka planla, karakterler üzerinden bugüne nasıl geldik ve bu kadar uzunca bir süre aynı evde kalmak ne anlama gelir, bunları konuşalım.

Bu hikâye, bazılarınıza tanıdık gelebilir; kimileri için ise yeni bir perspektif sunabilir. Hadi başlayalım.

[color=]Hikâye Başlasın: Ali ve Ayşe'nin 10 Yıllık Yolu

Ali ve Ayşe, 10 yıl önce, ilk evlerini kiralamak için ellerinde birikmiş birkaç bin TL ile ev arayışına çıktılar. İstanbul'un gürültüsünden uzak, ama işlerine yakın bir semtte, taşra havası taşıyan bir mahallede uygun bir yer bulmuşlardı. Ev sahibesi Şirin Hanım, yaşça bir hayli ileri yaşta, tek başına yaşayan ve kiraya verdikleri evinden emekli maaşını çıkaran bir kadındı. Ali ve Ayşe, o dönemde küçük ama sevimli evde mutlu bir şekilde yaşamaya başladılar. Ev sahibi, başlangıçta kirası düşük tuttu, çünkü o yıllarda kiralar daha makul seviyelerdeydi ve kira artışları da çok belirgin değildi.

Ancak, 10 yıl içinde her şey değişti. Hem şehir hem de kira piyasası hızla değişti. Ali ve Ayşe’nin yaşadığı mahalle, hızla gelişen bir bölge haline geldi. Yüksek binalar, yeni alışveriş merkezleri derken, evlerin değeri çok arttı. Şirin Hanım, evinin değerini fark etti ve zam yapmak gerektiğini düşündü. 10 yıl boyunca aynı kira bedelini ödemenin bir anlamda Adalet Bakanı'nın yıllık maaş artışını beklemek gibi olduğunu düşündü.

[color=]Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Ali'nin Planı

Ali, her zaman iş dünyasında çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemişti. Hemen hesapları yapmaya başladı. Eğer kira, %25 oranında artırılacaksa, yıllık ek maliyetin nasıl karşılanacağına dair strateji geliştirdi. Kendi işinden elde ettiği gelirin artmasıyla, bu artışı ödemek ona pek zor gelmeyecekti. Ama o yine de, 10 yıllık kiracılığına saygı gösterilmesi gerektiğini düşündü.

Ali'nin mantığı şuydu: "10 yıldır aynı evi tutuyorum, eğer ev sahibi benden bir iyilik bekliyorsa, ben de ona karşı birkaç adım atmalıyım. Bu kirayı ödeyebilirim ama temkinli olmakta fayda var. Eğer gereğinden fazla zam yaparsa, belki başka bir ev bulurum."

Evet, Ali pragmatik bir yaklaşım benimsemişti, ama Ayşe için aynı şey geçerli değildi.

[color=]Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı: Ayşe'nin Tereddütleri

Ayşe, olayları her zaman daha duygusal bir çerçevede değerlendiren biri olmuştu. 10 yıl boyunca Şirin Hanım’la çok iyi geçinmiş, ona karşı oldukça empatik bir yaklaşım sergilemişti. Şirin Hanım’ın tek başına yaşadığını ve yaşının ilerlemiş olduğunu biliyordu. Kira artışı gibi bir durumda, ev sahibinin de duygusal açıdan anlaşıldığını hissetmesi gerekirdi. Ayşe’nin bakış açısına göre, kira artışı bir ekonomik mesele olmaktan çok, ilişkilerin bir parçasıydı.

"Zam yapmak zorunda olabilir," diyordu Ayşe. "Ama bir şekilde ona da anlayış göstermeliyiz. 10 yıldır burada yaşıyoruz, belki de biraz da onun tarafından anlayışla karşılanmalıyız."

Ayşe, her zaman ilişkilerdeki dengeyi gözetmiş ve başkalarının duygusal dünyasına da saygı göstererek hareket etmeyi tercih etmişti. Kira artışını kabul etmek ve bu süreci yapıcı bir şekilde yönetmek, Ayşe için ilişkilerin uzun ömürlü olmasının temeli gibiydi.

[color=]Tarihsel ve Toplumsal Arka Plan: Kira Artışının Geçmişi

Tarihe baktığımızda, kira artışı meselesi aslında hep tartışılan bir konu olmuştur. Türkiye’de uzun yıllar boyunca devlet, kiracıyı koruma amacı güderek, kira artışlarını sınırlandıran yasalar getirmiştir. 2000’li yıllara kadar, özellikle büyük şehirlerde kiracılar için devletin sağladığı koruma, kiraların aşırı şekilde artmasını engellemişti. Ancak 2000'lerin ortalarından itibaren kiralama piyasası liberalize olmuş, kiralar serbest bırakılmış ve enflasyon oranlarıyla uyumlu olarak yıllık artışlar gündeme gelmiştir.

2010’lu yıllarda ise özellikle İstanbul ve diğer büyük şehirlerde kiraların astronomik oranlarda arttığına şahit olduk. İnşaat sektöründeki patlama, konut arzı ve talep dengesizliği, kiraların daha hızlı artmasına yol açtı. Bu da kiracılar için ekonomik zorlukları beraberinde getirdi.

Bugün, 10 yıl boyunca aynı evde kalan bir kiracının kira artışıyla karşılaşması aslında normal bir durum. Ancak toplumsal olarak, kiracılar ve ev sahipleri arasında bir denge oluşturulmaya çalışılmaktadır. Peki, ev sahibi ne kadar artış yapmalı, kiracı da ne kadar kabul etmeli? İşte burada, tıpkı Ali ve Ayşe’nin hikayesinde olduğu gibi, kişisel yaklaşımlar ve çözümler devreye giriyor.

[color=]Sonuç ve Forumda Tartışma

Ali ve Ayşe’nin hikayesi, aslında bize birçok şeyi düşündürtebilir. Kira artışı meselesi, sadece ekonomik değil, aynı zamanda ilişkisel bir meseledir. Erkekler genellikle çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımlar benimserken, kadınlar ise empatik ve ilişki odaklı bir tutum sergileyebiliyor. Peki, sizce 10 yıllık bir kiracıya ne kadar zam yapılmalı? Sadece ekonomik gerçeklikler mi geçerli, yoksa duygusal bağlar da göz önünde bulundurulmalı mı?

Ev sahiplerinin ve kiracıların ilişkisi nasıl bir denge üzerine kurulmalı? Forumda tartışmak üzere, kendi deneyimlerinizi paylaşmanızı çok isterim.
 
Üst