Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “TRT World Forum 2021″e görüntü ileti gönderdi.
TRT World Forum’un dünya, bölge ve ülke için hayırlara vesile olması dileklerini ileten Erdoğan, yurt ortasından ve yurt haricinden Forum’a katkıda bulunacak tüm bilim, medya, siyaset beşerlerine şükranlarını sundu, TRT idaresi ile programa dayanak veren kurum ve kuruluşları da tebrik etti.
Erdoğan, insanlık olarak bir müddetdir ekonomik, toplumsal, siyasi, beşeri boyutları olan büyük bir sıhhat krizi ile çaba edildiğini anımsatarak, “Yaklaşık 2 sene evvel hayatımıza giren Kovid-19 salgını tesirini yitirmekle bir arada gündemimizi işgal etmeyi sürdürüyor. Salgının artçı sarsıntılarını, iktisat başta olmak üzere farklı alanlarda hissetmeye devam ediyoruz. bu biçimdesi devasa bir krizin akabinde hayatın eski normaline dönmesi olağan olarak vakit alacaktır” diye konuştu.
Bu süreçte yaşananların, artık dünyada hiç bir şeyin eskisi üzere olmayacağını gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, son 2 yıla damgasını vuran bu salgının, bireylerin kendilerine, ortasında bulundukları topluma ve global siyasete yaklaşımlarını kökten değiştirdiğini söylemiş oldu.
“Dünyada barış ve adaleti sağlamakla nazaranvli kurumlar bir sefer daha sınıfta kalmıştır”
Global sistemdeki tenakus ve paradoksların daha evvel hiç olmadığı kadar gün yüzüne çıktığını vurgulayan Erdoğan, “Bilhassa refah bakımından dünyada üst sıralarda yer alan ülkelerin sıhhat ve toplumsal yardım altyapılarının ne derece kırılgan olduğu görülmüştür. Tüm insanlığın geleceğini tehdit eden bu kriz karşısında dünyada barış ve adaleti sağlamakla bakılırsavli kurumlar bir defa daha sınıfta kalmıştır. Az gelişmiş ülkeler ve fakir toplum bölümleri bahtlarına terk edilmiş, ticarette korumacılık artarken tedarik zincirlerinde kırılmalar yaşanmıştır. Ekonomik kahırlarla bir arada batılı ülkelerde nefret hataları ürkütücü boyutlara ulaşmıştır” sözlerini kullandı.
“Sosyal devlet” kavramı ağır yara alırken, gelir adaletinin daha da kötüleştiğini, İslam düşmanlığı ve göçmen aksiliğinin bir daha alevlendiğini kaydeden Erdoğan, şu biçimde konuştu:
“Nitekim buz dağının yalnızca görünen kısmı olsa bile istatistikler bizi, vatandaşlarımızı ve tüm insanlığı bekleyen tehditleri ortaya koyuyor. Avrupalı siyasetçiler toplumu tıpkı bir kanser hücresi üzere saran İslam düşmanlığı ile çaba etmek yerine bunu istismar etmenin, siyasi ranta çevirmenin, oya devşirmenin hesabını yapıyor. Uzun yıllardır bu tehditlere dikkat çeken bir siyasetçi olarak şahit olduklarımız karşısında kaygılarımız daha da artıyor. Açıkçası global barış ve adaleti tesis yolunda tarihi bir fırsatın heba edildiğini görmekten keder duyuyoruz.
Bize büyük bir aile olduğumuzu tekrar hatırlatan koronavirüs salgınını ne yazık ki iş birliği ve dayanışma açısından hakkıyla değerlendiremedik. Dünya genelinde 5 milyona varan vefatları virüse yahut yetersiz sıhhat hizmetlerine bağlamak hem kolaycı birebir vakitte yanlışlı bir yaklaşım olacaktır. Bu tablonun ortaya çıkmasının en değerli niçini, zayıf yerine kuvvetliyü koruyan, paylaşma yerine sömürüyü teşvik eden, kanaat yerine hırsı, bencilliği, tamahkarlığı özendiren mevcut sistemdir.”
