MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli partisinin küme toplantısında konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şu biçimde:
Birtakım gayeli cahiller Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’nın reddi mirası ile kurulduğunu söylese de bu sav büsbütün uydurma, objektif tarihî gerçekliklere zıttır. Cumhuriyeti övmek demek onun öncesini gözden çıkarmak değildir.
Aziz Atatürk’e nazaran Cumhuriyet rejimi demokrasi sistemiyle devlet hali demektir. Millet egemenliğine dayanması demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir. Rejim ile hükümet sistemi içindeki farkı çarpıtmak için kara propaganda yapanlar cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini amaç sistemine koymuşlardır. Gerçekte yegane değişen idare sistemidir. Rejim öteki, hükümet ve idare sistemi diğerdir. Türkiye’de rejimin ismi cumhuriyettir, hükümet sisteminin ismi cumhurbaşkanlığı idare sistemidir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin arkasında 15 Temmuz ihanet ve işgal hevesine karşı milletin kahramanca direnişi vardır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi başkentimizin bombalandığı bir devrin daha sonrasındasında ulusal diriliş ruhu ile doğmuştur.
“KILIÇDAROĞLU KOMİK DURUMA DÜŞÜYOR”
Kılıçdaroğlu Türkiye’de demokrasi olmadığını söylüyor. Bu ülkeye gerçek demokrasiyi getireceklerini vaat ediyor. Bu bedellerin esirgeyici aziz Türk milletidir. Kılıçdaroğlu’na kim ne söylüyorsa komik duruma düşüyor yanlışa sürüklüyor. Zihinleri fukara akılları ukaladır. Akıl hocalarını gözden geçirmesinde yarar vardır. Türkiye’de demokrasi vardır ve hakimdir.
Kılıçdaroğlu tıpkı zamandavlete tıpkı vakitte millete kazan kaldırmıştır. bu biçimde bir şahsın CHP Genel Lideri olması inanılmayacak bir talihsizliktir. Türkiye’de ulusal irade vardır, egemenliğin sahibidir. Kılıçdaroğlu’nun gözü ile bakınca her şey rezalettir. Geçmişini unutan mankurttur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün CHP ile sırf kuruluş yılları ile ilgili ilişkisi kalmıştır. CHP o eski CHP değildir. her insanın iş ve aş problemlerini çözmüş bir ulusal ekonomiyi, terörün kökünü kazımış ve felç etmiş bir bünyeyi, dünyaya Türkçe bakan bir dış siyaset mimarisini el birliği ile, Cumhur İttifakı ile sağlayacağız.
İrademiz ve gücümüz Büyük Türk Milleti’dir. Türkiye Cumhuriyet toplumun huzuru, ulusal dayanışma ve adalet ortasında, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve toplumsal bir hukuk devletidir. Laikliğin tahribatı ve tenkisatı imkansızdır. Bu milletin devletin varlığı ile kimin sorunu varsa bizim de onlarla problemimiz sonuna kadar olacaktır. Alayını her cephede karşılayacağımız yeterli bilinmelidir. Cumhurşiyet kolay kazanılmadı, işbirlikçi kalpazanlara bırakılmayacaktır. Cumhuriyete düşmanlık Cumhur’a düşmanlıktır. Cumhuriyet ücretsiz kazanılmadı, sahibi millettir.
10 BÜYÜKELÇİDEN GERİ ADIM
ABD’nin resmi hesabından düzeysiz bir açıklama yapıldı. Devam eden bir davanın faili ile ilgili hukuksuz bir davette bulunmuşlardır. Demokratik teamüller çiğnendi, Türkiye 10 büyükelçi tarafınca amaç alındı. Yürüyen bir yargısal sürece müdahale üzere bir skandala imza atmışlardır.
özetlemek gerekirse söylersek bu 10 büyükelçi Osman Kavala’nın hür bırakılması için açıklama yapmıştır. Kılıçdaroğlu da birebirini seslendirmiş, İP Lideri da yeşil ışık yakmıştır. Zalim bir üst akıl hem büyükelçileri ve Millet İttifakı’nı dürte dürte harekete geçirmiştir. Şirret bir oyun ve tehlikeli bir rol paylaşımı sözmevzusudur. Türkiye’yi sıkıştırmak, bir daha sonraki tehditvari adımları tetiklemek için yapılmıştır. Emeller ortaya çıkmıştır. Bu harcın ortasında CHP’den İP’ine kadar siyasi partilerin varlığı utanç kaynağpıdır. Kavala Soros’un kuryesi, Seyahat Parkı olaylarının azmettiricisidir.
