Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar ziyareti dönüşünde Yeni Şafak Yazı İşleri Müdürü İdris Saruhan ve TVNET İktisat Şefi Semra Karabaş’ın da ortalarında olduğu gazetecilerin sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Katar ziyaretine ait değerlendirmesi şöyleki:
Sözlerimin çabucak başında, ebediyete irtihal eden bedelli hocamız Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Beyefendiye Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim taksiratını hasenata tebdil etsin; cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Oğlu Deniz’le görüşerek başsağlığı dileklerimi ilettim. Teoman Hoca nitekim ideoloji alanında ülkemizin müstesna isimlerinden bir tanesiydi. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Mükafatına de layık görülmüştü. Çok dinç bir dimağa sahipti. Teoman Duralı hocamızı ilmiyle, birikimiyle, yetiştirdiği öğrencileriyle ülkemizin kültür hazinesine yaptığı eşsiz katkılarla hep hayırla yâd edeceğiz. Milletimize, talebelerine, ailesine başsağlığı diliyorum. Rabbim makamını âli, yerini cennet eylesin diyorum. Rabbim inşallah cennetinde bizleri haşr-u cem eyler.
Aziz kardeşim Katar Buyruğu Pir Temim’in davetine icabetle Yüksek Stratejik Komitemizin Yedinci toplantısını Doha’da gerçekleştirdik. Bedelli Kardeşim Pir Temim’le ikili ve heyetler ortası olmak üzere son derece verimli görüşmeler yaptık. Katar’la iş birliğimizin derinleştirilmesi ve yeni alanlara genişletilmesi konusunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik. Yaptığımız mutabakatlarla birlikte Türkiye-Katar münasebetleri hayli daha farklı bir yere kavuşmuş oldu. İkili ilgilerimizde son senelerda kaydedilen aradan duyduğumuz memnuniyeti karşılıklı olarak lisana getirdik. Bölgesel ve global sorunlara yönelik tavırlarımızın örtüştüğünü bir kere daha müşahede ettik.
AA
Farklı alanlarda iş birliğimizi daha da güçlendirecek 15 muahedenin imza merasimini yaptık. Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Yedinci Toplantısı Ortak Bildirisini imzaladık. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar İş İnsanları Derneği, KOSGEB ile Katar Kalkınma Bankası, AFAD ile Katar Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Katar Vakıflar ve İslam İşleri Bakanlığı mutabakat zaptı imzaladı. Sıhhat ve tıp bilimleri, kültür, gençlik ve spor ile standardizasyon alanlarındaki iş birliklerimizin uygulama programlarını imza altına aldık. Büyük çaplı tertiplerin yerine getirilmesine ve Antalya Diplomasi Forumu ile Doha Forum içinde kurumsal iş birliği tesis edilmesine yönelik mutabakatların yanı sıra protokol alanında iş birliği mutabakat zaptını da imzaladık. Ayrıyeten Anadolu Ajansı ile Katar Haber Ajansı, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi ile Qatar Debate, İbn Haldun Üniversitesi ile Katar Üniversitesi de iş birliği mutabakatı imzaladı.
Akabinde Doha’da konuşlu Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığını ziyaret ettik ve tüm Mehmetçiklerimize hitap etme fırsatını bulduk. Ülkemizi ve milletimizi fedakârca temsil eden Mehmetçiğimizle bir ortaya gelerek hasret gidermiş olduk.
Katar’la karşılıklı temas ve istişareler sonucunda ikili bağlarımızı güçlendiriyoruz. Türkiye-Katar ilgileri bölgenin güvenlik ve istikrarına da değerli katkılar sağlıyor. Türkiye ve Katar güç devirlerde dayanışma ortasında hareket ederek, gerçek birer dost olduklarını göstermişlerdir. Özellikle 15 Temmuz ihaneti daha sonrasında Katar’ın ülkemizle sergilediği dayanışmayı unutamayız. Bizler de Katarlı kardeşlerimize yönelik haksız abluka ve yaptırımların boşa çıkarılması için her türlü adımı attık. İnşallah bundan daha sonra da Katar’ın ve Katarlı kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz.
“KÖRFEZ BÖLGESİNİN REFAHINI KENDİMİZDEN BAŞKA TUTMUYORUZ”
Türkiye olarak Körfez bölgesinin istikrarını, güvenliğini ve refahını kendimizden farklı tutmuyoruz. Katar ile öteki kimi bölge ülkeleri içinde yaşanan ihtilafın tahlile kavuşturulmasından da büyük bir memnuniyet duydum. Temennimiz önümüzdeki süreçte bölgedeki tüm kardeş ülkeler içindeki bağlantıların fazlaca daha ileriye ulaşmasıdır.
Katar’a geldiğimiz akşam Baba Buyruk Pir Halife bin Hamed El Sani ve Şeyha Moza ile de ailece bir yemeğimiz oldu. Onlarla da geçmişten bugüne süreci kıymetlendirme fırsatımız oldu.
Bu vesileyle, Türkiye’nin bölgede yaşanan gerginliklerin aşılmasına katkı sunmaya her vakit hazır olduğunu bir kere daha yinelamakta yarar görüyorum. Bu niyetlerle, bu ziyaretin ve yaptığımız mutabakatların ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Soru-Cevap
Türkiye ve Katar içinde Kabil Havalimanı’nın işletilmesi konusunda görüşmeler yapılacağı söylenmişti. Bu bahiste bir görüşme gerçekleşti mi?
Gerçekleşti. Bu mevzuyla ilgili olarak şu anda Katar tarafı özel daldan bir isim belirledi. Tıpkı biçimde Türkiye tarafı bir isim belirledi. Bu firmalar birbirleriyle görüşmek suretiyle, bununla birlikte Taliban’la da görüşmeleri yaparak, ilgili arkadaşlarımızla bu işe müzaheret edecekler. Başta güvenlik hususu olmak üzere uygun koşullar sağlanırsa Kabil’deki bu havalimanının işletilmesi sürecini ele alacaklar.
Geçtiğimiz perşembe günü Rum Kesitinin Bakanlar Kurulu’nda bir karar çıkmıştı. Türkiye’nin kıta sahanlığını da kapsayacak biçimde 5. parselde Amerikan firması ile Katar Petrolleri iştirakine verilen bir arama müsaadesi var. Dışişleri Bakanlığı’nın bu hususta bir reaksiyonu olmuştu. Bu husus gündeme geldi mi bu toplantıda?
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu tek taraflı adımının ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını görmezden geldiğini belirttik. Zira kelam konusu ruhsat alanının bir kısmı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını ihlal ediyor ve Ada’nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerinin haklarını yok sayıyor. Bu hususla ilgili tabi hatırlatma yaptık. Kederimizi de belirttik. Temenni ederim ki bunu aşarlar. Tabi Dışişleri Bakanlığımız da bunun takipçisi olacaktır.
