Alt burun etlerinin büyümesine (konka hipertrofisi) bağlı olarak oluşan ve ekseriyetle geceleri daha fazla şikayete niye olan tıkanmaların tedavisinde burun etlerinin gerektiği kadar küçültülmesi farklı sistemlerle sağlanabilir. Burun işlevlerinde epeyce değerli yeri olan alt burun etleri hiçbir biçimde büsbütün kesilerek çıkartılmamalıdır. Geçmişte çoğunlukla uygulanan bu cins cerrahileri takiben burun işlevleri bozulmakta, teneffüs fizyolojisindeki olumsuz sonuçların yanı sıra burun ortasında oluşan kuruma, kabuklanma, yenidenlayan enfeksiyonlar ve yanma hissi üzere şikayetlerin tahlili son derece güç hatta kimi vakit imkansız olmaktadır. Bu niçinle günümüzde alt etleri küçültürken işlevsel dış yüzey mukozasına ziyan vermeyen teknikler tercih edilmektedir.
Burun ortasındaki septumda bir tarafa eğiklik olan hastaların büyük kısmında hacim olarak daha geniş olan karşı burun pasajındaki etlerde (alt ette daha fazla olarak) büyüme oluşmaktadır. Bu niçinle septum deviasyon ameliyatlarının birçoklarında teneffüs açısından tatminkar bir sonuç elde edebilmek için tıpkı ameliyat sırasında bilhassa eğikliğin karşı tarafındaki burun pasajında yer alan etlerinin uygun bir müdahale ile küçültülmesi gerekli olmaktadır. Aksi taktirde bir tarafa hakikat kaymış durumdaki septumun orta hatta getirilmesi ile daha evvel geniş olan taraf nispeten daralacak ve bu kısmın ameliyat öncesi hacmine ahenk sağlamış olan konkalar küçültülmedikleri taktirde tıkanıklık oluşacaktır.
Alt burun etlerini küçültmek emeli ile en sık uygulanan yollar radyofrekans ile mukozaya ziyan vermeden mukoza altı doku hacminin azaltılması ve etlerin kemik kısmında da büyüme olan durumlarda mukoza altındaki yumuşak doku ve kemik dokusunun tıraşlanarak küçültülmesidir (endoskopik redüksiyon).
Orta burun etleri içerisinde yapısal bir varyasyon olarak hava hücresi bulunabilmektedir (konka bülloza). Bu hava hücresinin gelişme sırasında büyümesi orta burun pasajında hava akımını önlemekte, beraberinde pasajın dış duvarında yer alan sinüs boşalma kanallarında tıkanmaya bağlı olarak kronik sinüs iltihaplarına niye olabilmektedir. Bu cins sorunlara niye olan orta burun etlerine uygun endoskopik cerrahi teknikerleri kullanılarak konka bülloza plastisi yapılmalıdır. İşlevsel olarak alt etler kadar kritik olmayan orta etlerin tam olarak çıkartılması burun fizyolojisinde önemli sorun oluşturmasa da bu yapıların ondan sonrasında yapılabilecek sinüs müdahaleleri için yol gösterici rolü olması sebebi ile ekseriyetle tam çıkartılmamaları tercih edilmektedir.
Radyofrekans ile alt konka küçültülmesi
Alt konka mukozası altındaki varlıklı damar içerikli yumuşak dokular içerisine özel bir aygıt ile radyofrekans gücü verilmesini takiben dokularda oluşan ısı hasarının büzülme ve sertleşme ile güzelleşmesi prensibine dayanır. Süreci takiben 2-3 hafta ortasında oluşan sert düzgünleşme dokusu etlerde küçülmenin yanı sıra dış uyaranlarla ya da beden konumu ile oluşan genişlemeleri de önlemektedir.
Öbür patolojiye yönelik müdahale gerekmeyen hastalarda alt konka radyofrekans süreci ofis kaidelerinde lokal anestezi altında yapılabilmektedir.
Yaklaşık 5-10 dk süren konka radyofrekans süreci estetik ya da işlevsel gayeli yapılan burun ameliyatları, kronik sinüzite yönelik ameliyatlar ve burun tıkanıklığı şikayeti olan hastalarda öteki niçinle yapılan ameliyatlar sırasında da çarçabuk yapılabilmektedir.