Soros uşağı olan Kavala 4 Ağustos 2015’te yapılan bir röportajda PKK’yı rasyonel siyaset üretmekle tabir etmiş, bu kadar gözü dönmüştür.
AYM’YE DEMİRTAŞ VE KAVALA YANSISI
29 Aralık 2017’de AYM’ye ondan sonrasında da AİHM’e müracaat yapmıştır. AYM 22 Mayıs 2019 tarihinde hukuka alışılmamış demiştir. AYM o denli bir hale gelmiştir ki, Türkiye’nin ne kadar kuyusunu kazan çapulcu var ise yanındadır. Osman Baydemir ile ilgili hak ihlali sonucu veren, 30 bin TL tazminat ödenmesi sonucunı da AYM vermiştir. Şu adaletsizliğe bakın ki hem canımızı alıyorlar hem paramızı alıyorlar. Zira failin, katilin, teröristin hak ihlaline kaldığını tez eden bir mahkemenin şehitlerimize, gazilerimize, yetimlerimize söyleyecek tek bir kelamı olamaz.
Sorarım sizlere AYM kapanmasın da hak ve hukukun prestiji mı yok olsun. AYM kapanmasın da terörle uğraşa sünger mi çekilsin. Demirtaş ve Kavala davasında hak ihlali sonucu veren kelamda yargıçlar gelsin bunu külahıma anlatsınlar. Haydi buyursunlar, FETÖ’cüler ile bölücüler ile ilgili süren mahkemeler kısa mühlet ortasında sonuçlandırılmalıdır. Teröre yardım ve yataklık yapan vekillerin dokunulmazlıklarının hızla görüşülmesi gerekmektedir.
AİHM kararlarını uygulamayan Yunanistan’a hiç bir reaksiyon gelmemektedir. 10 büyükelçi Sorosçu Kavala ile birebir mevziiye girerek adeta Türkiye muhtıra vermiştir. Bu bağımsızlığımıza kumpastır. Şayet G20 toplantısı öncesi Türkiye’ye ileti vermek için büyükelçileri maşa üzere kullananlar var ise yel biçeceklerini söylemek isterim.
“HERKES HADDİNİ BİLSİN”
Viyana Mukavelesi’nin 9 ve 41’inci unsurlarını hatırlatan MHP önderi Bahçeli, “hiç bir organ makam, merci yahut kişi mahkemelere ve yargıçlara talimat veremez. 10 büyükelçi birebir zamandamokratik bağlantılar hakkında Viyana Mukavelesine tıpkı vakitte Anayasa’ya muhalif hareket etmişlerdir. Türkiye’de nazaranv yapan dış misyonlar dahil hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. Her şey hayli açıktır. 10 ülkenin büyükelçisi aslına bakarsan istenmeyen adam haline gelmişlerdir. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada Viyana Mukavelesi’nin 41’inci hususunu teyit eder açıklama yapmıştır. Öteki büyükelçilerden de benzeri açıklama gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bahadır ve kararlı tavrı tarihi bir yanlışın düzeltilmesinde değerli bir destektir. Türkiye kum torbası değildir, küstahların elinde oyuncak olmayacaktır. 18 Ekim bildirisinden geri adım atılması olumludur.
Bu Sorosçu’nun kararı verilirse evvel cezasını Türkiye’de çekmesi, daha sonra da vatandaşlıktan çıkarılarak 10 büyükelçiden birisinin ülkesine gönderilmesi zaruriyettir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi çıkarları ismine hiç bir dış misyon şefi nüfuzu altında tutamayacaktır. Herkes haddini bilsin, saygısızlığa tahammülümüz yoktur.
SURİYE-IRAK TEZKERESİ
Tezkereye ön kuralsız evet diyeceğimizi kararlılıkla beyan ediyorum. Herkes tarafını belirlemelidir.
