Burun Gerisine Akıntı
Geniz akıntısı, burun gerisine ve boğaza fark edilen ölçüde ve değişik kıvamda beden salgısının akmasıdır. elbette, burnun ve sinüslerin içini kaplayan salgı bezleri günde 250-500 ml. salgı üretmektedir. Bu salgı mukoza yüzeyindeki mikroskopla görülebilen hareketli küçük kıllar vasıtasıyla geriye hakikat hareket eder. ondan sonrasında bu bilinçsiz olarak farkına varmadan yutulur. Bu salgı zarları ıslatır, havayı nemlendirir, nefesle alınan yabancı hususları meblağ ve temizler, enfeksiyonlara karşı savaşır. Bu salgının üretilmesi ve temizlenmesi; sonlar, kan damarları, salgı bezleri, hormonlar ve küçük kıllar içindeki bağa bağlıdır.
Artmış ince ve pak salgı soğuk algınlığı, grip (üst teneffüs yolu viral enfeksiyonu), allerji, soğuk hava, parlak ışık, kimi besinler ve baharatlar, gebelik ve hormonal değişiklikler, doğum denetim hapları ve kimi tansiyon ilaçlarının da ortasında olduğu ilaçlar ve burun içi kemik eğriliği üzere durumlarda görülür. Vazomotor rinit, allerjik olmayan çok salgılı ve tıkalı burun şikayeti yapan durumlardır. Artmış kalın salgı çoğunlukla kış aylarında nemlendirme yapılmadan ıslatılan, nemin düştüğü konut ve binalarda görülür. Bunun yanında sinüs ve burun enfeksiyonlarında ve kümes hayvanlarının mamüllerine karşı oluşan allerjilerde de görülmektedir. Şayet soğuk algınlığındaki salgı vakit ortasında kalınlaşıp sarı, yeşil renk almaya başlıyorsa muhtemelen bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon gelişmektedir. Bunun yanında; çocuklarda burna kaçmış yabancı cismin belirtisi de olabilir (fasulye, bezelye, bir modül kağıt, oyuncağın bir kesimi vb).
Salgının azalması aşağıdaki niçinlerden birinden dolayı olabilir:
1.Uzun mühlet etrafa ilişkin irrite edicilere maruz kalmak, burnu kurutup zarların ziyan görmesine niye olabilir (sigara dumanı, endüstriyel dumanlar, otomobil dumanları). Salgı azaldığında olağandan daha kalındır ve yanlış olarak artmış hissi verir.
2. Yapısal bozukluklar (burun septumu eğrilikleri) hava akımını değiştirerek burun zarlarının kurumasına yol açar (yapısal bozukluğa bağlı olarak salgıyı arttırır yahut azaltır).
3. Mukus zarları yaşla büzüşür ve kurur. Bu olağandan daha az ve kalın salgı yapılmasına ve kişinin geniz akıntısı hissine kapılmasına niye olur.
4. Başka az rastlanan niçinler de zarlarda değişiklik yaparak bu pay yol açarlar.
Bunların dışında mide asit salgısının yemek borusu ve yutak bölgesine kaçması kararıda geniz akıntısı hissi oluşabilir.
Tedavi
Tedaviye başlamadan evvel kesinlikle teşhis konulmalıdır. Bu ayrıntılı bir kulak, burun, boğaz muayenesi ve olası kimi labaratuar, endoskopik ve röntgen çalışmalarını içermektedir. Bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edilir, lakin bunlar süreksiz bir düzgünleşme sağlar. Kronik sinüzitte kapalı sinüzlerin ağzını açmak için yapılacak cerrahi bir müdahaleye muhtaçlık vardır.
Allerji, niçini ortadan kaldırmakla denetim edilebilir. Antihistaminikler ve dekonjestanlar, kromolin ve steroid burun spreyleri, öbür biçimlerdeki steroidler ve hiposensitizasyon (aşı tedavisi) tedavi için kullanılabilir. Fakat kimi histaminikler kurumaya niye olup salgıyı daha da kalınlaştırırlar.