Süreç sırasında burun etinde kesilme olmadığından süreç daha sonrası kanama olmamakta bu niçinle tampon uygulanması gerekmemektedir.
Güzel bir lokal anesteziyi takiben süreç sırasında ve daha sonrasında ağrı hissedilmeyen bu uygulamayı takiben hastalar çabucak günlük aktivitelerine geri dönebilmektedirler. Radyofrekans aygıtı aşagıdaki fotoğraftaki üzeredir. Aygıtın uç kısmına takılan özel proplar ile konkalara(burun etlerine), yumuşak damağa uygulama yapılabilmektedir.
Hayat kalitesi üzerinde önemli olumsuz tesirleri olan burun tıkanıklıklarında büyük oranda rol oynayan alt burun eti büyümelerinin tedavisinde son derece inançlı ve konforlu olarak uygulanabilen radyofrekans sürecinin tek seansta başarılı sonuç verme oranı %80 civarındadır. Ameliyatı takiben, alt konkalarda oluşan şişlik ya da mukoza yüzeyindeki doku tepkisine bağlı oluşan kabuklanma sebebi ile burun tıkanıklığında artma izlenebilmektedir. Radyofrekans uygulamasının beklenen sonuçları 15-20 gün içerisinde ortaya çıkmaktadır. Hastaların beşte birine yakın kısmında ise istenen burun açıklığının tam olarak elde edilememesi sebebi ile 1,5-2 aylık bekleme periyodunu takiben sürecin yinelanması gerekebilmektedir.
Radyofrekans ile başarılı sonuç alınan hastalarda alerjik rinit, vazomotor rinit üzere hastalıkların bulunması, hastaların daima olarak havanın kuru ve kirli olduğu, sigara dumanlı yahut soğuk ortamlarda bulunmaları ya da damar genişletici ilaçlar kullanmaları durumunda alt burun etleri 6 ay – 1 yıl ortasında tekrar büyüyebilmektedir. Bu durumdaki hastalarda radyofrekans sürecinin yenidenı ya da endoskopik konka redüksiyonu önerilmektedir.
Konka radyofrekans süreci, şikayetlerin yenidenlama ihtimali dezavantajlarına rağmen her bir uygulamanın yüksek muvaffakiyet talihi, tampon gerektirmemesi, lokal anestezi ile yapılabilmesi ve kanamaya niye olmaması üzere avantajları sebebi ile hastalar ve tabipler tarafınca en sık tercih edilen prosedürlerden birisidir.
Endoskopik konka redüksiyonu
Alt konka mukozası altındaki yumuşak dokuların ve konka kemiğinin kısmen çıkartılması sürecidir.
Bu yol ekseriyetle konkaların büyüklüğünde konka içerisindeki kemiğin kıymetli etken olduğu, radyofrekans uygulamaları ile isten kararın alınamadığı, konkanın çok büyük ya da deforme olduğu yahut radyofrekans sürecinin yenidenlama ihtimali sebebi ile tercih edilmediği durumlarda uygulanmaktadır.
Süreç genel anestezi altında yapılmakta ve mikro debrider teknolojisi ile uygulandığında 5-10 dakika civarında sürmektedir. Burun etlerine yönelik geliştirilen yeni mikro debrider aygıtlarının boyutları fazlaca küçük olduğundan süreç sırasında mukoza bütünlüğü bozulmamakta bu niçinle endoskopik redüksiyon ameliyatları da artık tampon kullanılmadan gerçekleştirilebilmektedir.Konkaların varlıklı kan damarı içeriği sebebi ile ameliyat daha sonrasında kanama ihtimaline karşı hastaların 72 saat boyunca istirahat etmeleri önerilmektedir.
Son derece tesirli bir usul olan Endoskopik konka redüksiyonu ameliyatını takiben etlerde değerli ölçüde küçülme olmaktadır. Yeni mikro debriderler yardımı ile alt burun etlerinin art kısımlarına de ulaşılmakta ve bu kısımları genişlemiş ya da deforme olmuş alt konkalarda da muvaffakiyet ile küçültme yapılabilmektedir. Bu durumdaki birtakım hastalarda alt konka art kısmına kısmi çıkartma ya da radyofrekans uygulanması da tercih edilebilmektedir.