ABD’YE F-35 YANSISI
ABD haydut devlet durumuna düşmek istemiyorsa ya paramızı ya uçakları vermekle yükümlüdür.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şu biçimde:
Birtakım gayeli cahiller Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’nın reddi mirası ile kurulduğunu söylese de bu sav büsbütün uydurma, objektif tarihî gerçekliklere zıttır. Cumhuriyeti övmek demek onun öncesini gözden çıkarmak değildir.
Aziz Atatürk’e nazaran Cumhuriyet rejimi demokrasi sistemiyle devlet hali demektir. Millet egemenliğine dayanması demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir. Rejim ile hükümet sistemi içindeki farkı çarpıtmak için kara propaganda yapanlar cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini amaç sistemine koymuşlardır. Gerçekte yegane değişen idare sistemidir. Rejim öteki, hükümet ve idare sistemi diğerdir. Türkiye’de rejimin ismi cumhuriyettir, hükümet sisteminin ismi cumhurbaşkanlığı idare sistemidir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin arkasında 15 Temmuz ihanet ve işgal hevesine karşı milletin kahramanca direnişi vardır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi başkentimizin bombalandığı bir devrin daha sonrasındasında ulusal diriliş ruhu ile doğmuştur.
“KILIÇDAROĞLU KOMİK DURUMA DÜŞÜYOR”
Kılıçdaroğlu Türkiye’de demokrasi olmadığını söylüyor. Bu ülkeye gerçek demokrasiyi getireceklerini vaat ediyor. Bu bedellerin esirgeyici aziz Türk milletidir. Kılıçdaroğlu’na kim ne söylüyorsa komik duruma düşüyor yanlışa sürüklüyor. Zihinleri fukara akılları ukaladır. Akıl hocalarını gözden geçirmesinde yarar vardır. Türkiye’de demokrasi vardır ve hakimdir.
Kılıçdaroğlu tıpkı zamandavlete tıpkı vakitte millete kazan kaldırmıştır. bu biçimde bir şahsın CHP Genel Lideri olması inanılmayacak bir talihsizliktir. Türkiye’de ulusal irade vardır, egemenliğin sahibidir. Kılıçdaroğlu’nun gözü ile bakınca her şey rezalettir. Geçmişini unutan mankurttur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün CHP ile sırf kuruluş yılları ile ilgili ilişkisi kalmıştır. CHP o eski CHP değildir. her insanın iş ve aş problemlerini çözmüş bir ulusal ekonomiyi, terörün kökünü kazımış ve felç etmiş bir bünyeyi, dünyaya Türkçe bakan bir dış siyaset mimarisini el birliği ile, Cumhur İttifakı ile sağlayacağız.
İrademiz ve gücümüz Büyük Türk Milleti’dir. Türkiye Cumhuriyet toplumun huzuru, ulusal dayanışma ve adalet ortasında, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve toplumsal bir hukuk devletidir. Laikliğin tahribatı ve tenkisatı imkansızdır. Bu milletin devletin varlığı ile kimin sorunu varsa bizim de onlarla problemimiz sonuna kadar olacaktır. Alayını her cephede karşılayacağımız yeterli bilinmelidir. Cumhurşiyet kolay kazanılmadı, işbirlikçi kalpazanlara bırakılmayacaktır. Cumhuriyete düşmanlık Cumhur’a düşmanlıktır. Cumhuriyet ücretsiz kazanılmadı, sahibi millettir.
10 BÜYÜKELÇİDEN GERİ ADIM
ABD’nin resmi hesabından düzeysiz bir açıklama yapıldı. Devam eden bir davanın faili ile ilgili hukuksuz bir davette bulunmuşlardır. Demokratik teamüller çiğnendi, Türkiye 10 büyükelçi tarafınca amaç alındı. Yürüyen bir yargısal sürece müdahale üzere bir skandala imza atmışlardır.
özetlemek gerekirse söylersek bu 10 büyükelçi Osman Kavala’nın hür bırakılması için açıklama yapmıştır. Kılıçdaroğlu da birebirini seslendirmiş, İP Lideri da yeşil ışık yakmıştır. Zalim bir üst akıl hem büyükelçileri ve Millet İttifakı’nı dürte dürte harekete geçirmiştir. Şirret bir oyun ve tehlikeli bir rol paylaşımı sözmevzusudur. Türkiye’yi sıkıştırmak, bir daha sonraki tehditvari adımları tetiklemek için yapılmıştır. Emeller ortaya çıkmıştır. Bu harcın ortasında CHP’den İP’ine kadar siyasi partilerin varlığı utanç kaynağpıdır. Kavala Soros’un kuryesi, Seyahat Parkı olaylarının azmettiricisidir.
