Cumhurbaşkanı Erdoğan, Samsun Çarşamba Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2022’de konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu biçimde:
Bu yıl 5’incisi düzenlenen dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji şenliğinin kapsama alanı artık sonlarımız dışına da taşmıştır. Geçtiğimiz Mayıs ayında Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de düzenlenen TEKNOFEST’i gururla takip ettim. TEKNOFEST Karadeniz’de sizlerle beraberyiz. Karşımdaki süper tablo, bir şeyi söz ediyor. TEKNOFEST evet, bizim. TEKNOFEST, farklı bir gençlik. TEKNOFEST şu anda tüm gücüyle ülkemizin geleceğine farklı bir ufuk çizgisi.
TEKNOFEST, 600 bin gencimizin yarıştığı bir şölene dönüştü. Aktifliğin gençlerimiz tarafınca bu derece benimsenmesi gerçek manada bir zihni ihtilaldir.
Bazıları gençlerimizi harflerle nesillere ayırarak ümitsizlik ateşi yakmaya çalışırken, asıl gerçek burada karşımızda duruyor.
Bazıları gençlerimizi harflerle nesillere ayırıp ümitsizlik yaratmaya çalışırken asıl gerçek işte burada karşımızda duruyor.
Türkiye’nin gerçeği de gereksinimi da TEKNOFEST neslidir. Bu gençlik bir asır evvel Çanakkale’de 7 düveli dize getirmişti. Bu gençlik bir asır evvel ulusal çabayı zafere ulaştırıp, düşmanı denize dökmüştü.
Özdemir Bayraktar çocuklarıyla bir arada adımı attı. Bayraktar İHA’ları üretmeye başladılar. Bugün yalnızca SİHA’larımız dünyanın 30’dan fazla ülkesinde ülkemizi gururla temsil ediyor.
Samsun’da birinci kez sizlerin takdirine sunulan Kızılelma insansız savaş uçağımız dünya harp tarihinde oyun değiştirici bir atak olarak görülmektedir.
Burada günümüzün Cezeri’si, Harezmi’si, Mimar Sinan’ı Ali Kuşçu’su olmak için can atan gençlerin yürek çarpıntısını duyuyorum.
2023’e hazır mısınız? Bu yürek çarpıntılarıyla bir arada hazır mısınız? Biz ülkemize 20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdık. nazaranve geldiğimizde yüzde 20 yerli ve ulusal. Artık yüzde 80 yerli ve ulusal savunma sanabir daha sahibiz. 2053, 2071 vizyonuyla hayli daha ileriye taşınacak. Rabbime bana bu biçimde bir gençlikle yol yürüme, gönül ve fikir birliği yapma imkanı verdiği için hamd ediyorum.
Sizlerin her birini teknoloji elçilerimiz olarak görüyorum. Ülkemizde zehir üzere çalışan beyinleri ve yerinde duramayan güçleriyle çabucak hemen kendilerine ulaşamadığımız gençlerimiz var. Onları da bu şölene davet edeceğiz. Türkiye’ye yakışan 600 bin değil, 1-2-3 milyonluk yarışmacılı teknoloji festivalleridir.
Bir fikrim var diyen gençlerin yurt dışına gitmeyi düşündüğü değil öteki ülkelerdeki gençlerin ülkemize akın ettiği bir teknoloji iklimi inşa etmeliyiz.
Nice teknolojiye dayalı atılımla gurur duymamızın niçini, savaşa olan hevesimiz değil, ülkemizi kuvvetli tutma mecburiyetimizdir.
“Ey Yunan İzmir’i unutma”
Şu anda Amerika Dedeağaç’a silahları, uçakları gönderiyor mu? Bak Yunan tarihe dön, fazlaca daha ileri gidersen bunun bedeli ağır olur ağır. Yunanistan’a bizim tek cümlemiz var. İzmir’i unutma. Adaları işgal etmeniz filan bizi bağlamaz, vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya bir gece birden gelebiliriz.
Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz, vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya, bir gece birden gelebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu biçimde:
Bu yıl 5’incisi düzenlenen dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji şenliğinin kapsama alanı artık sonlarımız dışına da taşmıştır. Geçtiğimiz Mayıs ayında Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de düzenlenen TEKNOFEST’i gururla takip ettim. TEKNOFEST Karadeniz’de sizlerle beraberyiz. Karşımdaki süper tablo, bir şeyi söz ediyor. TEKNOFEST evet, bizim. TEKNOFEST, farklı bir gençlik. TEKNOFEST şu anda tüm gücüyle ülkemizin geleceğine farklı bir ufuk çizgisi.
TEKNOFEST, 600 bin gencimizin yarıştığı bir şölene dönüştü. Aktifliğin gençlerimiz tarafınca bu derece benimsenmesi gerçek manada bir zihni ihtilaldir.
Bazıları gençlerimizi harflerle nesillere ayırarak ümitsizlik ateşi yakmaya çalışırken, asıl gerçek burada karşımızda duruyor.
Bazıları gençlerimizi harflerle nesillere ayırıp ümitsizlik yaratmaya çalışırken asıl gerçek işte burada karşımızda duruyor.
Türkiye’nin gerçeği de gereksinimi da TEKNOFEST neslidir. Bu gençlik bir asır evvel Çanakkale’de 7 düveli dize getirmişti. Bu gençlik bir asır evvel ulusal çabayı zafere ulaştırıp, düşmanı denize dökmüştü.
Özdemir Bayraktar çocuklarıyla bir arada adımı attı. Bayraktar İHA’ları üretmeye başladılar. Bugün yalnızca SİHA’larımız dünyanın 30’dan fazla ülkesinde ülkemizi gururla temsil ediyor.
Samsun’da birinci kez sizlerin takdirine sunulan Kızılelma insansız savaş uçağımız dünya harp tarihinde oyun değiştirici bir atak olarak görülmektedir.
Burada günümüzün Cezeri’si, Harezmi’si, Mimar Sinan’ı Ali Kuşçu’su olmak için can atan gençlerin yürek çarpıntısını duyuyorum.
2023’e hazır mısınız? Bu yürek çarpıntılarıyla bir arada hazır mısınız? Biz ülkemize 20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdık. nazaranve geldiğimizde yüzde 20 yerli ve ulusal. Artık yüzde 80 yerli ve ulusal savunma sanabir daha sahibiz. 2053, 2071 vizyonuyla hayli daha ileriye taşınacak. Rabbime bana bu biçimde bir gençlikle yol yürüme, gönül ve fikir birliği yapma imkanı verdiği için hamd ediyorum.
Sizlerin her birini teknoloji elçilerimiz olarak görüyorum. Ülkemizde zehir üzere çalışan beyinleri ve yerinde duramayan güçleriyle çabucak hemen kendilerine ulaşamadığımız gençlerimiz var. Onları da bu şölene davet edeceğiz. Türkiye’ye yakışan 600 bin değil, 1-2-3 milyonluk yarışmacılı teknoloji festivalleridir.
Bir fikrim var diyen gençlerin yurt dışına gitmeyi düşündüğü değil öteki ülkelerdeki gençlerin ülkemize akın ettiği bir teknoloji iklimi inşa etmeliyiz.
Nice teknolojiye dayalı atılımla gurur duymamızın niçini, savaşa olan hevesimiz değil, ülkemizi kuvvetli tutma mecburiyetimizdir.
“Ey Yunan İzmir’i unutma”
Şu anda Amerika Dedeağaç’a silahları, uçakları gönderiyor mu? Bak Yunan tarihe dön, fazlaca daha ileri gidersen bunun bedeli ağır olur ağır. Yunanistan’a bizim tek cümlemiz var. İzmir’i unutma. Adaları işgal etmeniz filan bizi bağlamaz, vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya bir gece birden gelebiliriz.
Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz, vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya, bir gece birden gelebiliriz.