2020’de partisi kendisini disipline verince CHP’den istifa eden ve akabinde “yolsuzluk” savıyla 8 ay tutuklu kalan eski CHP’li Menemen Belediye Lideri Serdar Aksoy, başına gelenlerden kendi partisinden birtakım isimleri sorumlu tutmuştu.
Aksoy, Seyrek’teki dev ihale öncesi partisinden iki İzmir milletvekilinin kendisine “açık ihale değil, pazarlık yöntemi bir ihale” yapması için baskıda bulunduğunu fakat kendisinin kabul etmediğini öne sürmüştü. Eski belediye lideri devrinde de 172 adet gayrimenkulle ilgili de usulsüzlük tespit ettiğini öne süren Aksoy, lakin bir daha CHP milletvekilleri tarafınca “eski liderin üzerine gitme” diye baskıya uğradığını tez etmişti.
ÖZKAN VE SERTEL’DEN AKSOY’A: İSPATLA
Açıklamalar ses getirince CHP’nin iki İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ve Atilla Sertel geçen günlerde bir görüntü iletiyle Aksoy’a karşılık verdi. Özkan ve Sertel, Aksoy’un tezlerini reddettiler ve ispatlamaya çağırdı. Özkan, şantaja devam etmesi halinde Aksoy hakkında hata duyurusunda bulunacaklarını da ekledi.
TARTIŞMA DAHA DA ALEVLENDİ: GÖRÜNTÜYE GÖRÜNTÜLÜ KARŞILIK
Lakin iki CHP milletvekilinin verdiği karşılık tartışmayı bitirmediği üzere daha da alevlendirdi. Aksoy, Özkan ve Sertel’e yeni bir görüntü iletiyle karşılık verdi.
Aksoy, toplumsal medya hesabından “Birkaç gün evvel Kanaltürk’ü FETÖ’ye satan milletvekili ile Atilla Sertel’in yaptığı açıklamaya verdiğim yanıtı sizler ile paylaşmak istiyorum” diyerek bir görüntü yayınladı. Görüntüde fazlaca çarpıcı suçlamalar yer aldı.
Özkan ve Sertel’in fazlaca makûs bir üslupla cevap verdiğini belirten Aksoy, “Bir sefer ben isim kullanmamıştım. Ben isim vermememe karşın niye Kanaltürk’ü FETÖ’ye satan Özkan bu kadar üzerine alındı? Demek ki yarası vardı” dedi. Kendisi için “eski belediye başkanı” olarak nitelemelerine de reaksiyon gösteren Aksoy, hukuken hâlâ belediye lideri olduğunu söylemiş oldu. Şantaj argümanlarını da reddeden Aksoy, CHP’li vekillerin “Genel lidere söyleyeceğim” demesinden daha sonra panikle bu biçimde bir açıklama yapma gereği duyduklarını argüman etti.
Aksoy’un tezleri şu biçimde:
“31 Mart seçimlerinden daha sonra Tuncay Özkan ve bir milletvekiliyle bir arada Menemen Belediyesi’ne geldi. İstanbul’un eski vilayet lideri olduğunu söyleyen biri de vardı. Belediyede makam katına çıkarken Özkan, ‘Makam katında konuşmayalım, öteki bir odada konuşalım’ dedi. Ayrıyeten telefonların da içeriye alınmamasını ya da uçak moduna alınmasını istedi. Bir genel lider yardımcısı niye bunları ister? Biz bunları yaptık.
Odaya girdikten daha sonra da bana söylenen şu oldu:
‘AND isminde bir asansör firması var. Bu firmayla mukavele yapacaksınız.
2- Güneş isminde bir medya şirketi var bunlarla kontrat yapacaksınız. Bunlar genel liderin talimatı.’
‘Benim mahpusa girmemin temel ögelerinden biri bu’
Bir genel lider bu biçimde bir talimat verir mi? Benim tanıdığım lider vermez. Bu konuşma sırasında da Seyrek’teki yerlerle alakalı sorular sordu. Bundan daha sonra da devreye bir ekip adamlar sokularak, rezidanslara davet edilerek, orada açık ihaleyle değil pazarlık yordamıyla 6-7 firmaya bunların dağıtılması tarafında dayatmalarda bulundu. Ben bunların hiç birini kabul etmedim. Benim mahpusa girmemin temel ögelerinden biri budur. Belediyeler rant kapısı değildir. Bunun temel ideolojisi sen beni gör bir daha sonraki seçimlerde ben seni aday göstereyim…’
‘Kayıtları mahkemeye sunarım’
Şayet mahkemeye gidilirse o kayıtları mahkemeye sunarım. Ben cezaevine girip çıktıktan daha sonra birinci mahkemede, o medya işvereni benim hakkımda haber yaptırırken kullandığı fotoğraf, tutuklanırken çekilen fotoğraftır. Haysiyet cellatlığı yapmıştır.
‘Hiç vicdanın sızladı mı?’
Biz Menemen’in AK Parti’den 10 bin oy farkla kazandık. Gayretle kazandık. daha sonra ne oldu? Serdar Aksoy belediye lideri olarak size rant kapısı açmak zorunda mı? Artık Menemen’de durum nedir hiç vicdanın sızladı mı?
‘Atatürkçülüğü banknotların gerisindeki Atatürk zannediyorsunuz’
15 Temmuz’da darbe yapmak isteyen, pilot olan, terörist olarak müebbet mahpus cezası almış birinin biraderi artık vekil olarak oturuyor. Sizin vicdanınız sızlamıyor. Siz yalnızca Atatürkçülüğü banknotların ardındaki Atatürk zannediyorsunuz.”