“KURU DA ENFLASYONU DA AŞAĞI ÇEKECEĞİZ”
Yeni iktisat siyasetinin tesirleri ne vakit görülmeye başlanacak? Bu süreçte enflasyondaki yükselmeye devam ederse enflasyonla gayret ismine yeni siyasetler geliştirilecek mi? Pandemi süreciyle tedarik zincirlerinin Türkiye’ye kayması, yeni modelin tesirlerinin görülme sürecini hızlandıracak mı?
Biz bir kere yüksek faize katiyen inanmıyoruz. Düşük faiz siyasetiyle kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz. Muhakkak yüksek faizin, zengini daha varlıklı, yoksulu daha yoksul yapan bir anlayış olduğuna inanıyorum. Buna asla müsaade edemeyiz. ötürüsıyla da bu işi bir kere bu güzergahta, bu düzlemde devam ettireceğiz. Bizim sıkıntımız düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak; istihdamı artırmak suretiyle üretimi ve ihracatı artırmak… Bunu sağladığımız vakit bu bize büyümeyi getirecek. Kaldı ki bu aslına bakarsanız OECD ortasında de görülüyor. OECD’nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesiyiz. Türkiye’nin 2021 yılı büyüme iddialarını yüzde 10 olarak tabir eden memleketler arası kurumlar var. Biz de aslına bakarsan şu anda o oranı yakalayacağımızı tabir ediyoruz. Şu anda üçüncü çeyrekte malum yüzde 7,4’ü hamdolsun yakaladık. Yıl sonunda da inşallah bunun fazlası olacak, azı olmayacak. Bu hususta da kendimizden eminiz.
Tabi şu anda kimi eserlerde görülen fiyat artışlarının bir niçini global emtia meblağlarının yükselişiyken, bir niçini de maalesef piyasadaki açgözlü fırsatçılardır. Bu bilhassa de stokçuluktan kaynaklanıyor. Artık bu bütçe müzakerelerinden daha sonra çabucak bir yasal düzenleme yapacağız ve bu stokçuların üzerine önemli manada gideceğiz. Bundan daha sonraki süreçte cezai müeyyidelerin epeyce daha yüksek olacağının sinyalini şimdiden veriyorum. Bunu bilsinler ve bu stokçuluğa tevessül etmesinler. Hem ellerindekine el koyacağız tıpkı vakitte cezai müeyyideleri yüksek tutacağız.
AA
“STOKÇULUK YAPANIN TEPESİNDEYİZ”
Stokçuluk bizim dinimizde de haramdır. Bunun ismi ihtikardır. Buna fırsat veremeyiz. Kimse yaptığı işle vatandaşımıza zulüm edemez. Vatandaşımıza yaptıkları bu zulümle, oradan kazandıklarıyla helal lokma yediklerini zannetmesinler. Yoksul fukaranın hakkını gasp ediyorlar, bunu yiyorlar, buna fırsat vermeyeceğiz. Bunu da bilmelerini istiyorum.
Yeni ekonomik tertibin en değerli adımlarından bir tanesi de bu olacak. Çalışsın, kazansın. Şu anda Türkiye, imkanlarıyla buna hayli büyük fırsatlar veren bir ülke. Niçin helalinden çalışmıyorsun arkadaş? Niçin haram yollara başvuruyorsun? Stokçuluğu bırakacaksın bir sefer. Kim olursa olsun, her alanda stokçuluk yapanın doruğundayız.
“TAM BİR İBRET VESİKASI”
Bir yandan da yatırımla, üretimle, istihdamla ve ihracatla iktisadımızı daha da güçlendireceğiz. Ancak tabi bunu anlamayan bir ana muhalefet var. İşte Meclis’teki konuşmasında Meclis’in kutlu diyebileceğim kürsüsünde ana muhalefetin başındaki adamın el kol hareketlerini izlediniz, gördünüz. Türkiye Cumhuriyeti’nde ana muhalefetin başındaki bir adamın yaptığı hareketlere bakın. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde bu biçimde bir olay yaşandı mı? Bundan daha sonra da yaşanmaz herbiçimde. Bu, tam bir ibret vesikası. CHP’ye gönül veren tüm kardeşlerime de bilhassa sesleniyorum, sanki bu biçimde bir adama nereye kadar sabredeceksiniz? Yani ülkedeki iktidar partisine ve oraya gönül veren insanlara bu türlü küfür eden bir ana muhalefetin başına nereye kadar sabredeceksiniz? Herbiçimde 2023’e kadar.
KILIÇDAROĞLU’NA REAKSİYON: AHLAKSIZ BİR KARAKTERE SAHİP DEĞİLİZ
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, siyasette daima düzey ve üslup daveti yapıyorken, bu biçimde bir hareket yapıyor olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir taraftan “helalleşmek” diyeceksin, öbür taraftan milletin Meclisinde bu edepsiz el kol hareketini yapabilme cüreti göstereceksin. Kim öğrettiyse buna bunları… Sen aslına bakarsanız kasetle geldin. Kasetle gelen bir adam olarak artık yerini bu türlü mi koruyacaksın? Bu millet bu cins ahlaksızlara, bu biçimde bir yolu “hadi yürü” demez. Ona diğer türlü “yürü” der. O ne kadar bu biçimde yaparsa yapsın, biz tıpkı lisanla ona karşılık vermeyiz. Zira biz iktidar olarak, onun üzere edepsiz, ahlaksız bir yapıya, bir karaktere sahip değiliz.
“MERKEZ BANKASI REZERVLERİ ARTMAYA DEVAM EDECEK”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2022 Bütçe konuşmasında, “son günlerdeki kur hareketlerinin iktisadın gerçeklerine uygun olmadığını” sizin dediğiniz üzere yeniden teyit etti. “Bu manipülasyonun gerisinde bize karşı operasyon çekenler kelamda bize diz çöktürmek istiyorlar” dedi. Piyasada sığ bir hareket var lakin bunun kurları şuurlu, sistematik olarak şimdi her hafta, her gün üst yanlışsız çektiği, ötürüsıyla iktisatla ilgili bir belirsizlik yaratmaya çalıştığı izlenimi var. Bu sığ piyasa operasyonlarını kimler çekiyor? Devlet Denetleme Şurası bu mevzuda çalışmaya başladığı ayrıntıları vardı. Bu bahisteki kanılarınız nedir?