Endoskopik redüksiyon tekniği konka mukozasını koruyan bir teknik olduğundan alerjik rinit, vazomotor rinit üzere teşhisleri olan, daima olarak havanın kuru ve kirli olduğu, sigara dumanlı yahut soğuk ortamlarda bulunan ya da damar genişletici ilaçlar kullanan hastalarda uzun periyotta alt konkalarda yine büyüme olabilmektedir. Bu durumdaki hastalarda lokal anestezi ile radyofrekans uygulaması pek uygun sonuçlar vermektedir.
SEPTUM EĞRİLİĞİNE (DEVİASYON) YÖNELİK AMELİYATLAR
Deviasyona yönelik ameliyat sonucu alınırken burnun muayene bulguları kadar hastanın şikayetleri ve burundaki tıkanıklığın sıhhati ve hayat kalitesi üstündeki olumsuz tesirleri göz önüne alınmaktadır. Aşagıdaki fotoğrafta burn septumunun ön kısımda sağa gerçek çok derecede deviasyon(eğrilik)’u olan hastanın imajıdır.
Tıkayıcı uyku apnesi tanısı olan hastalarda burunda besbelli tıkanıklık şikayeti olmasa da gerek apnenin denetimi gerekse CPAP aygıtının kullanılabilmesi için burun içerisindeki eğiklikler ve et büyümeleri giderilerek hava akımının sağlanması gerekebilmektedir.
Burun tıkanıklığı şikayetinin septum eğriliğine (deviasyon) bağlı oluştuğu saptanan hastalarda cerrahi tedavi haricinde alternatif bulunmamaktadır.
Burun sırtına yakın olmayan, septumun ön yarısını oluşturan kıkırdak kısmında çok deformasyon bulunmayan ve burnun kemik çatısını da içermeyen eğikliklerde burun deliklerinden yapılan ve 20-30 dakika kadar süren standart ameliyatlarla başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
Tanım edilen sorunların varlığında, daha evvel burun ameliyatı geçirmiş olan yahut tıpkı ameliyat sırasında estetik maksatlı müdahaleler planlanan hastalarda ise “açık teknik cerrahi” tercih edilmelidir.
Günümüzde estetik ameliyatlarda da çoğunlukla tercih edilen bu metot ile burun dış imajını değiştirmeden ortasındaki kıkırdak ve kemik eğriliklerini en ülkü biçimde ve kalıcı olarak düzeltmek mümkün olabilmektedir. Daha evvel geçirdiği ameliyata bağlı olarak kıkırdak eksikliği yahut biçim bozukluğu olan hastalarda septumda kâfi ölçüde kıkırdak olmaması durumunda kulak kepçesi ya da kaburgalardan alınan kıkırdak kesimlerinin burunda kullanılması gerekebilmektedir.
Günümüzde geliştirilen ameliyat teknikleri ile deviasyon ve estetik burun ameliyatlarını tamponsuz olarak yapmak mümkün olmakta bu da hastaların ameliyat daha sonrasındaki konforunda değerli katkı sağlamaktadır.
Deviasyon sebebi ile ameliyat olması gereken hastalar beraberinde estetik burun ameliyatı olmayı da düşünüyorlarsa en ülkü yaklaşım iki ameliyatın birebir anda yapılması olacaktır. Burun içerisinde eğikliğe niye olan fazla kıkırdak ya da kemik dokularının ameliyatın estetiğe yönelik kısmında çeşitli hedeflerle kullanılabilmesi birebir anda yapılan ameliyatın en değerli avantajdır.
Deviasyon ameliyatları tercihen genel anestezi altında yapılmakta ve kapalı teknik ile 20-30 dakika açık teknik ile sorunun derecesine ve kulak ya da kaburgadan kıkırdak dokusu alma muhtaçlığı olup olmamasına bakılırsa 1 ile 2,5 saat civarında sürmektedir.
Birebir ameliyat sırasında alt burun etlerine tampon kullanılmasını gerektiren bir süreç yapılmayan hastalarda deviasyona yönelik ameliyat tamponsuz olarak yapılmaktadır.
Hastalar ekseriyetle ameliyat günü hastanede kalmakta sonraki gün burun paklığı yapılarak taburcu edilmektedirler.