Gastroözofageal reflü yatağın baş tarafını 12-15 cm kaldırmak, gece geç saatte yenilen aperatifleri kaldırmak, alkol ve kafeini kesmek yoluyla tedavi edilir. Anti asit yahut mide asit üretimini durduran ilaçlar yazılabilir. Öteki teşhis metodları uygulanmadan evvel denemek gayesiyle tedavi uygulanabilir. Yapısal bozukluklar cerrahi olarak düzeltmeyi gerektirir. Septum deviasyonu sinüslerin elbette boşalmasını mahzurlar ve kronik sinüzite yol açar. Septumdaki bir çıkıntı irritasyona ve olağandışı salgıya yol açar. Septumdaki bir delik kabuk bağlamaya yol açar. Genişlemiş ve hali bozulmuş konkalar (burnun yan duvarlarından çıkan ve hava akımını ayarlayan ve nemlendiren yapılar) yahut polipler (enfeksiyon, allerji yahut irritasyon kararında oluşan büyümeler) de tıpkı şikayetlere yol açabilir. Birtakım durumlarda özel bir niye bulunamaz. Düzeltilebilecek bir hastalık yoksa tedavi daha
kolay akabilmesi için salgının inceltilmesi istikametinde olur. Bu daha fazla sıvı alımı yetersiz olan yaşlı bireyler için geçerlidir. Bu hastalar günde en az sekiz bardak su içmeliler, kafeini bırakmalılar ve şayet uygunsa idrar söktürücü kullanmalıdırlar. Salgıyı inceltecek guaifenesin yahut organik iyot kullanılabilir. Guaifenesin fazlaca ender olarak yan tesir gösterir. Az olarak organik iyot kullanıldığında tükrük bezlerinde şişme yahut bedende döküntü gelişirse ilaç
kesilmelidir. Burnun su ile yıkanmasında kalın ve azalmış salgının düzeltilmesine yardımcı olur. Bu burun için yapılmış özel bir duşla günde iki ile altı kez içinde uygulanabilir. Sıcak suyun içine yemek sodası yahut tuz ek edilerek bu sıvı yapılabilir. Son olarak da reçete gerektirmeyen sıradan tuzlu çözeltiler burnu nemlendirmek için kullanılır.
Prof. Dr. Selçuk ONART
Geniz akıntısı, burun gerisine ve boğaza fark edilen ölçüde ve değişik kıvamda beden salgısının akmasıdır. elbette, burnun ve sinüslerin içini kaplayan salgı bezleri günde 250-500 ml. salgı üretmektedir. Bu salgı mukoza yüzeyindeki mikroskopla görülebilen hareketli küçük kıllar vasıtasıyla geriye hakikat hareket eder. ondan sonrasında bu bilinçsiz olarak farkına varmadan yutulur. Bu salgı zarları ıslatır, havayı nemlendirir, nefesle alınan yabancı hususları meblağ ve temizler, enfeksiyonlara karşı savaşır. Bu salgının üretilmesi ve temizlenmesi; sonlar, kan damarları, salgı bezleri, hormonlar ve küçük kıllar içindeki bağa bağlıdır.
Artmış ince ve pak salgı soğuk algınlığı, grip (üst teneffüs yolu viral enfeksiyonu), allerji, soğuk hava, parlak ışık, kimi besinler ve baharatlar, gebelik ve hormonal değişiklikler, doğum denetim hapları ve kimi tansiyon ilaçlarının da ortasında olduğu ilaçlar ve burun içi kemik eğriliği üzere durumlarda görülür. Vazomotor rinit, allerjik olmayan çok salgılı ve tıkalı burun şikayeti yapan durumlardır. Artmış kalın salgı çoğunlukla kış aylarında nemlendirme yapılmadan ıslatılan, nemin düştüğü konut ve binalarda görülür. Bunun yanında sinüs ve burun enfeksiyonlarında ve kümes hayvanlarının mamüllerine karşı oluşan allerjilerde de görülmektedir. Şayet soğuk algınlığındaki salgı vakit ortasında kalınlaşıp sarı, yeşil renk almaya başlıyorsa muhtemelen bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon gelişmektedir. Bunun yanında; çocuklarda burna kaçmış yabancı cismin belirtisi de olabilir (fasulye, bezelye, bir modül kağıt, oyuncağın bir kesimi vb).