Bu hususta Devlet Denetleme Kurulu’na talimatımızı verdik. Devlet Denetleme Heyeti bu işin gerisinde kimlerin olduğu konusunda araştırmalarını yapıyor, yapacak. Buralardan kimler çıkacak onları da görme fırsatımız olacak. Ayrıyeten tabi şunu bir daha epey açık, net söyleyeyim; bizim rezervler noktasında önemli bir sorunumuz kelam konusu değil. İnşallah rezervlerimizi de bir daha tırmandırmaya devam edeceğiz. Rezervlerimiz inşallah daha da artacak. Rezervlerde son sayı 124 milyar dolar. Şu anda bu rezerv ölçüsü, rastgele bir endişeye yer olmadığının bir alametidir. Bu rezerv, bundan daha sonraki süreçte daha da artacak inşallah. ötürüsıyla bir rezerv zahmetimiz kelam konusu değil.
Kâfi ki yatırımcı bulalım. Kâfi ki bu mevzuda yatırımcılarla birlikte geleceğe daha kuvvetli bir biçimde yürüyelim. Şu anda Merkez Bankamız biroldukça ülkenin Merkez Bankalarıyla da dayanışma içerisinde. Onlarla da birfazlaca görüşmeler yapılıyor. Buralardan da tabi epeyce daha büyük güç kaynaklarını inşallah elde edecektir. Bizim bu noktada da rastgele bir kahrımız kelam konusu değil. Ben bu kur ataklarını da bilakis çevireceğimize inanıyorum. Her vakit söylemiş olduğim üzere, inşallah bu da bizi teğet geçecektir. Bunu herkes bu biçimde bilsin.
AA
“KILIÇDAROĞLU KISKANMA ÇALIŞ SENİN DE OLUR”
Selahattin Demirtaş, cezaevinden “Muhalefet birleşip bir miting yapmalı” dedi. Bunun üzerine CHP ve ÂLÂ Parti de miting yapmaya karar verdiler. Demirtaş’ın bu davetini nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz de Siirt’teydiniz. Meydanların lisanı ne anlatıyor?
Meydanların lisanı bana “AK iktidar, ak günlere yürüyüşünü motamot devam ettirsin” diyor. Geçen gün epeyce rahatsız olmuş Bay Kemal. Biz Siirt’te köprü, baraj, fabrika ve başka projelerin toplu açılış merasimini yaptık. Siirt’teki o meydan yıllar evvel bana cezaevi yolunu göstermişti. Biz oradan cezaevine yürümüştük. Ancak o gün baktım ki Siirt’te o meydan neredeyse iki katı dolu. Tıpkı anda bu beyefendi de Mersin’deydi. Fakat tabi Siirt, Mersin’den daha kalabalıktı. Oradan bize bir laf attı; “Herbiçimde bu sayısı TÜİK’ten aldı” dedi. Çok zavallı bu adam. TÜİK neyle uğraşır, Emniyet neyle uğraşır, bundan da haberi yok.
Emniyet’ten aldığımız sayılarla Siirt’teki iştirakin Mersin’e nazaran daha yüksek olduğunu öğrenmiş olduk. Kıskanma, çalış senin de olur. Biz çalışıyoruz, bunun sonucunda de Siirt’te elhamdülillah meydanlar tıklım tıklım doluyor. meğer ondan evvelkileri de takip etmiş olsa; Mersin’e biz de gittik, Mersin’de nasıl bir iştirak olduğunu öğrenirdi. Lakin tabi takip edemiyor zavallı. Birebir biçimde Adana’yı bir takip et bakalım, neredeydik, nasıl oldu… Bundan daha sonraki süreçte de bunlar birebir biçimde evelallah devam ediyor, devam edecek. Hiç telaşımız yok. Meydanların lisanı şu anda epey hayli olumlu bir biçimde gelişiyor. Bundan daha sonraki süreçte de bu biçimde gelişecek. Yağmur, çamur demeden evelallah meydanlar bizimle hemhal oluyor, bizimle bütünleşiyor.
“AMERİKA’YA SORUYORUZ, BU NASIL DOSTLUK?”
“Ben terörle çaba başlığında birtakım sorular sormak istiyorum. Gerek MİT’in gerek TSK’nın gerçekleştirdiği operasyonlar gündemdeki yerini koruyor. Ayrıyeten farklılık da gösteriyor. Kelamda elebaşları canlı olarak ele geçirilip ülkeye getiriliyor. Operasyonlar ne etapta? Türkiye tarihinde bilhassa PKK ile çabada en uygun noktaya geldiğimizi söyleyebiliriz. Bir de siz geçtiğimiz aylarda bir açıklama yapmıştınız, bu da hudut ötesi bir operasyon sinyali olarak okunmuştu. Gündemde var mı bu biçimde bir şey? ABD, Suriye hududunda, Haseke’de YPG/PKK’lı teröristlere yeni silahlı eğitim veriyor. Bu hususta ne düşünüyorsunuz?”
Biz Amerika’ya şunu söylüyoruz; “Siz teröre karşı birleşelim derken, öbür taraftan teröristlere silah, mühimmat, her türlü yardımı veriyorsunuz. Bu nasıl dostluktur, bu nasıl NATO’da birlikteliktir? Bize, bunun karşılığını verin?” Tabi bize bunun yanıtını veremiyorlar. Daha yeni görüştük Biden’la. Dışişleri Bakanım muhatabıyla bunları konuşuyor. Onlara da bunlar söyleniyor. Ancak bütün bunlara karşın maalesef Amerika bölgede yanlış bir siyaset yürütüyor. Biz bunu kendilerine söylemeye bir daha devam edeceğiz. Zira ne Cudi’de ne Gabar’da ne Tendürek’te ne Bestler-Dereler’de, aklınıza neresi gelirse, bütün buralarda biz terörle gayrete asla orta vermeyiz.
Öbür taraftan Edirne’de cezaevindeki zat bunlara diyor ki “bir ortaya gelin, birlikte mitingler yapın.” Bunu söyleyeceğine sen bir tane miting yap bakalım orada. Silk evvel kendi tabanına bir sinyal ver bakalım. Senin tabanının şu anda miting yapacak mecali kaldı mı? Biz tabi bunlarla muhatap olacak durumda değiliz. bu biçimde bir kaygımız yok. Şayet hala bunlar oradan yönetim ediliyorsa, benim milletimin bilhassa bu bahisteki hali epeyce açık, net ortaya çıkacaktır ve ortadadır. Milletim teröristlere yahut terörizme asla taviz vermeyecektir.