Hastaların ameliyat daha sonrasında 2 ya da 3 sefer denetime gelmeleri çoklukla kâfi olmaktadır. Burun ortasında mukoza güzelleşmesi tamamlanana kadar 2-3 hafta boyunca oluşan kuruma ve kabuklanma için tuzlu su içeren temizleyici spreyler ve yumuşatıcı damlalar kullanılmaktadır.
Estetik hedefli müdahale yapılmayan ya da dış görünüşü de etkileyecek seviyede kıkırdak eğikliği sebebi ile açık teknik ameliyat uygulanmayan hastalarda ameliyat daha sonrasında burun dış görünüşünde değişiklik oluşmamakta yüz ve gözler etrafında şişme ya da morarma olmamaktadır.
Hastaların deviasyon ameliyatı daha sonrasında 6 hafta boyunca burunlarını darbeden müdafaaları gereklidir. 2 hafta daha sonra spor aktivitelerine 1 ay daha sonra yüzmeye başlayabilirler.
Deviasyon ameliyatı olan hastaların gözlük takmalarında sakınca yoktur.
NAZAL VALV YETMEZLİĞİNE YÖNELİK AMELİYATLAR
Nazal valv yetmezliği internal (iç) ya da eksternal (dış) olmak üzere iki farklı tipte izlenmektedir.
Internal yetmezlikler kıkırdak septumun ön kısmında burun sırtına yakın eğiklikler sebebi ile valv bölgesindeki hava pasajının daralmasından kaynaklanmaktadır. Tedavide açık teknik deviasyon ameliyatı ile bu bölgenin ortaya konulması ve eğikliğin düzeltilmesi yanında gereken durumlarda kıkırdak greftler yardımı ile valv bölgesi hava akışını rahatlatacak biçimde genişletilebilmekmektedir. Eksternal yetmezliklerde temel sorun burun kanatlarının nefes alırken içeri çökerek hava pasajını daraltmasıdır. Bu sorun burun kanatları ortasındaki kıkırdak yapıların yapısal olarak zıt eğimde olması yahut estetik gayeli ameliyatlar, travmalar, yaşlanma vb niçinlerle zayıflayarak hava akımının yarattığı vakum tesirine dayanamamasından kaynaklanmaktadır. Tedavide bu çökmeyi önlemeye yönelik olarak zayıf bölgelerin kıkırdak modüllerle desteklenmesi, daralmaya niye olan kıkırdak açısının düzeltilmesi ve dikişler yardımı ile çökmenin engellenmesi üzere teknikler kullanılmaktadır.
Burun ortasındaki septumda bir tarafa eğiklik olan hastaların büyük kısmında hacim olarak daha geniş olan karşı burun pasajındaki etlerde (alt ette daha fazla olarak) büyüme oluşmaktadır. Bu niçinle septum deviasyon ameliyatlarının birçoklarında teneffüs açısından tatminkar bir sonuç elde edebilmek için tıpkı ameliyat sırasında bilhassa eğikliğin karşı tarafındaki burun pasajında yer alan etlerinin uygun bir müdahale ile küçültülmesi gerekli olmaktadır. Aksi taktirde bir tarafa hakikat kaymış durumdaki septumun orta hatta getirilmesi ile daha evvel geniş olan taraf nispeten daralacak ve bu kısmın ameliyat öncesi hacmine ahenk sağlamış olan konkalar küçültülmedikleri taktirde tıkanıklık oluşacaktır.
Alt burun etlerini küçültmek emeli ile en sık uygulanan yollar radyofrekans ile mukozaya ziyan vermeden mukoza altı doku hacminin azaltılması ve etlerin kemik kısmında da büyüme olan durumlarda mukoza altındaki yumuşak doku ve kemik dokusunun tıraşlanarak küçültülmesidir (endoskopik redüksiyon).