Soros uşağı olan Kavala 4 Ağustos 2015’te yapılan bir röportajda PKK’yı rasyonel siyaset üretmekle tabir etmiş, bu kadar gözü dönmüştür.
AYM’YE DEMİRTAŞ VE KAVALA YANSISI
29 Aralık 2017’de AYM’ye ondan sonrasında da AİHM’e müracaat yapmıştır. AYM 22 Mayıs 2019 tarihinde hukuka alışılmamış demiştir. AYM o denli bir hale gelmiştir ki, Türkiye’nin ne kadar kuyusunu kazan çapulcu var ise yanındadır. Osman Baydemir ile ilgili hak ihlali sonucu veren, 30 bin TL tazminat ödenmesi sonucunı da AYM vermiştir. Şu adaletsizliğe bakın ki hem canımızı alıyorlar hem paramızı alıyorlar. Zira failin, katilin, teröristin hak ihlaline kaldığını tez eden bir mahkemenin şehitlerimize, gazilerimize, yetimlerimize söyleyecek tek bir kelamı olamaz.
Sorarım sizlere AYM kapanmasın da hak ve hukukun prestiji mı yok olsun. AYM kapanmasın da terörle uğraşa sünger mi çekilsin. Demirtaş ve Kavala davasında hak ihlali sonucu veren kelamda yargıçlar gelsin bunu külahıma anlatsınlar. Haydi buyursunlar, FETÖ’cüler ile bölücüler ile ilgili süren mahkemeler kısa mühlet ortasında sonuçlandırılmalıdır. Teröre yardım ve yataklık yapan vekillerin dokunulmazlıklarının hızla görüşülmesi gerekmektedir.
AİHM kararlarını uygulamayan Yunanistan’a hiç bir reaksiyon gelmemektedir. 10 büyükelçi Sorosçu Kavala ile birebir mevziiye girerek adeta Türkiye muhtıra vermiştir. Bu bağımsızlığımıza kumpastır. Şayet G20 toplantısı öncesi Türkiye’ye ileti vermek için büyükelçileri maşa üzere kullananlar var ise yel biçeceklerini söylemek isterim.
“HERKES HADDİNİ BİLSİN”
Viyana Mukavelesi’nin 9 ve 41’inci unsurlarını hatırlatan MHP önderi Bahçeli, “hiç bir organ makam, merci yahut kişi mahkemelere ve yargıçlara talimat veremez. 10 büyükelçi birebir zamandamokratik bağlantılar hakkında Viyana Mukavelesine tıpkı vakitte Anayasa’ya muhalif hareket etmişlerdir. Türkiye’de nazaranv yapan dış misyonlar dahil hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. Her şey hayli açıktır. 10 ülkenin büyükelçisi aslına bakarsan istenmeyen adam haline gelmişlerdir. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada Viyana Mukavelesi’nin 41’inci hususunu teyit eder açıklama yapmıştır. Öteki büyükelçilerden de benzeri açıklama gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bahadır ve kararlı tavrı tarihi bir yanlışın düzeltilmesinde değerli bir destektir. Türkiye kum torbası değildir, küstahların elinde oyuncak olmayacaktır. 18 Ekim bildirisinden geri adım atılması olumludur.
Bu Sorosçu’nun kararı verilirse evvel cezasını Türkiye’de çekmesi, daha sonra da vatandaşlıktan çıkarılarak 10 büyükelçiden birisinin ülkesine gönderilmesi zaruriyettir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi çıkarları ismine hiç bir dış misyon şefi nüfuzu altında tutamayacaktır. Herkes haddini bilsin, saygısızlığa tahammülümüz yoktur.
SURİYE-IRAK TEZKERESİ
Tezkereye ön kuralsız evet diyeceğimizi kararlılıkla beyan ediyorum. Herkes tarafını belirlemelidir.
ABD’YE F-35 YANSISI
ABD haydut devlet durumuna düşmek istemiyorsa ya paramızı ya uçakları vermekle yükümlüdür.