Salgının azalması aşağıdaki niçinlerden birinden dolayı olabilir:
1.Uzun mühlet etrafa ilişkin irrite edicilere maruz kalmak, burnu kurutup zarların ziyan görmesine niye olabilir (sigara dumanı, endüstriyel dumanlar, otomobil dumanları). Salgı azaldığında olağandan daha kalındır ve yanlış olarak artmış hissi verir.
2. Yapısal bozukluklar (burun septumu eğrilikleri) hava akımını değiştirerek burun zarlarının kurumasına yol açar (yapısal bozukluğa bağlı olarak salgıyı arttırır yahut azaltır).
3. Mukus zarları yaşla büzüşür ve kurur. Bu olağandan daha az ve kalın salgı yapılmasına ve kişinin geniz akıntısı hissine kapılmasına niye olur.
4. Başka az rastlanan niçinler de zarlarda değişiklik yaparak bu pay yol açarlar.
Bunların dışında mide asit salgısının yemek borusu ve yutak bölgesine kaçması kararıda geniz akıntısı hissi oluşabilir.
Tedavi
Tedaviye başlamadan evvel kesinlikle teşhis konulmalıdır. Bu ayrıntılı bir kulak, burun, boğaz muayenesi ve olası kimi labaratuar, endoskopik ve röntgen çalışmalarını içermektedir. Bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edilir, lakin bunlar süreksiz bir düzgünleşme sağlar. Kronik sinüzitte kapalı sinüzlerin ağzını açmak için yapılacak cerrahi bir müdahaleye muhtaçlık vardır.
Allerji, niçini ortadan kaldırmakla denetim edilebilir. Antihistaminikler ve dekonjestanlar, kromolin ve steroid burun spreyleri, öbür biçimlerdeki steroidler ve hiposensitizasyon (aşı tedavisi) tedavi için kullanılabilir. Fakat kimi histaminikler kurumaya niye olup salgıyı daha da kalınlaştırırlar.
Gastroözofageal reflü yatağın baş tarafını 12-15 cm kaldırmak, gece geç saatte yenilen aperatifleri kaldırmak, alkol ve kafeini kesmek yoluyla tedavi edilir. Anti asit yahut mide asit üretimini durduran ilaçlar yazılabilir. Öteki teşhis metodları uygulanmadan evvel denemek gayesiyle tedavi uygulanabilir. Yapısal bozukluklar cerrahi olarak düzeltmeyi gerektirir. Septum deviasyonu sinüslerin elbette boşalmasını mahzurlar ve kronik sinüzite yol açar. Septumdaki bir çıkıntı irritasyona ve olağandışı salgıya yol açar. Septumdaki bir delik kabuk bağlamaya yol açar. Genişlemiş ve hali bozulmuş konkalar (burnun yan duvarlarından çıkan ve hava akımını ayarlayan ve nemlendiren yapılar) yahut polipler (enfeksiyon, allerji yahut irritasyon kararında oluşan büyümeler) de tıpkı şikayetlere yol açabilir. Birtakım durumlarda özel bir niye bulunamaz. Düzeltilebilecek bir hastalık yoksa tedavi daha
kolay akabilmesi için salgının inceltilmesi istikametinde olur. Bu daha fazla sıvı alımı yetersiz olan yaşlı bireyler için geçerlidir. Bu hastalar günde en az sekiz bardak su içmeliler, kafeini bırakmalılar ve şayet uygunsa idrar söktürücü kullanmalıdırlar. Salgıyı inceltecek guaifenesin yahut organik iyot kullanılabilir. Guaifenesin fazlaca ender olarak yan tesir gösterir. Az olarak organik iyot kullanıldığında tükrük bezlerinde şişme yahut bedende döküntü gelişirse ilaç
kesilmelidir. Burnun su ile yıkanmasında kalın ve azalmış salgının düzeltilmesine yardımcı olur. Bu burun için yapılmış özel bir duşla günde iki ile altı kez içinde uygulanabilir. Sıcak suyun içine yemek sodası yahut tuz ek edilerek bu sıvı yapılabilir. Son olarak da reçete gerektirmeyen sıradan tuzlu çözeltiler burnu nemlendirmek için kullanılır.
Prof. Dr. Selçuk ONART