Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, besin arz güvenliğinin sürdürülmesi açısından tahıl koridorunun açık tutulmasının mecburilik olduğunu söylemiş oldu.
Kirişci, Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen 14. Memleketler arası Turunçgil Kongresi’nde, aktifliğe birinci kere konut sahipliği yapmanın heyecanını yaşadıklarını tabir etti.
Kongrenin, turunçgil dalına katkı sağlayacağını lisana getiren Kirişci, Mersin’in, ülkenin en üretken kentlerinden olduğunu aktardı.
Bakan Kirişci, Türkiye’nin yaş meyve zerzevat ihracatının yüzde 50’ye yakınını turunçgilin oluşturduğunu söz ederek, “Bu da turunçgil dalının bizim ziraî üretimimizde ve ticaretimizde bir alt küme olmaktan öte başlı başına bir ana kesim olduğunun kıymetli göstergesidir.” dedi.
Türkiye’nin, 2021’de sağladığı 44,7 milyar dolarlık ziraî hasılayla Avrupa’da birinci sırada yer aldığını vurgulayan Kirişci, şu biçimde konuştu:
“Türkiye coğrafik pozisyonu ve uygun iklim yapısıyla sahip olduğu 3 bin 649’u endemik 12 binden çok bitki çeşidini barındıran ender ülkelerden birisidir. Son 20 yılda ülkemiz bitkisel üretim ölçüsü yüzde 20 artmıştır. 2002’de 98 milyon ton olan üretim 2021 yılında 117,8 milyon tona ulaşmıştır. Bitkisel üretimimizin bu yıl geçen seneye nazaran yüzde 8 artış göstererek, tüm vakit içinderın en yüksek, büyük üretimini yani 127 milyon tonla yeni bir rekoru kıracağını ümit ediyoruz. Dünyanın birinci 10 tarım ülkesinden biri olan Türkiye, kuvvetli ziraî altyapısıyla her geçen gün artan ülke nüfusunun besin muhtaçlığını karşılamanın yanında 2021 yılı prestijiyle 25 milyar dolarlık tarım ve besin eserleri ihracatıyla net ihracatçı durumundadır. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak yürüttüğümüz çalışmalar ve üretime yönelik teşviklerle epey sayıda tarım eserinde dünya liderliğimiz devam etmektedir.”
“Gıda problemi bizim için bir ulusal güvenlik meselesidir”
Kirişci, ülkenin her alanda büyüdüğünü, geliştiğini, güçlendiğini belirterek, “Cumhuriyetimiz, gelecek yıl bir asrı geride bırakarak ikinci yüzyılına girecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde biz bu periyodu, ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak isimlendirdik ve amaçlarımızı kamuoyuyla paylaştık. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu vizyon çerçevesinde politikalarımızı ortaya koyduk. Her şeydilk evvel tarımı, stratejik bir kesim olarak gördüğümüzü belirtmek isterim. Besin sorunu bizim için bir ulusal güvenlik problemidir.” diye konuştu.
İklim değişikliği, Kovid-19 ve Ukrayna-Rusya savaşının, besin arz güvenliğinin ehemmiyetini bir kez daha gösterdiğine işaret eden Kirişci, bu niçinle tahıl koridoru muahedesinin milletlerarası dayanışma ismine kıymetli olduğunu söylemiş oldu.
Kirişci, Türkiye’nin, savaşan tarafları ikna ederek tıpkı masada buluşturduğunu anımsatarak, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Artan hücumlar niçiniyle 31 Ekim prestijiyle gemi trafiği kesintiye uğradığında da bir daha Sayın Cumhurbaşkanımız, önder diplomasisi yürüterek tahıl koridorunun işlemesini sağlamıştır. Türkiye olarak besin arz güvenliği bakımından tahıl koridorunu hayli önemsiyoruz. Her ne kadar bu koridordan büyük oranda Avrupa ülkeleri yararlansa da besin arz güvenliliğinin sürdürülebilirliği açısından bu koridorun açık tutulması bir zorunluluktur. Biz diyoruz ki bu koridoru açık tutalım lakin bundan besin ıstırabı çeken, açlıkla boğuşan, az gelişmiş ülkeler daha hayli yararlansın. Tahıl koridorundan 10 milyon tonun üzerinde tahıl ve başka tarım, besin eserleri taşınmıştır. Bunun 6 milyon tonu yani yüzde 60’ı Avrupa ülkelerine, yüzde 27’si Asya ülkelerine, yüzde 13’ü ise Afrika ülkelerine gitmiştir. En az gelişmiş ülkelere ulaşan oran ise yalnızca yüzde 5,9’dur. Bu adaletsizliğe dikkat çeken tek önder Sayın Cumhurbaşkanı’mızdır. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, kasım ortasında Endonezya’da düzenlenecek G-20 Tepesi’nde de mevzuyu bir daha gündeme getirecektir. Bizim uğraşımız bir memleketler arası barış ve dayanışma ismine verilen gayrettir.”