Teröristlerle gayrette şu anda güvenlik güçlerimiz her türlü önlemini almış vaziyette. Bunlara her türlü darbeyi vuruyor, operasyonu yapıyor ve buna devam edecek. Buradan taviz vermemiz mümkün değil. Terörizm ve terörist… Bu iki kavramı unutmayalım. Terörizme karşı bir uğraşımız var, bir de teröristlere karşı uğraşımız var. Bu uğraşlarda şehitler de veriyoruz fakat önemli manada da bunlardan binlerce teröristi gömdük. Gömmeye de devam edeceğiz. Buradan geri dönüş olamaz. Elhamdülillah bunu gittiğimiz güneydoğu vilayetlerinde, doğu vilayetlerinde epey açık, net görüyoruz. Bakıyoruz ki artık sokaklara, caddelere huzur gelmiş. Bu huzurdan geri gidilmesine ve tekrar o terör periyotlarına dönülmesine asla fırsat veremeyiz. Bu kararlılığımızı bu biçimdece devam ettireceğiz ki Türkiye’nin huzur ülkesi olma pozisyonunu daha da pekiştirelim.
“BİZ AB KARARI TANIMIYORUZ”
O cezaevinden talimat verene de dayanak veren bir Avrupa Birliği var. Avrupa Birliği’nin icra komitesi olarak isimlendirilen Bakanlar Komitesi, Osman Kavala ile ilgili olarak Türkiye’ye ihlal cezası verdiğini tabir etti. Selahattin Demirtaş ile ilgili de emsal karar alabileceğini söylemiş oldu. Yorumunuz, değerlendirmeniz ne olur?
Buna yorum yapmaya gerek yok ki. Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar sıradan. Yok farz ediyoruz. Bizim indimizde bunlar yok kararındadır. Bunları kaç sefer deklare ettik. İster anlasınlar ister anlamasınlar. Bizim yargımızın vermiş olduğu sonucun üzerinde biz, Avrupa Birliği sonucu tanımıyoruz. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Siyasi partiler ve seçim yasası ile Yeni anayasa çalışmalarınız uzunca bir müddetdir devam ediyor. Bilhassa seçim yasasında seçim barajı da dahil olmak üzere birfazlaca hususta İttifak ortağınız MHP ile anlaştığınız söylenmişti. Ne vakit kamuoyuna açıklanacak noktaya gelir?
Bununla ilgili Cumhur İttifakı olarak yapılmış bir çalışma var. Bu çalışmaya bizim taraftan Hayati Beyefendi riyasetinde bir grup, MHP tarafınca da Feti Beyefendi riyasetinde bir grup katıldı. Bu çalışmaların sonucunu paylaşıp adımı atacağız. Mevcut durumu inşallah daha adil bir pozisyona getireceğiz.
RUSYA-UKRAYNA TANSİYONU
Rusya ve Ukrayna gerginliğiyle ilgili bir soru yöneltmek istiyorum. ABD, bir taraftan istihbarat örgütlerinin açıklamalarıyla Rusya’nın gelecek yıl başına kadar Ukrayna’yı vuracağını söylüyor. Bu tarafta haberler çıktı. Öbür taraftan da Biden ve Putin’in bir sanal dorukta bu hususları konuşmak üzere bir ortaya geleceği belirtildi. Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya içindeki arabuluculuk teşebbüsü devam ediyor. Tüm bu gelişmeler bölgesel, global istikrarları nasıl tesirler?
Ukrayna ve yakın etrafındaki gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdürüyoruz. Temennimiz, tansiyonun daha fazla artmaması ve bölgede istikrarın korunmasıdır. Rusya ile Ukrayna içinde son haftalarda yükselen tansiyonu düşürmek ve bir diyalog kanalı tesis etmek maksadıyla elimizden gelen dayanağı vermeye hazırız. İki tarafın isteğiyle kolaylaştırıcılık, arabuluculuk yahut istek edilecek rastgele bir formatta takviye sunabiliriz. olağan olarak bölgenin barışı için üzerimize düşeni çekinmeden yaparız.
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri içinde yeni bir devir başladı. Abu Dabi Veliaht Prensinin Türkiye’ye gelişiyle bir dizi değerli muahede imzalandı. Buna benzeri bir müddetç İsrail ve Mısır’la da devam ettirebilir mi, başlatılabilir mi?
Abu Dabi idaresiyle, bu biçimde bir talep, teklif geldiği için tabi ki biz de bu işi memnuniyetle kabullendik ve görüşmeleri istihbaratımızı, Dışişleri Bakanımızı göndermek suretiyle kademe kademe yürüttük. Burada artık de bir daha Dışişleri Bakanımız, istihbarat, Abu Dabi ile ilgili alakalarda etkin rol oynayacaklar. bu biçimde bir müddetç İsrail’le ilgili de niçin olmasın. Zira biz bir barış dünyası içerisinde, barışın egemenliği için çalışıyoruz ve bölge barışı için de bunu isabetli buluruz, iyi buluruz. Geçmişte benim İsrail ile görüşmelerim oldu.
Ancak İsrail’in bu noktada, bölgede Filistin siyaseti üzerinde daha hassas davranması gerekir. Kudüs üzerinde, Mescid-i Aksa üzerinde hassas davranması gerekir. Buradaki hassasiyetleri gördüğümüz anda biz de elimizden geleni yaparız, adımlarımızı da atarız.
Karşılıklı büyükelçilerin tekrar bakılırsavlendirilmesi de kelam konusu olabilir mi?
Bunların hepsi olur. Bizim hassas olduklarımız nelerdir bunu aslına bakarsanız İsrail tarafı biliyor. Biz de İsrail’in hassasiyetlerini biliyoruz. ötürüsıyla bu hassasiyetlerden hareketle işi çözeriz.
bir müddetdir bir araştırma yapıyoruz, bilhassa kıyılardaki kaçak yapılaşmayla ilgili. Siz bununla ilgili geçmişte Bodrum’da harikulade bir gayret başlattınız, epeyce da yeterli oldu. Gerek Etraf Şehircilik Bakanlığı, gerek Tarım Orman Bakanlığı, gerek Jandarma gayret veriyor. Lakin bizim yaptığımız tespitlere nazaran sizin güya biraz daha dokunmanız lazım. Zira hayli ağır bir kaçak yapılaşma var. Bu kaçak yapı sahipleri Bölge yönetim Mahkemelerine itiraz ediyorlar ve bu mahkemeler aylarca, senelerca sürüyor. bu biçimde sadece Antalya’da 15 bin belge tespit ettik. Kaş üzere küçük bir yerde mahkemelerde 2 bin küsur belge var. Bu bahisteki değerlendirmeniz nedir?