Orta burun etleri içerisinde yapısal bir varyasyon olarak hava hücresi bulunabilmektedir (konka bülloza). Bu hava hücresinin gelişme sırasında büyümesi orta burun pasajında hava akımını önlemekte, beraberinde pasajın dış duvarında yer alan sinüs boşalma kanallarında tıkanmaya bağlı olarak kronik sinüs iltihaplarına niye olabilmektedir. Bu cins sorunlara niye olan orta burun etlerine uygun endoskopik cerrahi teknikerleri kullanılarak konka bülloza plastisi yapılmalıdır. İşlevsel olarak alt etler kadar kritik olmayan orta etlerin tam olarak çıkartılması burun fizyolojisinde önemli sorun oluşturmasa da bu yapıların ondan sonrasında yapılabilecek sinüs müdahaleleri için yol gösterici rolü olması sebebi ile ekseriyetle tam çıkartılmamaları tercih edilmektedir.
Radyofrekans ile alt konka küçültülmesi
Alt konka mukozası altındaki varlıklı damar içerikli yumuşak dokular içerisine özel bir aygıt ile radyofrekans gücü verilmesini takiben dokularda oluşan ısı hasarının büzülme ve sertleşme ile güzelleşmesi prensibine dayanır. Süreci takiben 2-3 hafta ortasında oluşan sert düzgünleşme dokusu etlerde küçülmenin yanı sıra dış uyaranlarla ya da beden konumu ile oluşan genişlemeleri de önlemektedir.
Öbür patolojiye yönelik müdahale gerekmeyen hastalarda alt konka radyofrekans süreci ofis kaidelerinde lokal anestezi altında yapılabilmektedir.
Yaklaşık 5-10 dk süren konka radyofrekans süreci estetik ya da işlevsel gayeli yapılan burun ameliyatları, kronik sinüzite yönelik ameliyatlar ve burun tıkanıklığı şikayeti olan hastalarda öteki niçinle yapılan ameliyatlar sırasında da çarçabuk yapılabilmektedir.
Süreç sırasında burun etinde kesilme olmadığından süreç daha sonrası kanama olmamakta bu niçinle tampon uygulanması gerekmemektedir.
Güzel bir lokal anesteziyi takiben süreç sırasında ve daha sonrasında ağrı hissedilmeyen bu uygulamayı takiben hastalar çabucak günlük aktivitelerine geri dönebilmektedirler. Radyofrekans aygıtı aşagıdaki fotoğraftaki üzeredir. Aygıtın uç kısmına takılan özel proplar ile konkalara(burun etlerine), yumuşak damağa uygulama yapılabilmektedir.
Hayat kalitesi üzerinde önemli olumsuz tesirleri olan burun tıkanıklıklarında büyük oranda rol oynayan alt burun eti büyümelerinin tedavisinde son derece inançlı ve konforlu olarak uygulanabilen radyofrekans sürecinin tek seansta başarılı sonuç verme oranı %80 civarındadır. Ameliyatı takiben, alt konkalarda oluşan şişlik ya da mukoza yüzeyindeki doku tepkisine bağlı oluşan kabuklanma sebebi ile burun tıkanıklığında artma izlenebilmektedir. Radyofrekans uygulamasının beklenen sonuçları 15-20 gün içerisinde ortaya çıkmaktadır. Hastaların beşte birine yakın kısmında ise istenen burun açıklığının tam olarak elde edilememesi sebebi ile 1,5-2 aylık bekleme periyodunu takiben sürecin yinelanması gerekebilmektedir.
Radyofrekans ile başarılı sonuç alınan hastalarda alerjik rinit, vazomotor rinit üzere hastalıkların bulunması, hastaların daima olarak havanın kuru ve kirli olduğu, sigara dumanlı yahut soğuk ortamlarda bulunmaları ya da damar genişletici ilaçlar kullanmaları durumunda alt burun etleri 6 ay – 1 yıl ortasında tekrar büyüyebilmektedir. Bu durumdaki hastalarda radyofrekans sürecinin yenidenı ya da endoskopik konka redüksiyonu önerilmektedir.
Konka radyofrekans süreci, şikayetlerin yenidenlama ihtimali dezavantajlarına rağmen her bir uygulamanın yüksek muvaffakiyet talihi, tampon gerektirmemesi, lokal anestezi ile yapılabilmesi ve kanamaya niye olmaması üzere avantajları sebebi ile hastalar ve tabipler tarafınca en sık tercih edilen prosedürlerden birisidir.
Endoskopik konka redüksiyonu
Alt konka mukozası altındaki yumuşak dokuların ve konka kemiğinin kısmen çıkartılması sürecidir.