“Tüm ülkelerle deneyimlerimizi paylaşmaya ve iş birliği yapmaya hazırız”
İklim değişikliğinin ziraî üretimdeki etkisinin her geçen yıl daha fazla görüldüğünü lisana getiren Kirişci, turunçgil bölümünün de değişen iklim şartlarına karşı global bazda strateji belirlemesi gerektiğinin altını çizdi.
Kirişci, kaynakların tüketilmesi yerine hakikat yönetilmesinin mecburilik olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye olarak ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sıhhatini koruyan ve etrafa kıymet veren bir turunçgil üretim sistemi hedeflediğimizi belirtmek isterim. Bu maksada ulaşmak üzere turunçgil üretimi yapan tüm ülkelerle deneyimlerimizi paylaşmaya ve iş birliği yapmaya hazırız. Ülke hudutlarını aşan iklim değişikliğiyle gayrette yapacağımız iş birliği, insanlığa kıymetli katkılar sunacaktır. İnanıyorum ki bu kongre, memleketler arası seviyede yapacağımız iş birlikleri için verimli bir platform oluşturacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
İklim değişikliğine karşı yürütülen ahenk çalışmalarında, besin kayıplarının ve israfının azaltılmasının da odak noktası olması gerektiğini tabir eden Kirişci, eser zayiatını önlemek ve raf ömrünü uzatmak için tarladan sofraya tüm süreçlerin idaresinin ehemmiyet taşıdığını lisana getirdi.
Bakan Kirişci, tarımın hiç bir biçimde ihmal edilemeyeceğini vurgulayarak, “Üretimden pazarlamaya kadar bakanlık olarak yürüttüğümüz kapsamlı çalışmalarla tarımı güçlendirmenin eforunu veriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, bugün olduğu üzere yarın da her şartta çiftçimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Eli öpülesi çiftçilerimiz bu ülkenin cefakar, vefakar üreticileridir. En güç kaidelerde bile üretmeye devam etmiş, toprağın hakkını vermişlerdir. Hükümet ve bakanlık olarak desteklerimizle ve tarım politikalarımızla her vakit çiftçilerimizin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Her vakit çiftçimizin daha fazla üretmesi, daha fazla kazanması için ne gerekiyorsa yaptık, yapmayı sürdüreceğiz.” formunda konuştu.
Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) 1 Ekim’den itibaren e-Devlet Kapısı’ndan erişim imkanı sağlandığını anımsatan Kirişci, e-Devlet Kapısı üzerinden 530 binden çok ÇKS dokümanı oluşturulduğunu aktardı.
“Konseyin çalışmalarıyla turunçgil kesimimiz daha da gelişecek”
Kirişci, Türkiye’nin, coğrafik pozisyonunun sağladığı iklim kurallarının uygunluğuyla turunçgil üretiminde değerli potansiyele sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye 2021 yılında gerçekleştirdiği 1,9 milyon ton turunçgil ihracatıyla dünyada yüzde 10’luk hisseyle 4’üncü sırada yer almaktadır. Üretim, pazarlama, nakliye, depolama, ambalajlama üzere konularda yürütülen Ar-Ge çalışmaları yanında sağlanan teşviklerle bu potansiyel daha da geliştirilmektedir. Bakanlığımızın çalışmalarıyla bölümün tüm paydaşlarını temsil eden Ulusal Turunçgil Kurulu, 2007’deki kuruluşundan bu yana kesime hizmet etmektedir. Kurulun çalışmalarıyla turunçgil bölümümüzün daha da gelişeceğine inanıyorum.”
Konuşmaların akabinde Ulusal Turunçgil Kurulu Lider Vekili Kemal Kaçmaz, Bakan Kirişci’ye plaket verdi. Kirişci, aktiflik kapsamında kurulan stantları da inceledi.
Kongreye, eski Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, AK Parti Mersin milletvekilleri Ali Cumhur Taşkın, Hacı Özkan ve Zeynep Gül Yılmaz, MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel ve Milletlerarası Turunçgil Kurulu Genel Sekreteri Mikael Roose de katıldı.