Kıyılarımızda kaçak yapılaşmaya müsaade vermeyiz. şüphesiz bunların da üzerine gideriz. Bu noktada belediye liderlerinin da müsamahasız biçimde bu sürece dayanak olması son derece değerli. Kanunun öngördüğü kurallar ne ise o çerçevede hareket edilmeye devam edilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Katar ziyaretine ait değerlendirmesi şöyleki:
Sözlerimin çabucak başında, ebediyete irtihal eden bedelli hocamız Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Beyefendiye Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim taksiratını hasenata tebdil etsin; cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Oğlu Deniz’le görüşerek başsağlığı dileklerimi ilettim. Teoman Hoca nitekim ideoloji alanında ülkemizin müstesna isimlerinden bir tanesiydi. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Mükafatına de layık görülmüştü. Çok dinç bir dimağa sahipti. Teoman Duralı hocamızı ilmiyle, birikimiyle, yetiştirdiği öğrencileriyle ülkemizin kültür hazinesine yaptığı eşsiz katkılarla hep hayırla yâd edeceğiz. Milletimize, talebelerine, ailesine başsağlığı diliyorum. Rabbim makamını âli, yerini cennet eylesin diyorum. Rabbim inşallah cennetinde bizleri haşr-u cem eyler.
Aziz kardeşim Katar Buyruğu Pir Temim’in davetine icabetle Yüksek Stratejik Komitemizin Yedinci toplantısını Doha’da gerçekleştirdik. Bedelli Kardeşim Pir Temim’le ikili ve heyetler ortası olmak üzere son derece verimli görüşmeler yaptık. Katar’la iş birliğimizin derinleştirilmesi ve yeni alanlara genişletilmesi konusunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik. Yaptığımız mutabakatlarla birlikte Türkiye-Katar münasebetleri hayli daha farklı bir yere kavuşmuş oldu. İkili ilgilerimizde son senelerda kaydedilen aradan duyduğumuz memnuniyeti karşılıklı olarak lisana getirdik. Bölgesel ve global sorunlara yönelik tavırlarımızın örtüştüğünü bir kere daha müşahede ettik.
AA
Farklı alanlarda iş birliğimizi daha da güçlendirecek 15 muahedenin imza merasimini yaptık. Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Yedinci Toplantısı Ortak Bildirisini imzaladık. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar İş İnsanları Derneği, KOSGEB ile Katar Kalkınma Bankası, AFAD ile Katar Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Katar Vakıflar ve İslam İşleri Bakanlığı mutabakat zaptı imzaladı. Sıhhat ve tıp bilimleri, kültür, gençlik ve spor ile standardizasyon alanlarındaki iş birliklerimizin uygulama programlarını imza altına aldık. Büyük çaplı tertiplerin yerine getirilmesine ve Antalya Diplomasi Forumu ile Doha Forum içinde kurumsal iş birliği tesis edilmesine yönelik mutabakatların yanı sıra protokol alanında iş birliği mutabakat zaptını da imzaladık. Ayrıyeten Anadolu Ajansı ile Katar Haber Ajansı, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi ile Qatar Debate, İbn Haldun Üniversitesi ile Katar Üniversitesi de iş birliği mutabakatı imzaladı.
Akabinde Doha’da konuşlu Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığını ziyaret ettik ve tüm Mehmetçiklerimize hitap etme fırsatını bulduk. Ülkemizi ve milletimizi fedakârca temsil eden Mehmetçiğimizle bir ortaya gelerek hasret gidermiş olduk.
Katar’la karşılıklı temas ve istişareler sonucunda ikili bağlarımızı güçlendiriyoruz. Türkiye-Katar ilgileri bölgenin güvenlik ve istikrarına da değerli katkılar sağlıyor. Türkiye ve Katar güç devirlerde dayanışma ortasında hareket ederek, gerçek birer dost olduklarını göstermişlerdir. Özellikle 15 Temmuz ihaneti daha sonrasında Katar’ın ülkemizle sergilediği dayanışmayı unutamayız. Bizler de Katarlı kardeşlerimize yönelik haksız abluka ve yaptırımların boşa çıkarılması için her türlü adımı attık. İnşallah bundan daha sonra da Katar’ın ve Katarlı kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz.
“KÖRFEZ BÖLGESİNİN REFAHINI KENDİMİZDEN BAŞKA TUTMUYORUZ”
Türkiye olarak Körfez bölgesinin istikrarını, güvenliğini ve refahını kendimizden farklı tutmuyoruz. Katar ile öteki kimi bölge ülkeleri içinde yaşanan ihtilafın tahlile kavuşturulmasından da büyük bir memnuniyet duydum. Temennimiz önümüzdeki süreçte bölgedeki tüm kardeş ülkeler içindeki bağlantıların fazlaca daha ileriye ulaşmasıdır.
Katar’a geldiğimiz akşam Baba Buyruk Pir Halife bin Hamed El Sani ve Şeyha Moza ile de ailece bir yemeğimiz oldu. Onlarla da geçmişten bugüne süreci kıymetlendirme fırsatımız oldu.
Bu vesileyle, Türkiye’nin bölgede yaşanan gerginliklerin aşılmasına katkı sunmaya her vakit hazır olduğunu bir kere daha yinelamakta yarar görüyorum. Bu niyetlerle, bu ziyaretin ve yaptığımız mutabakatların ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Soru-Cevap
Türkiye ve Katar içinde Kabil Havalimanı’nın işletilmesi konusunda görüşmeler yapılacağı söylenmişti. Bu bahiste bir görüşme gerçekleşti mi?
Gerçekleşti. Bu mevzuyla ilgili olarak şu anda Katar tarafı özel daldan bir isim belirledi. Tıpkı biçimde Türkiye tarafı bir isim belirledi. Bu firmalar birbirleriyle görüşmek suretiyle, bununla birlikte Taliban’la da görüşmeleri yaparak, ilgili arkadaşlarımızla bu işe müzaheret edecekler. Başta güvenlik hususu olmak üzere uygun koşullar sağlanırsa Kabil’deki bu havalimanının işletilmesi sürecini ele alacaklar.
Geçtiğimiz perşembe günü Rum Kesitinin Bakanlar Kurulu’nda bir karar çıkmıştı. Türkiye’nin kıta sahanlığını da kapsayacak biçimde 5. parselde Amerikan firması ile Katar Petrolleri iştirakine verilen bir arama müsaadesi var. Dışişleri Bakanlığı’nın bu hususta bir reaksiyonu olmuştu. Bu husus gündeme geldi mi bu toplantıda?
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu tek taraflı adımının ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını görmezden geldiğini belirttik. Zira kelam konusu ruhsat alanının bir kısmı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını ihlal ediyor ve Ada’nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerinin haklarını yok sayıyor. Bu hususla ilgili tabi hatırlatma yaptık. Kederimizi de belirttik. Temenni ederim ki bunu aşarlar. Tabi Dışişleri Bakanlığımız da bunun takipçisi olacaktır.