Bu yol ekseriyetle konkaların büyüklüğünde konka içerisindeki kemiğin kıymetli etken olduğu, radyofrekans uygulamaları ile isten kararın alınamadığı, konkanın çok büyük ya da deforme olduğu yahut radyofrekans sürecinin yenidenlama ihtimali sebebi ile tercih edilmediği durumlarda uygulanmaktadır.
Süreç genel anestezi altında yapılmakta ve mikro debrider teknolojisi ile uygulandığında 5-10 dakika civarında sürmektedir. Burun etlerine yönelik geliştirilen yeni mikro debrider aygıtlarının boyutları fazlaca küçük olduğundan süreç sırasında mukoza bütünlüğü bozulmamakta bu niçinle endoskopik redüksiyon ameliyatları da artık tampon kullanılmadan gerçekleştirilebilmektedir.Konkaların varlıklı kan damarı içeriği sebebi ile ameliyat daha sonrasında kanama ihtimaline karşı hastaların 72 saat boyunca istirahat etmeleri önerilmektedir.
Son derece tesirli bir usul olan Endoskopik konka redüksiyonu ameliyatını takiben etlerde değerli ölçüde küçülme olmaktadır. Yeni mikro debriderler yardımı ile alt burun etlerinin art kısımlarına de ulaşılmakta ve bu kısımları genişlemiş ya da deforme olmuş alt konkalarda da muvaffakiyet ile küçültme yapılabilmektedir. Bu durumdaki birtakım hastalarda alt konka art kısmına kısmi çıkartma ya da radyofrekans uygulanması da tercih edilebilmektedir.
Endoskopik redüksiyon tekniği konka mukozasını koruyan bir teknik olduğundan alerjik rinit, vazomotor rinit üzere teşhisleri olan, daima olarak havanın kuru ve kirli olduğu, sigara dumanlı yahut soğuk ortamlarda bulunan ya da damar genişletici ilaçlar kullanan hastalarda uzun periyotta alt konkalarda yine büyüme olabilmektedir. Bu durumdaki hastalarda lokal anestezi ile radyofrekans uygulaması pek uygun sonuçlar vermektedir.
SEPTUM EĞRİLİĞİNE (DEVİASYON) YÖNELİK AMELİYATLAR
Deviasyona yönelik ameliyat sonucu alınırken burnun muayene bulguları kadar hastanın şikayetleri ve burundaki tıkanıklığın sıhhati ve hayat kalitesi üstündeki olumsuz tesirleri göz önüne alınmaktadır. Aşagıdaki fotoğrafta burn septumunun ön kısımda sağa gerçek çok derecede deviasyon(eğrilik)’u olan hastanın imajıdır.
Tıkayıcı uyku apnesi tanısı olan hastalarda burunda besbelli tıkanıklık şikayeti olmasa da gerek apnenin denetimi gerekse CPAP aygıtının kullanılabilmesi için burun içerisindeki eğiklikler ve et büyümeleri giderilerek hava akımının sağlanması gerekebilmektedir.
Burun tıkanıklığı şikayetinin septum eğriliğine (deviasyon) bağlı oluştuğu saptanan hastalarda cerrahi tedavi haricinde alternatif bulunmamaktadır.
Burun sırtına yakın olmayan, septumun ön yarısını oluşturan kıkırdak kısmında çok deformasyon bulunmayan ve burnun kemik çatısını da içermeyen eğikliklerde burun deliklerinden yapılan ve 20-30 dakika kadar süren standart ameliyatlarla başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
Tanım edilen sorunların varlığında, daha evvel burun ameliyatı geçirmiş olan yahut tıpkı ameliyat sırasında estetik maksatlı müdahaleler planlanan hastalarda ise “açık teknik cerrahi” tercih edilmelidir.
Günümüzde estetik ameliyatlarda da çoğunlukla tercih edilen bu metot ile burun dış imajını değiştirmeden ortasındaki kıkırdak ve kemik eğriliklerini en ülkü biçimde ve kalıcı olarak düzeltmek mümkün olabilmektedir. Daha evvel geçirdiği ameliyata bağlı olarak kıkırdak eksikliği yahut biçim bozukluğu olan hastalarda septumda kâfi ölçüde kıkırdak olmaması durumunda kulak kepçesi ya da kaburgalardan alınan kıkırdak kesimlerinin burunda kullanılması gerekebilmektedir.