“BM ve öteki milletlerarası kurumlardaki ıslahat gereksinimi artık görmezden gelinemez”
Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı daha sonrası temelleri atılan İkinci Dünya Savaşı daha sonrası tahkim edilen bu sistemin uzun müddettir adalet ve istikrar üretmediğine dikkati çekerek, “İslam aleminin kelam hakkının olmadığı, Afrika’nın, Latin Amerika’nın, Güney Asya’nın taleplerinin dikkate alınmadığı yalnızca gücü elinde bulunduran beş ülkenin çıkarlarının gözetildiği bu sistemin halihazırdaki yapısı ile devam etmesi mümkün değildir. Birleşmiş Milletler ve başka milletlerarası kurumlardaki ıslahat gereksinimi artık görmezden gelinemez” dedi.
Türkiye olarak bu ıslahat gereksinimini yıllardır, “Dünya beşten büyüktür” tabiriyle lisana getirdiklerini hatırlatan Erdoğan, bu husustaki somut tekliflerini kısa mühlet evvel, ‘Daha adil bir dünya mümkün’ diyerek, milletle ve tüm dünyayla paylaştıklarını belirtti.
bu biçimdece yalnızca eleştirmek yerine, temsilde adaletin sağlandığı ve veto imtiyazının kaldırıldığı bir Birleşmiş Milletler için unsurlu, kapsamlı, stratejik ve uygulanabilir bir model sunduklarını lisana getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“76. Birleşmiş Milletler Genel Konseyi sırasında yaptığım görüşmelerde ülkemizin bu gayretlerinin makes bulduğunu görmekten ayrıyeten memnuniyet duyduk. Tüm mazlum ve mağdurlar ismine yürüttüğümüz bu çabayı epey daha üstlere taşımakta kararlıyız. İnsanı merkeze alan, adaleti ve hakkaniyeti önceleyen, kuvvetlinün haklı olduğu değil haklının kuvvetli olduğu global bir sistem kurulana kadar gayretimizi sürdüreceğiz. ‘Güç ve Paradoks: 21. Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak’ teması altında TRT World Forum’da yapılacak tartışmaların bizlere yeni ufuklar açacağına inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Forum’un başarılı geçmesi dileklerini de iletti.
TRT World Forum’un dünya, bölge ve ülke için hayırlara vesile olması dileklerini ileten Erdoğan, yurt ortasından ve yurt haricinden Forum’a katkıda bulunacak tüm bilim, medya, siyaset beşerlerine şükranlarını sundu, TRT idaresi ile programa dayanak veren kurum ve kuruluşları da tebrik etti.
Erdoğan, insanlık olarak bir müddetdir ekonomik, toplumsal, siyasi, beşeri boyutları olan büyük bir sıhhat krizi ile çaba edildiğini anımsatarak, “Yaklaşık 2 sene evvel hayatımıza giren Kovid-19 salgını tesirini yitirmekle bir arada gündemimizi işgal etmeyi sürdürüyor. Salgının artçı sarsıntılarını, iktisat başta olmak üzere farklı alanlarda hissetmeye devam ediyoruz. bu biçimdesi devasa bir krizin akabinde hayatın eski normaline dönmesi olağan olarak vakit alacaktır” diye konuştu.
Bu süreçte yaşananların, artık dünyada hiç bir şeyin eskisi üzere olmayacağını gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, son 2 yıla damgasını vuran bu salgının, bireylerin kendilerine, ortasında bulundukları topluma ve global siyasete yaklaşımlarını kökten değiştirdiğini söylemiş oldu.
“Dünyada barış ve adaleti sağlamakla nazaranvli kurumlar bir sefer daha sınıfta kalmıştır”
Global sistemdeki tenakus ve paradoksların daha evvel hiç olmadığı kadar gün yüzüne çıktığını vurgulayan Erdoğan, “Bilhassa refah bakımından dünyada üst sıralarda yer alan ülkelerin sıhhat ve toplumsal yardım altyapılarının ne derece kırılgan olduğu görülmüştür. Tüm insanlığın geleceğini tehdit eden bu kriz karşısında dünyada barış ve adaleti sağlamakla bakılırsavli kurumlar bir defa daha sınıfta kalmıştır. Az gelişmiş ülkeler ve fakir toplum bölümleri bahtlarına terk edilmiş, ticarette korumacılık artarken tedarik zincirlerinde kırılmalar yaşanmıştır. Ekonomik kahırlarla bir arada batılı ülkelerde nefret hataları ürkütücü boyutlara ulaşmıştır” sözlerini kullandı.