“KURU DA ENFLASYONU DA AŞAĞI ÇEKECEĞİZ”
Yeni iktisat siyasetinin tesirleri ne vakit görülmeye başlanacak? Bu süreçte enflasyondaki yükselmeye devam ederse enflasyonla gayret ismine yeni siyasetler geliştirilecek mi? Pandemi süreciyle tedarik zincirlerinin Türkiye’ye kayması, yeni modelin tesirlerinin görülme sürecini hızlandıracak mı?
Biz bir kere yüksek faize katiyen inanmıyoruz. Düşük faiz siyasetiyle kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz. Muhakkak yüksek faizin, zengini daha varlıklı, yoksulu daha yoksul yapan bir anlayış olduğuna inanıyorum. Buna asla müsaade edemeyiz. ötürüsıyla da bu işi bir kere bu güzergahta, bu düzlemde devam ettireceğiz. Bizim sıkıntımız düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak; istihdamı artırmak suretiyle üretimi ve ihracatı artırmak… Bunu sağladığımız vakit bu bize büyümeyi getirecek. Kaldı ki bu aslına bakarsanız OECD ortasında de görülüyor. OECD’nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesiyiz. Türkiye’nin 2021 yılı büyüme iddialarını yüzde 10 olarak tabir eden memleketler arası kurumlar var. Biz de aslına bakarsan şu anda o oranı yakalayacağımızı tabir ediyoruz. Şu anda üçüncü çeyrekte malum yüzde 7,4’ü hamdolsun yakaladık. Yıl sonunda da inşallah bunun fazlası olacak, azı olmayacak. Bu hususta da kendimizden eminiz.
Tabi şu anda kimi eserlerde görülen fiyat artışlarının bir niçini global emtia meblağlarının yükselişiyken, bir niçini de maalesef piyasadaki açgözlü fırsatçılardır. Bu bilhassa de stokçuluktan kaynaklanıyor. Artık bu bütçe müzakerelerinden daha sonra çabucak bir yasal düzenleme yapacağız ve bu stokçuların üzerine önemli manada gideceğiz. Bundan daha sonraki süreçte cezai müeyyidelerin epeyce daha yüksek olacağının sinyalini şimdiden veriyorum. Bunu bilsinler ve bu stokçuluğa tevessül etmesinler. Hem ellerindekine el koyacağız tıpkı vakitte cezai müeyyideleri yüksek tutacağız.
AA
“STOKÇULUK YAPANIN TEPESİNDEYİZ”
Stokçuluk bizim dinimizde de haramdır. Bunun ismi ihtikardır. Buna fırsat veremeyiz. Kimse yaptığı işle vatandaşımıza zulüm edemez. Vatandaşımıza yaptıkları bu zulümle, oradan kazandıklarıyla helal lokma yediklerini zannetmesinler. Yoksul fukaranın hakkını gasp ediyorlar, bunu yiyorlar, buna fırsat vermeyeceğiz. Bunu da bilmelerini istiyorum.
Yeni ekonomik tertibin en değerli adımlarından bir tanesi de bu olacak. Çalışsın, kazansın. Şu anda Türkiye, imkanlarıyla buna hayli büyük fırsatlar veren bir ülke. Niçin helalinden çalışmıyorsun arkadaş? Niçin haram yollara başvuruyorsun? Stokçuluğu bırakacaksın bir sefer. Kim olursa olsun, her alanda stokçuluk yapanın doruğundayız.
“TAM BİR İBRET VESİKASI”
Bir yandan da yatırımla, üretimle, istihdamla ve ihracatla iktisadımızı daha da güçlendireceğiz. Ancak tabi bunu anlamayan bir ana muhalefet var. İşte Meclis’teki konuşmasında Meclis’in kutlu diyebileceğim kürsüsünde ana muhalefetin başındaki adamın el kol hareketlerini izlediniz, gördünüz. Türkiye Cumhuriyeti’nde ana muhalefetin başındaki bir adamın yaptığı hareketlere bakın. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde bu biçimde bir olay yaşandı mı? Bundan daha sonra da yaşanmaz herbiçimde. Bu, tam bir ibret vesikası. CHP’ye gönül veren tüm kardeşlerime de bilhassa sesleniyorum, sanki bu biçimde bir adama nereye kadar sabredeceksiniz? Yani ülkedeki iktidar partisine ve oraya gönül veren insanlara bu türlü küfür eden bir ana muhalefetin başına nereye kadar sabredeceksiniz? Herbiçimde 2023’e kadar.
KILIÇDAROĞLU’NA REAKSİYON: AHLAKSIZ BİR KARAKTERE SAHİP DEĞİLİZ
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, siyasette daima düzey ve üslup daveti yapıyorken, bu biçimde bir hareket yapıyor olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir taraftan “helalleşmek” diyeceksin, öbür taraftan milletin Meclisinde bu edepsiz el kol hareketini yapabilme cüreti göstereceksin. Kim öğrettiyse buna bunları… Sen aslına bakarsanız kasetle geldin. Kasetle gelen bir adam olarak artık yerini bu türlü mi koruyacaksın? Bu millet bu cins ahlaksızlara, bu biçimde bir yolu “hadi yürü” demez. Ona diğer türlü “yürü” der. O ne kadar bu biçimde yaparsa yapsın, biz tıpkı lisanla ona karşılık vermeyiz. Zira biz iktidar olarak, onun üzere edepsiz, ahlaksız bir yapıya, bir karaktere sahip değiliz.
“MERKEZ BANKASI REZERVLERİ ARTMAYA DEVAM EDECEK”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2022 Bütçe konuşmasında, “son günlerdeki kur hareketlerinin iktisadın gerçeklerine uygun olmadığını” sizin dediğiniz üzere yeniden teyit etti. “Bu manipülasyonun gerisinde bize karşı operasyon çekenler kelamda bize diz çöktürmek istiyorlar” dedi. Piyasada sığ bir hareket var lakin bunun kurları şuurlu, sistematik olarak şimdi her hafta, her gün üst yanlışsız çektiği, ötürüsıyla iktisatla ilgili bir belirsizlik yaratmaya çalıştığı izlenimi var. Bu sığ piyasa operasyonlarını kimler çekiyor? Devlet Denetleme Şurası bu mevzuda çalışmaya başladığı ayrıntıları vardı. Bu bahisteki kanılarınız nedir?
