Arda
New member
Merhaba arkadaşlar,
Size geçen hafta başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Konusu biraz “iş dünyası”, biraz da “insan ilişkileri” üzerine… Hatta bu hikâye üzerinden eBA adlı şirketin ne olduğunu daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum.
---
[color=]Başlangıç: Tanışma ve Merak[/color]
Her şey bir sabah ofiste kahvemi alırken başladı. Yeni gelen stajyerlerden biri, elinde bir dokümanla bana “eBA nedir?” diye sordu. İlk başta biraz şaşırdım çünkü eBA’ya dair bilgiler genellikle resmi sitelerde yazılıdır, ama o gün ben bunu bir hikâye üzerinden anlatmayı tercih ettim.
Bu stajyer kız, ismi Elif, hemen not almaya başladı. Ben de ona eBA’yı bir karakter gibi anlattım:
> “Düşün ki bir şirket var, ismi eBA. Sadece iş yapmakla kalmıyor, iş süreçlerini dijitalleştiren, şirketlerin her adımını kolaylaştıran bir rehber gibi çalışıyor.”
Elif, gözleri parlayarak “Yani hem teknolojik hem insan odaklı bir şirket?” dedi. İşte tam o an, hikâyeyi karakterlerle zenginleştirmeye karar verdim.
---
[color=]Karakterler: Erdem ve Elif[/color]
Hikâyemizde iki karakter var: Erdem ve Elif.
- Erdem, erkek karakterimiz, çözüm odaklı ve stratejik. İş dünyasında sorunları analiz edip en kısa yoldan çözüm üretmeyi seven bir danışman. eBA’yı anlatırken sürekli verimlilik, süreç optimizasyonu ve stratejik planlama üzerinden örnekler veriyor.
- Elif, kadın karakterimiz, empatik ve ilişkisel. İnsanlarla iletişimi güçlü, müşteri deneyimini ve ekip içi uyumu önemsiyor. eBA’yı anlatırken şirketin insan odaklı yanlarını, çalışan memnuniyetini ve müşteri ilişkilerini öne çıkarıyor.
Birlikte çalıştıklarında, işte eBA’nın gerçek gücünü keşfediyorlar: Teknolojiyi stratejiyle birleştiren ama insanı da unutmayan bir şirket kültürü.
---
[color=]Hikâyenin Gelişimi: İlk Proje[/color]
Erdem bir sabah Elif’e şöyle dedi:
> “Elif, müşteri A için süreçleri hızlandırmamız lazım. eBA’nın dijital araçlarıyla adım adım plan yapabiliriz.”
Elif, bunu duyunca hemen empatik bir bakış açısı kattı:
> “Erdem, evet planlı ilerleyelim ama çalışanların adaptasyon süresini ve motivasyonunu da göz önünde bulundurmalıyız.”
İşte o an eBA’nın ne yaptığını somut olarak görmeye başladılar. Şirket, sadece yazılım sunmakla kalmıyor; iş süreçlerini herkes için daha anlaşılır ve uygulanabilir hâle getiriyordu. Erdem stratejik düşünürken Elif insan odaklı yaklaşıyordu.
---
[color=]Dijitalleşme ve İnovasyon[/color]
Bir sonraki gün, Erdem ve Elif yeni bir müşteri toplantısına girdiler. Erdem, eBA’nın sunduğu dijital raporları göstererek şunları söyledi:
> “Bak, veriler bize hangi sürecin yavaş olduğunu ve nerede kaynak israfı olduğunu net gösteriyor. Stratejimizi buna göre oluşturabiliriz.”
Elif ise toplantıda müşterilerin sorularını yanıtlıyor, onların endişelerini not ediyor ve ekibe geri iletiyordu:
> “Bu değişiklikleri adım adım uygularsak, herkes kendini sürecin bir parçası gibi hisseder.”
Böylece eBA’nın sadece teknolojik değil, aynı zamanda insan merkezli bir yaklaşımı benimsediği görülüyordu.
---
[color=]Zorluklar ve Çözümler[/color]
Tabii her hikâyede olduğu gibi burada da zorluklar vardı. Bir proje, planlandığı gibi gitmedi ve müşteri memnuniyeti risk altına girdi.