“Sosyal devlet” kavramı ağır yara alırken, gelir adaletinin daha da kötüleştiğini, İslam düşmanlığı ve göçmen aksiliğinin bir daha alevlendiğini kaydeden Erdoğan, şu biçimde konuştu:
“Nitekim buz dağının yalnızca görünen kısmı olsa bile istatistikler bizi, vatandaşlarımızı ve tüm insanlığı bekleyen tehditleri ortaya koyuyor. Avrupalı siyasetçiler toplumu tıpkı bir kanser hücresi üzere saran İslam düşmanlığı ile çaba etmek yerine bunu istismar etmenin, siyasi ranta çevirmenin, oya devşirmenin hesabını yapıyor. Uzun yıllardır bu tehditlere dikkat çeken bir siyasetçi olarak şahit olduklarımız karşısında kaygılarımız daha da artıyor. Açıkçası global barış ve adaleti tesis yolunda tarihi bir fırsatın heba edildiğini görmekten keder duyuyoruz.
Bize büyük bir aile olduğumuzu tekrar hatırlatan koronavirüs salgınını ne yazık ki iş birliği ve dayanışma açısından hakkıyla değerlendiremedik. Dünya genelinde 5 milyona varan vefatları virüse yahut yetersiz sıhhat hizmetlerine bağlamak hem kolaycı birebir vakitte yanlışlı bir yaklaşım olacaktır. Bu tablonun ortaya çıkmasının en değerli niçini, zayıf yerine kuvvetliyü koruyan, paylaşma yerine sömürüyü teşvik eden, kanaat yerine hırsı, bencilliği, tamahkarlığı özendiren mevcut sistemdir.”
“BM ve öteki milletlerarası kurumlardaki ıslahat gereksinimi artık görmezden gelinemez”
Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı daha sonrası temelleri atılan İkinci Dünya Savaşı daha sonrası tahkim edilen bu sistemin uzun müddettir adalet ve istikrar üretmediğine dikkati çekerek, “İslam aleminin kelam hakkının olmadığı, Afrika’nın, Latin Amerika’nın, Güney Asya’nın taleplerinin dikkate alınmadığı yalnızca gücü elinde bulunduran beş ülkenin çıkarlarının gözetildiği bu sistemin halihazırdaki yapısı ile devam etmesi mümkün değildir. Birleşmiş Milletler ve başka milletlerarası kurumlardaki ıslahat gereksinimi artık görmezden gelinemez” dedi.
Türkiye olarak bu ıslahat gereksinimini yıllardır, “Dünya beşten büyüktür” tabiriyle lisana getirdiklerini hatırlatan Erdoğan, bu husustaki somut tekliflerini kısa mühlet evvel, ‘Daha adil bir dünya mümkün’ diyerek, milletle ve tüm dünyayla paylaştıklarını belirtti.
bu biçimdece yalnızca eleştirmek yerine, temsilde adaletin sağlandığı ve veto imtiyazının kaldırıldığı bir Birleşmiş Milletler için unsurlu, kapsamlı, stratejik ve uygulanabilir bir model sunduklarını lisana getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“76. Birleşmiş Milletler Genel Konseyi sırasında yaptığım görüşmelerde ülkemizin bu gayretlerinin makes bulduğunu görmekten ayrıyeten memnuniyet duyduk. Tüm mazlum ve mağdurlar ismine yürüttüğümüz bu çabayı epey daha üstlere taşımakta kararlıyız. İnsanı merkeze alan, adaleti ve hakkaniyeti önceleyen, kuvvetlinün haklı olduğu değil haklının kuvvetli olduğu global bir sistem kurulana kadar gayretimizi sürdüreceğiz. ‘Güç ve Paradoks: 21. Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak’ teması altında TRT World Forum’da yapılacak tartışmaların bizlere yeni ufuklar açacağına inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Forum’un başarılı geçmesi dileklerini de iletti.