Bu hususta Devlet Denetleme Kurulu’na talimatımızı verdik. Devlet Denetleme Heyeti bu işin gerisinde kimlerin olduğu konusunda araştırmalarını yapıyor, yapacak. Buralardan kimler çıkacak onları da görme fırsatımız olacak. Ayrıyeten tabi şunu bir daha epey açık, net söyleyeyim; bizim rezervler noktasında önemli bir sorunumuz kelam konusu değil. İnşallah rezervlerimizi de bir daha tırmandırmaya devam edeceğiz. Rezervlerimiz inşallah daha da artacak. Rezervlerde son sayı 124 milyar dolar. Şu anda bu rezerv ölçüsü, rastgele bir endişeye yer olmadığının bir alametidir. Bu rezerv, bundan daha sonraki süreçte daha da artacak inşallah. ötürüsıyla bir rezerv zahmetimiz kelam konusu değil.
Kâfi ki yatırımcı bulalım. Kâfi ki bu mevzuda yatırımcılarla birlikte geleceğe daha kuvvetli bir biçimde yürüyelim. Şu anda Merkez Bankamız biroldukça ülkenin Merkez Bankalarıyla da dayanışma içerisinde. Onlarla da birfazlaca görüşmeler yapılıyor. Buralardan da tabi epeyce daha büyük güç kaynaklarını inşallah elde edecektir. Bizim bu noktada da rastgele bir kahrımız kelam konusu değil. Ben bu kur ataklarını da bilakis çevireceğimize inanıyorum. Her vakit söylemiş olduğim üzere, inşallah bu da bizi teğet geçecektir. Bunu herkes bu biçimde bilsin.
AA
“KILIÇDAROĞLU KISKANMA ÇALIŞ SENİN DE OLUR”
Selahattin Demirtaş, cezaevinden “Muhalefet birleşip bir miting yapmalı” dedi. Bunun üzerine CHP ve ÂLÂ Parti de miting yapmaya karar verdiler. Demirtaş’ın bu davetini nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz de Siirt’teydiniz. Meydanların lisanı ne anlatıyor?
Meydanların lisanı bana “AK iktidar, ak günlere yürüyüşünü motamot devam ettirsin” diyor. Geçen gün epeyce rahatsız olmuş Bay Kemal. Biz Siirt’te köprü, baraj, fabrika ve başka projelerin toplu açılış merasimini yaptık. Siirt’teki o meydan yıllar evvel bana cezaevi yolunu göstermişti. Biz oradan cezaevine yürümüştük. Ancak o gün baktım ki Siirt’te o meydan neredeyse iki katı dolu. Tıpkı anda bu beyefendi de Mersin’deydi. Fakat tabi Siirt, Mersin’den daha kalabalıktı. Oradan bize bir laf attı; “Herbiçimde bu sayısı TÜİK’ten aldı” dedi. Çok zavallı bu adam. TÜİK neyle uğraşır, Emniyet neyle uğraşır, bundan da haberi yok.
Emniyet’ten aldığımız sayılarla Siirt’teki iştirakin Mersin’e nazaran daha yüksek olduğunu öğrenmiş olduk. Kıskanma, çalış senin de olur. Biz çalışıyoruz, bunun sonucunda de Siirt’te elhamdülillah meydanlar tıklım tıklım doluyor. meğer ondan evvelkileri de takip etmiş olsa; Mersin’e biz de gittik, Mersin’de nasıl bir iştirak olduğunu öğrenirdi. Lakin tabi takip edemiyor zavallı. Birebir biçimde Adana’yı bir takip et bakalım, neredeydik, nasıl oldu… Bundan daha sonraki süreçte de bunlar birebir biçimde evelallah devam ediyor, devam edecek. Hiç telaşımız yok. Meydanların lisanı şu anda epey hayli olumlu bir biçimde gelişiyor. Bundan daha sonraki süreçte de bu biçimde gelişecek. Yağmur, çamur demeden evelallah meydanlar bizimle hemhal oluyor, bizimle bütünleşiyor.
“AMERİKA’YA SORUYORUZ, BU NASIL DOSTLUK?”
“Ben terörle çaba başlığında birtakım sorular sormak istiyorum. Gerek MİT’in gerek TSK’nın gerçekleştirdiği operasyonlar gündemdeki yerini koruyor. Ayrıyeten farklılık da gösteriyor. Kelamda elebaşları canlı olarak ele geçirilip ülkeye getiriliyor. Operasyonlar ne etapta? Türkiye tarihinde bilhassa PKK ile çabada en uygun noktaya geldiğimizi söyleyebiliriz. Bir de siz geçtiğimiz aylarda bir açıklama yapmıştınız, bu da hudut ötesi bir operasyon sinyali olarak okunmuştu. Gündemde var mı bu biçimde bir şey? ABD, Suriye hududunda, Haseke’de YPG/PKK’lı teröristlere yeni silahlı eğitim veriyor. Bu hususta ne düşünüyorsunuz?”
Biz Amerika’ya şunu söylüyoruz; “Siz teröre karşı birleşelim derken, öbür taraftan teröristlere silah, mühimmat, her türlü yardımı veriyorsunuz. Bu nasıl dostluktur, bu nasıl NATO’da birlikteliktir? Bize, bunun karşılığını verin?” Tabi bize bunun yanıtını veremiyorlar. Daha yeni görüştük Biden’la. Dışişleri Bakanım muhatabıyla bunları konuşuyor. Onlara da bunlar söyleniyor. Ancak bütün bunlara karşın maalesef Amerika bölgede yanlış bir siyaset yürütüyor. Biz bunu kendilerine söylemeye bir daha devam edeceğiz. Zira ne Cudi’de ne Gabar’da ne Tendürek’te ne Bestler-Dereler’de, aklınıza neresi gelirse, bütün buralarda biz terörle gayrete asla orta vermeyiz.
Öbür taraftan Edirne’de cezaevindeki zat bunlara diyor ki “bir ortaya gelin, birlikte mitingler yapın.” Bunu söyleyeceğine sen bir tane miting yap bakalım orada. Silk evvel kendi tabanına bir sinyal ver bakalım. Senin tabanının şu anda miting yapacak mecali kaldı mı? Biz tabi bunlarla muhatap olacak durumda değiliz. bu biçimde bir kaygımız yok. Şayet hala bunlar oradan yönetim ediliyorsa, benim milletimin bilhassa bu bahisteki hali epeyce açık, net ortaya çıkacaktır ve ortadadır. Milletim teröristlere yahut terörizme asla taviz vermeyecektir.