Aksoy, Seyrek’teki dev ihale öncesi partisinden iki İzmir milletvekilinin kendisine “açık ihale değil, pazarlık yöntemi bir ihale” yapması için baskıda bulunduğunu fakat kendisinin kabul etmediğini öne sürmüştü. Eski belediye lideri devrinde de 172 adet gayrimenkulle ilgili de usulsüzlük tespit ettiğini öne süren Aksoy, lakin bir daha CHP milletvekilleri tarafınca “eski liderin üzerine gitme” diye baskıya uğradığını tez etmişti.
ÖZKAN VE SERTEL’DEN AKSOY’A: İSPATLA
Açıklamalar ses getirince CHP’nin iki İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ve Atilla Sertel geçen günlerde bir görüntü iletiyle Aksoy’a karşılık verdi. Özkan ve Sertel, Aksoy’un tezlerini reddettiler ve ispatlamaya çağırdı. Özkan, şantaja devam etmesi halinde Aksoy hakkında hata duyurusunda bulunacaklarını da ekledi.
TARTIŞMA DAHA DA ALEVLENDİ: GÖRÜNTÜYE GÖRÜNTÜLÜ KARŞILIK
Lakin iki CHP milletvekilinin verdiği karşılık tartışmayı bitirmediği üzere daha da alevlendirdi. Aksoy, Özkan ve Sertel’e yeni bir görüntü iletiyle karşılık verdi.
Aksoy, toplumsal medya hesabından “Birkaç gün evvel Kanaltürk’ü FETÖ’ye satan milletvekili ile Atilla Sertel’in yaptığı açıklamaya verdiğim yanıtı sizler ile paylaşmak istiyorum” diyerek bir görüntü yayınladı. Görüntüde fazlaca çarpıcı suçlamalar yer aldı.
Özkan ve Sertel’in fazlaca makûs bir üslupla cevap verdiğini belirten Aksoy, “Bir sefer ben isim kullanmamıştım. Ben isim vermememe karşın niye Kanaltürk’ü FETÖ’ye satan Özkan bu kadar üzerine alındı? Demek ki yarası vardı” dedi. Kendisi için “eski belediye başkanı” olarak nitelemelerine de reaksiyon gösteren Aksoy, hukuken hâlâ belediye lideri olduğunu söylemiş oldu. Şantaj argümanlarını da reddeden Aksoy, CHP’li vekillerin “Genel lidere söyleyeceğim” demesinden daha sonra panikle bu biçimde bir açıklama yapma gereği duyduklarını argüman etti.
Aksoy’un tezleri şu biçimde:
“31 Mart seçimlerinden daha sonra Tuncay Özkan ve bir milletvekiliyle bir arada Menemen Belediyesi’ne geldi. İstanbul’un eski vilayet lideri olduğunu söyleyen biri de vardı. Belediyede makam katına çıkarken Özkan, ‘Makam katında konuşmayalım, öteki bir odada konuşalım’ dedi. Ayrıyeten telefonların da içeriye alınmamasını ya da uçak moduna alınmasını istedi. Bir genel lider yardımcısı niye bunları ister? Biz bunları yaptık.
Odaya girdikten daha sonra da bana söylenen şu oldu:
‘AND isminde bir asansör firması var. Bu firmayla mukavele yapacaksınız.
2- Güneş isminde bir medya şirketi var bunlarla kontrat yapacaksınız. Bunlar genel liderin talimatı.’
‘Benim mahpusa girmemin temel ögelerinden biri bu’
Bir genel lider bu biçimde bir talimat verir mi? Benim tanıdığım lider vermez. Bu konuşma sırasında da Seyrek’teki yerlerle alakalı sorular sordu. Bundan daha sonra da devreye bir ekip adamlar sokularak, rezidanslara davet edilerek, orada açık ihaleyle değil pazarlık yordamıyla 6-7 firmaya bunların dağıtılması tarafında dayatmalarda bulundu. Ben bunların hiç birini kabul etmedim. Benim mahpusa girmemin temel ögelerinden biri budur. Belediyeler rant kapısı değildir. Bunun temel ideolojisi sen beni gör bir daha sonraki seçimlerde ben seni aday göstereyim…’
‘Kayıtları mahkemeye sunarım’
Şayet mahkemeye gidilirse o kayıtları mahkemeye sunarım. Ben cezaevine girip çıktıktan daha sonra birinci mahkemede, o medya işvereni benim hakkımda haber yaptırırken kullandığı fotoğraf, tutuklanırken çekilen fotoğraftır. Haysiyet cellatlığı yapmıştır.
‘Hiç vicdanın sızladı mı?’
Biz Menemen’in AK Parti’den 10 bin oy farkla kazandık. Gayretle kazandık. daha sonra ne oldu? Serdar Aksoy belediye lideri olarak size rant kapısı açmak zorunda mı? Artık Menemen’de durum nedir hiç vicdanın sızladı mı?
‘Atatürkçülüğü banknotların gerisindeki Atatürk zannediyorsunuz’
15 Temmuz’da darbe yapmak isteyen, pilot olan, terörist olarak müebbet mahpus cezası almış birinin biraderi artık vekil olarak oturuyor. Sizin vicdanınız sızlamıyor. Siz yalnızca Atatürkçülüğü banknotların ardındaki Atatürk zannediyorsunuz.”