Erdem hemen stratejik analiz yaptı:
> “Ekip hangi adımlarda takılıyor? Hangi süreçleri hızlandırabiliriz? Hangi raporları öne çıkarmalıyız?”
Elif ise insan odaklı yaklaşımını ortaya koydu:
> “Çalışanlar stresli, motivasyonu artıracak küçük adımlar atabiliriz. Belki eğitim ve birebir destek işe yarar.”
Sonuç olarak, eBA’nın sistemleri ve araçları sayesinde sorun hızlıca çözüldü. Strateji ve empati birleşince hem iş hem de insan kazanmış oldu.
---
[color=]Hikâyenin Doruk Noktası[/color]
Projeyi başarıyla tamamladıktan sonra Erdem ve Elif ofiste kahvelerini yudumlarken düşündüler:
> “eBA sadece bir yazılım veya danışmanlık şirketi değil. İş süreçlerini optimize eden, insanı unutmayan, hem stratejik hem de empatik bir çözüm ortağı.”
Elif gülümseyerek ekledi:
> “Bence bu yüzden herkes eBA’yı konuşuyor. İnsanlar, teknolojiyle birlikte kendilerini değerli hissediyor.”
Erdem ise hafifçe başını salladı:
> “Kesinlikle. Buradaki başarı, strateji ve empatiyi bir araya getirebilmekte.”
---
[color=]Sonuç: eBA’nın Hikâyesi[/color]
Forumda paylaşmak istediğim ders şu: eBA, basit bir şirket ismi değil; iş dünyasında teknoloji ve insan ilişkilerini birleştiren bir kavram. Erdem ve Elif’in hikâyesi, bu şirketin karakterini ve yaklaşımını anlamamız için iyi bir örnek.
Sizce bu hikâyeyi kendi deneyimlerinizle ilişkilendirebilir misiniz? İş dünyasında strateji ve empatiyi dengelemek ne kadar mümkün? eBA gibi şirketler gelecekte iş süreçlerini daha da mı dönüştürecek?
Bu soruların cevaplarını tartışmak, belki hepimiz için yeni fikirler ve yöntemler sunabilir.
								Size geçen hafta başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Konusu biraz “iş dünyası”, biraz da “insan ilişkileri” üzerine… Hatta bu hikâye üzerinden eBA adlı şirketin ne olduğunu daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum.
---
[color=]Başlangıç: Tanışma ve Merak[/color]
Her şey bir sabah ofiste kahvemi alırken başladı. Yeni gelen stajyerlerden biri, elinde bir dokümanla bana “eBA nedir?” diye sordu. İlk başta biraz şaşırdım çünkü eBA’ya dair bilgiler genellikle resmi sitelerde yazılıdır, ama o gün ben bunu bir hikâye üzerinden anlatmayı tercih ettim.
Bu stajyer kız, ismi Elif, hemen not almaya başladı. Ben de ona eBA’yı bir karakter gibi anlattım:
> “Düşün ki bir şirket var, ismi eBA. Sadece iş yapmakla kalmıyor, iş süreçlerini dijitalleştiren, şirketlerin her adımını kolaylaştıran bir rehber gibi çalışıyor.”
Elif, gözleri parlayarak “Yani hem teknolojik hem insan odaklı bir şirket?” dedi. İşte tam o an, hikâyeyi karakterlerle zenginleştirmeye karar verdim.
---
[color=]Karakterler: Erdem ve Elif[/color]
Hikâyemizde iki karakter var: Erdem ve Elif.
- Erdem, erkek karakterimiz, çözüm odaklı ve stratejik. İş dünyasında sorunları analiz edip en kısa yoldan çözüm üretmeyi seven bir danışman. eBA’yı anlatırken sürekli verimlilik, süreç optimizasyonu ve stratejik planlama üzerinden örnekler veriyor.
- Elif, kadın karakterimiz, empatik ve ilişkisel. İnsanlarla iletişimi güçlü, müşteri deneyimini ve ekip içi uyumu önemsiyor. eBA’yı anlatırken şirketin insan odaklı yanlarını, çalışan memnuniyetini ve müşteri ilişkilerini öne çıkarıyor.