Teröristlerle gayrette şu anda güvenlik güçlerimiz her türlü önlemini almış vaziyette. Bunlara her türlü darbeyi vuruyor, operasyonu yapıyor ve buna devam edecek. Buradan taviz vermemiz mümkün değil. Terörizm ve terörist… Bu iki kavramı unutmayalım. Terörizme karşı bir uğraşımız var, bir de teröristlere karşı uğraşımız var. Bu uğraşlarda şehitler de veriyoruz fakat önemli manada da bunlardan binlerce teröristi gömdük. Gömmeye de devam edeceğiz. Buradan geri dönüş olamaz. Elhamdülillah bunu gittiğimiz güneydoğu vilayetlerinde, doğu vilayetlerinde epey açık, net görüyoruz. Bakıyoruz ki artık sokaklara, caddelere huzur gelmiş. Bu huzurdan geri gidilmesine ve tekrar o terör periyotlarına dönülmesine asla fırsat veremeyiz. Bu kararlılığımızı bu biçimdece devam ettireceğiz ki Türkiye’nin huzur ülkesi olma pozisyonunu daha da pekiştirelim.
“BİZ AB KARARI TANIMIYORUZ”
O cezaevinden talimat verene de dayanak veren bir Avrupa Birliği var. Avrupa Birliği’nin icra komitesi olarak isimlendirilen Bakanlar Komitesi, Osman Kavala ile ilgili olarak Türkiye’ye ihlal cezası verdiğini tabir etti. Selahattin Demirtaş ile ilgili de emsal karar alabileceğini söylemiş oldu. Yorumunuz, değerlendirmeniz ne olur?
Buna yorum yapmaya gerek yok ki. Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar sıradan. Yok farz ediyoruz. Bizim indimizde bunlar yok kararındadır. Bunları kaç sefer deklare ettik. İster anlasınlar ister anlamasınlar. Bizim yargımızın vermiş olduğu sonucun üzerinde biz, Avrupa Birliği sonucu tanımıyoruz. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Siyasi partiler ve seçim yasası ile Yeni anayasa çalışmalarınız uzunca bir müddetdir devam ediyor. Bilhassa seçim yasasında seçim barajı da dahil olmak üzere birfazlaca hususta İttifak ortağınız MHP ile anlaştığınız söylenmişti. Ne vakit kamuoyuna açıklanacak noktaya gelir?
Bununla ilgili Cumhur İttifakı olarak yapılmış bir çalışma var. Bu çalışmaya bizim taraftan Hayati Beyefendi riyasetinde bir grup, MHP tarafınca da Feti Beyefendi riyasetinde bir grup katıldı. Bu çalışmaların sonucunu paylaşıp adımı atacağız. Mevcut durumu inşallah daha adil bir pozisyona getireceğiz.
RUSYA-UKRAYNA TANSİYONU
Rusya ve Ukrayna gerginliğiyle ilgili bir soru yöneltmek istiyorum. ABD, bir taraftan istihbarat örgütlerinin açıklamalarıyla Rusya’nın gelecek yıl başına kadar Ukrayna’yı vuracağını söylüyor. Bu tarafta haberler çıktı. Öbür taraftan da Biden ve Putin’in bir sanal dorukta bu hususları konuşmak üzere bir ortaya geleceği belirtildi. Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya içindeki arabuluculuk teşebbüsü devam ediyor. Tüm bu gelişmeler bölgesel, global istikrarları nasıl tesirler?
Ukrayna ve yakın etrafındaki gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdürüyoruz. Temennimiz, tansiyonun daha fazla artmaması ve bölgede istikrarın korunmasıdır. Rusya ile Ukrayna içinde son haftalarda yükselen tansiyonu düşürmek ve bir diyalog kanalı tesis etmek maksadıyla elimizden gelen dayanağı vermeye hazırız. İki tarafın isteğiyle kolaylaştırıcılık, arabuluculuk yahut istek edilecek rastgele bir formatta takviye sunabiliriz. olağan olarak bölgenin barışı için üzerimize düşeni çekinmeden yaparız.
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri içinde yeni bir devir başladı. Abu Dabi Veliaht Prensinin Türkiye’ye gelişiyle bir dizi değerli muahede imzalandı. Buna benzeri bir müddetç İsrail ve Mısır’la da devam ettirebilir mi, başlatılabilir mi?
Abu Dabi idaresiyle, bu biçimde bir talep, teklif geldiği için tabi ki biz de bu işi memnuniyetle kabullendik ve görüşmeleri istihbaratımızı, Dışişleri Bakanımızı göndermek suretiyle kademe kademe yürüttük. Burada artık de bir daha Dışişleri Bakanımız, istihbarat, Abu Dabi ile ilgili alakalarda etkin rol oynayacaklar. bu biçimde bir müddetç İsrail’le ilgili de niçin olmasın. Zira biz bir barış dünyası içerisinde, barışın egemenliği için çalışıyoruz ve bölge barışı için de bunu isabetli buluruz, iyi buluruz. Geçmişte benim İsrail ile görüşmelerim oldu.
Ancak İsrail’in bu noktada, bölgede Filistin siyaseti üzerinde daha hassas davranması gerekir. Kudüs üzerinde, Mescid-i Aksa üzerinde hassas davranması gerekir. Buradaki hassasiyetleri gördüğümüz anda biz de elimizden geleni yaparız, adımlarımızı da atarız.
Karşılıklı büyükelçilerin tekrar bakılırsavlendirilmesi de kelam konusu olabilir mi?
Bunların hepsi olur. Bizim hassas olduklarımız nelerdir bunu aslına bakarsanız İsrail tarafı biliyor. Biz de İsrail’in hassasiyetlerini biliyoruz. ötürüsıyla bu hassasiyetlerden hareketle işi çözeriz.
bir müddetdir bir araştırma yapıyoruz, bilhassa kıyılardaki kaçak yapılaşmayla ilgili. Siz bununla ilgili geçmişte Bodrum’da harikulade bir gayret başlattınız, epeyce da yeterli oldu. Gerek Etraf Şehircilik Bakanlığı, gerek Tarım Orman Bakanlığı, gerek Jandarma gayret veriyor. Lakin bizim yaptığımız tespitlere nazaran sizin güya biraz daha dokunmanız lazım. Zira hayli ağır bir kaçak yapılaşma var. Bu kaçak yapı sahipleri Bölge yönetim Mahkemelerine itiraz ediyorlar ve bu mahkemeler aylarca, senelerca sürüyor. bu biçimde sadece Antalya’da 15 bin belge tespit ettik. Kaş üzere küçük bir yerde mahkemelerde 2 bin küsur belge var. Bu bahisteki değerlendirmeniz nedir?
Kıyılarımızda kaçak yapılaşmaya müsaade vermeyiz. şüphesiz bunların da üzerine gideriz. Bu noktada belediye liderlerinin da müsamahasız biçimde bu sürece dayanak olması son derece değerli. Kanunun öngördüğü kurallar ne ise o çerçevede hareket edilmeye devam edilecek.