Günümüzde geliştirilen ameliyat teknikleri ile deviasyon ve estetik burun ameliyatlarını tamponsuz olarak yapmak mümkün olmakta bu da hastaların ameliyat daha sonrasındaki konforunda değerli katkı sağlamaktadır.
Deviasyon sebebi ile ameliyat olması gereken hastalar beraberinde estetik burun ameliyatı olmayı da düşünüyorlarsa en ülkü yaklaşım iki ameliyatın birebir anda yapılması olacaktır. Burun içerisinde eğikliğe niye olan fazla kıkırdak ya da kemik dokularının ameliyatın estetiğe yönelik kısmında çeşitli hedeflerle kullanılabilmesi birebir anda yapılan ameliyatın en değerli avantajdır.
Deviasyon ameliyatları tercihen genel anestezi altında yapılmakta ve kapalı teknik ile 20-30 dakika açık teknik ile sorunun derecesine ve kulak ya da kaburgadan kıkırdak dokusu alma muhtaçlığı olup olmamasına bakılırsa 1 ile 2,5 saat civarında sürmektedir.
Birebir ameliyat sırasında alt burun etlerine tampon kullanılmasını gerektiren bir süreç yapılmayan hastalarda deviasyona yönelik ameliyat tamponsuz olarak yapılmaktadır.
Hastalar ekseriyetle ameliyat günü hastanede kalmakta sonraki gün burun paklığı yapılarak taburcu edilmektedirler.
Hastaların ameliyat daha sonrasında 2 ya da 3 sefer denetime gelmeleri çoklukla kâfi olmaktadır. Burun ortasında mukoza güzelleşmesi tamamlanana kadar 2-3 hafta boyunca oluşan kuruma ve kabuklanma için tuzlu su içeren temizleyici spreyler ve yumuşatıcı damlalar kullanılmaktadır.
Estetik hedefli müdahale yapılmayan ya da dış görünüşü de etkileyecek seviyede kıkırdak eğikliği sebebi ile açık teknik ameliyat uygulanmayan hastalarda ameliyat daha sonrasında burun dış görünüşünde değişiklik oluşmamakta yüz ve gözler etrafında şişme ya da morarma olmamaktadır.
Hastaların deviasyon ameliyatı daha sonrasında 6 hafta boyunca burunlarını darbeden müdafaaları gereklidir. 2 hafta daha sonra spor aktivitelerine 1 ay daha sonra yüzmeye başlayabilirler.
Deviasyon ameliyatı olan hastaların gözlük takmalarında sakınca yoktur.
NAZAL VALV YETMEZLİĞİNE YÖNELİK AMELİYATLAR
Nazal valv yetmezliği internal (iç) ya da eksternal (dış) olmak üzere iki farklı tipte izlenmektedir.
Internal yetmezlikler kıkırdak septumun ön kısmında burun sırtına yakın eğiklikler sebebi ile valv bölgesindeki hava pasajının daralmasından kaynaklanmaktadır. Tedavide açık teknik deviasyon ameliyatı ile bu bölgenin ortaya konulması ve eğikliğin düzeltilmesi yanında gereken durumlarda kıkırdak greftler yardımı ile valv bölgesi hava akışını rahatlatacak biçimde genişletilebilmekmektedir. Eksternal yetmezliklerde temel sorun burun kanatlarının nefes alırken içeri çökerek hava pasajını daraltmasıdır. Bu sorun burun kanatları ortasındaki kıkırdak yapıların yapısal olarak zıt eğimde olması yahut estetik gayeli ameliyatlar, travmalar, yaşlanma vb niçinlerle zayıflayarak hava akımının yarattığı vakum tesirine dayanamamasından kaynaklanmaktadır. Tedavide bu çökmeyi önlemeye yönelik olarak zayıf bölgelerin kıkırdak modüllerle desteklenmesi, daralmaya niye olan kıkırdak açısının düzeltilmesi ve dikişler yardımı ile çökmenin engellenmesi üzere teknikler kullanılmaktadır.