Kirişci, Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen 14. Memleketler arası Turunçgil Kongresi’nde, aktifliğe birinci kere konut sahipliği yapmanın heyecanını yaşadıklarını tabir etti.
Kongrenin, turunçgil dalına katkı sağlayacağını lisana getiren Kirişci, Mersin’in, ülkenin en üretken kentlerinden olduğunu aktardı.
Bakan Kirişci, Türkiye’nin yaş meyve zerzevat ihracatının yüzde 50’ye yakınını turunçgilin oluşturduğunu söz ederek, “Bu da turunçgil dalının bizim ziraî üretimimizde ve ticaretimizde bir alt küme olmaktan öte başlı başına bir ana kesim olduğunun kıymetli göstergesidir.” dedi.
Türkiye’nin, 2021’de sağladığı 44,7 milyar dolarlık ziraî hasılayla Avrupa’da birinci sırada yer aldığını vurgulayan Kirişci, şu biçimde konuştu:
“Türkiye coğrafik pozisyonu ve uygun iklim yapısıyla sahip olduğu 3 bin 649’u endemik 12 binden çok bitki çeşidini barındıran ender ülkelerden birisidir. Son 20 yılda ülkemiz bitkisel üretim ölçüsü yüzde 20 artmıştır. 2002’de 98 milyon ton olan üretim 2021 yılında 117,8 milyon tona ulaşmıştır. Bitkisel üretimimizin bu yıl geçen seneye nazaran yüzde 8 artış göstererek, tüm vakit içinderın en yüksek, büyük üretimini yani 127 milyon tonla yeni bir rekoru kıracağını ümit ediyoruz. Dünyanın birinci 10 tarım ülkesinden biri olan Türkiye, kuvvetli ziraî altyapısıyla her geçen gün artan ülke nüfusunun besin muhtaçlığını karşılamanın yanında 2021 yılı prestijiyle 25 milyar dolarlık tarım ve besin eserleri ihracatıyla net ihracatçı durumundadır. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak yürüttüğümüz çalışmalar ve üretime yönelik teşviklerle epey sayıda tarım eserinde dünya liderliğimiz devam etmektedir.”
“Gıda problemi bizim için bir ulusal güvenlik meselesidir”
Kirişci, ülkenin her alanda büyüdüğünü, geliştiğini, güçlendiğini belirterek, “Cumhuriyetimiz, gelecek yıl bir asrı geride bırakarak ikinci yüzyılına girecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde biz bu periyodu, ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak isimlendirdik ve amaçlarımızı kamuoyuyla paylaştık. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu vizyon çerçevesinde politikalarımızı ortaya koyduk. Her şeydilk evvel tarımı, stratejik bir kesim olarak gördüğümüzü belirtmek isterim. Besin sorunu bizim için bir ulusal güvenlik problemidir.” diye konuştu.
İklim değişikliği, Kovid-19 ve Ukrayna-Rusya savaşının, besin arz güvenliğinin ehemmiyetini bir kez daha gösterdiğine işaret eden Kirişci, bu niçinle tahıl koridoru muahedesinin milletlerarası dayanışma ismine kıymetli olduğunu söylemiş oldu.
Kirişci, Türkiye’nin, savaşan tarafları ikna ederek tıpkı masada buluşturduğunu anımsatarak, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Artan hücumlar niçiniyle 31 Ekim prestijiyle gemi trafiği kesintiye uğradığında da bir daha Sayın Cumhurbaşkanımız, önder diplomasisi yürüterek tahıl koridorunun işlemesini sağlamıştır. Türkiye olarak besin arz güvenliği bakımından tahıl koridorunu hayli önemsiyoruz. Her ne kadar bu koridordan büyük oranda Avrupa ülkeleri yararlansa da besin arz güvenliliğinin sürdürülebilirliği açısından bu koridorun açık tutulması bir zorunluluktur. Biz diyoruz ki bu koridoru açık tutalım lakin bundan besin ıstırabı çeken, açlıkla boğuşan, az gelişmiş ülkeler daha hayli yararlansın. Tahıl koridorundan 10 milyon tonun üzerinde tahıl ve başka tarım, besin eserleri taşınmıştır. Bunun 6 milyon tonu yani yüzde 60’ı Avrupa ülkelerine, yüzde 27’si Asya ülkelerine, yüzde 13’ü ise Afrika ülkelerine gitmiştir. En az gelişmiş ülkelere ulaşan oran ise yalnızca yüzde 5,9’dur. Bu adaletsizliğe dikkat çeken tek önder Sayın Cumhurbaşkanı’mızdır. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, kasım ortasında Endonezya’da düzenlenecek G-20 Tepesi’nde de mevzuyu bir daha gündeme getirecektir. Bizim uğraşımız bir memleketler arası barış ve dayanışma ismine verilen gayrettir.”