Birlikte çalıştıklarında, işte eBA’nın gerçek gücünü keşfediyorlar: Teknolojiyi stratejiyle birleştiren ama insanı da unutmayan bir şirket kültürü.
---
[color=]Hikâyenin Gelişimi: İlk Proje[/color]
Erdem bir sabah Elif’e şöyle dedi:
> “Elif, müşteri A için süreçleri hızlandırmamız lazım. eBA’nın dijital araçlarıyla adım adım plan yapabiliriz.”
Elif, bunu duyunca hemen empatik bir bakış açısı kattı:
> “Erdem, evet planlı ilerleyelim ama çalışanların adaptasyon süresini ve motivasyonunu da göz önünde bulundurmalıyız.”
İşte o an eBA’nın ne yaptığını somut olarak görmeye başladılar. Şirket, sadece yazılım sunmakla kalmıyor; iş süreçlerini herkes için daha anlaşılır ve uygulanabilir hâle getiriyordu. Erdem stratejik düşünürken Elif insan odaklı yaklaşıyordu.
---
[color=]Dijitalleşme ve İnovasyon[/color]
Bir sonraki gün, Erdem ve Elif yeni bir müşteri toplantısına girdiler. Erdem, eBA’nın sunduğu dijital raporları göstererek şunları söyledi:
> “Bak, veriler bize hangi sürecin yavaş olduğunu ve nerede kaynak israfı olduğunu net gösteriyor. Stratejimizi buna göre oluşturabiliriz.”
Elif ise toplantıda müşterilerin sorularını yanıtlıyor, onların endişelerini not ediyor ve ekibe geri iletiyordu:
> “Bu değişiklikleri adım adım uygularsak, herkes kendini sürecin bir parçası gibi hisseder.”
Böylece eBA’nın sadece teknolojik değil, aynı zamanda insan merkezli bir yaklaşımı benimsediği görülüyordu.
---
[color=]Zorluklar ve Çözümler[/color]
Tabii her hikâyede olduğu gibi burada da zorluklar vardı. Bir proje, planlandığı gibi gitmedi ve müşteri memnuniyeti risk altına girdi.
Erdem hemen stratejik analiz yaptı:
> “Ekip hangi adımlarda takılıyor? Hangi süreçleri hızlandırabiliriz? Hangi raporları öne çıkarmalıyız?”
Elif ise insan odaklı yaklaşımını ortaya koydu:
> “Çalışanlar stresli, motivasyonu artıracak küçük adımlar atabiliriz. Belki eğitim ve birebir destek işe yarar.”
Sonuç olarak, eBA’nın sistemleri ve araçları sayesinde sorun hızlıca çözüldü. Strateji ve empati birleşince hem iş hem de insan kazanmış oldu.
---
[color=]Hikâyenin Doruk Noktası[/color]
Projeyi başarıyla tamamladıktan sonra Erdem ve Elif ofiste kahvelerini yudumlarken düşündüler:
> “eBA sadece bir yazılım veya danışmanlık şirketi değil. İş süreçlerini optimize eden, insanı unutmayan, hem stratejik hem de empatik bir çözüm ortağı.”
Elif gülümseyerek ekledi:
> “Bence bu yüzden herkes eBA’yı konuşuyor. İnsanlar, teknolojiyle birlikte kendilerini değerli hissediyor.”
Erdem ise hafifçe başını salladı:
> “Kesinlikle. Buradaki başarı, strateji ve empatiyi bir araya getirebilmekte.”
---
[color=]Sonuç: eBA’nın Hikâyesi[/color]
Forumda paylaşmak istediğim ders şu: eBA, basit bir şirket ismi değil; iş dünyasında teknoloji ve insan ilişkilerini birleştiren bir kavram. Erdem ve Elif’in hikâyesi, bu şirketin karakterini ve yaklaşımını anlamamız için iyi bir örnek.
Sizce bu hikâyeyi kendi deneyimlerinizle ilişkilendirebilir misiniz? İş dünyasında strateji ve empatiyi dengelemek ne kadar mümkün? eBA gibi şirketler gelecekte iş süreçlerini daha da mı dönüştürecek?
Bu soruların cevaplarını tartışmak, belki hepimiz için yeni fikirler ve yöntemler sunabilir.
 
				