“Tüm ülkelerle deneyimlerimizi paylaşmaya ve iş birliği yapmaya hazırız”
İklim değişikliğinin ziraî üretimdeki etkisinin her geçen yıl daha fazla görüldüğünü lisana getiren Kirişci, turunçgil bölümünün de değişen iklim şartlarına karşı global bazda strateji belirlemesi gerektiğinin altını çizdi.
Kirişci, kaynakların tüketilmesi yerine hakikat yönetilmesinin mecburilik olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye olarak ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sıhhatini koruyan ve etrafa kıymet veren bir turunçgil üretim sistemi hedeflediğimizi belirtmek isterim. Bu maksada ulaşmak üzere turunçgil üretimi yapan tüm ülkelerle deneyimlerimizi paylaşmaya ve iş birliği yapmaya hazırız. Ülke hudutlarını aşan iklim değişikliğiyle gayrette yapacağımız iş birliği, insanlığa kıymetli katkılar sunacaktır. İnanıyorum ki bu kongre, memleketler arası seviyede yapacağımız iş birlikleri için verimli bir platform oluşturacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
İklim değişikliğine karşı yürütülen ahenk çalışmalarında, besin kayıplarının ve israfının azaltılmasının da odak noktası olması gerektiğini tabir eden Kirişci, eser zayiatını önlemek ve raf ömrünü uzatmak için tarladan sofraya tüm süreçlerin idaresinin ehemmiyet taşıdığını lisana getirdi.
Bakan Kirişci, tarımın hiç bir biçimde ihmal edilemeyeceğini vurgulayarak, “Üretimden pazarlamaya kadar bakanlık olarak yürüttüğümüz kapsamlı çalışmalarla tarımı güçlendirmenin eforunu veriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, bugün olduğu üzere yarın da her şartta çiftçimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Eli öpülesi çiftçilerimiz bu ülkenin cefakar, vefakar üreticileridir. En güç kaidelerde bile üretmeye devam etmiş, toprağın hakkını vermişlerdir. Hükümet ve bakanlık olarak desteklerimizle ve tarım politikalarımızla her vakit çiftçilerimizin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Her vakit çiftçimizin daha fazla üretmesi, daha fazla kazanması için ne gerekiyorsa yaptık, yapmayı sürdüreceğiz.” formunda konuştu.
Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) 1 Ekim’den itibaren e-Devlet Kapısı’ndan erişim imkanı sağlandığını anımsatan Kirişci, e-Devlet Kapısı üzerinden 530 binden çok ÇKS dokümanı oluşturulduğunu aktardı.
“Konseyin çalışmalarıyla turunçgil kesimimiz daha da gelişecek”
Kirişci, Türkiye’nin, coğrafik pozisyonunun sağladığı iklim kurallarının uygunluğuyla turunçgil üretiminde değerli potansiyele sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye 2021 yılında gerçekleştirdiği 1,9 milyon ton turunçgil ihracatıyla dünyada yüzde 10’luk hisseyle 4’üncü sırada yer almaktadır. Üretim, pazarlama, nakliye, depolama, ambalajlama üzere konularda yürütülen Ar-Ge çalışmaları yanında sağlanan teşviklerle bu potansiyel daha da geliştirilmektedir. Bakanlığımızın çalışmalarıyla bölümün tüm paydaşlarını temsil eden Ulusal Turunçgil Kurulu, 2007’deki kuruluşundan bu yana kesime hizmet etmektedir. Kurulun çalışmalarıyla turunçgil bölümümüzün daha da gelişeceğine inanıyorum.”
Konuşmaların akabinde Ulusal Turunçgil Kurulu Lider Vekili Kemal Kaçmaz, Bakan Kirişci’ye plaket verdi. Kirişci, aktiflik kapsamında kurulan stantları da inceledi.
Kongreye, eski Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, AK Parti Mersin milletvekilleri Ali Cumhur Taşkın, Hacı Özkan ve Zeynep Gül Yılmaz, MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel ve Milletlerarası Turunçgil Kurulu Genel Sekreteri Mikael Roose de katıldı.