Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın akabinde gazetecilerle bir ortaya geldi.
NATO Karargahı’nda Savunma Bakanları Toplantısı’nın yanı sıra Ukrayna Savunma Temas Kümesi Toplantısı’nın da gerçekleştirildiğini anımsatan Akar, “Bu toplantılarda Türkiye olarak yaptıklarımızı, hangi noktada olduğumuzu paylaştık. Katkılarımızı, takviyelerimizi tabir ettik” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna savaşı
Ukrayna konusunda Türkiye’nin çalışmalarına dikkati çeken Akar, “Sayın Cumhurbaşkanımızın, ilgili bakanların, bizlerin yaptığı şey bir an evvel ateşkesin sağlanması. Tarafların barışçıl yol ve hallerin olmasına yönelik çalışmalarını artırması. Zira orada berbatlaşan bir insani durum var. Bu duruma bir an evvel son verilmesi konusundaki girişimlerimizi sürdürüyoruz. Diplomasinin önünün açılmasının değerli olduğunu gündeme getirdik, getiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin diplomatik uğraşlarının sonuçlarının tahıl muahedesi ve esir değişimi ile görüldüğünü vurgulayan Akar, “Bunlar Türkiye olarak bizim göğsümüzü kabartan mevzular oldu. Buradaki toplantılarda, ikili görüşmelerimizde bakanlar kendi ülkeleri ismine Türkiye’ye takdirlerini, teşekkürlerini tabir ettiler” dedi.
Akar, görüşmelerde Türkiye ile ilgili hususları da lisana getirdiklerini belirterek, “Bunların en başında terörle uğraş geliyor. Terörle gayret konusundaki önemli çabalarımızı muhataplarımıza anlattık. Dostlarımızdan, müttefiklerimizden terörle çaba konusunda takviye beklediğimizi, mevzunun objektif biçimde kıymetlendirilmesi gerektiğini gündeme getirdik” diye konuştu.
Toplantılarda, Türkiye’nin NATO’nun 70 yıllık üyesi ve ikinci büyük ordusu olarak Avrupa-Atlantik güvenliğine sağladığı büyük katkıya da vurgu yaptıklarını aktaran Akar, “Türkiye’nin dünya, bölge barışı için yapılabilecek ne var ise yaptığını tabir ettik” dedi.
Görüşmelerde kimi müttefikler tarafınca uygulanan ihracat sınırlamaları konusunu da gündeme getirdiklerini belirten Akar, şunları söylemiş oldu:
“Bunların hem mevcut durumla hem müttefiklik ile uyumlu olmadığını, zira Türkiye’nin NATO için yapması gereken kıymetli nazaranvler olduğunu, bu vazifeler için de materyale gereksinim duyulduğunu, bu çeşit tahditlerle mevcut sistemin idamesinin epey güç olacağını, bunların gözden geçirilmesi gerektiğini muhataplarımıza söylemiş olduk. bu biçimde bir uygulamanın müttefiklik ruhuna uygun olmadığını da dikkatlerine sunduk. Türkiye’nin NATO’nun sağlam, faal, saygın müttefiki olduğunu, bugüne kadar olduğu üzere bundan daha sonra da dünya, bölge barışı için yapılması gereken ne var ise yapacağını söz ettik.”
“Hem İsveç hem Finlandiya’nın somut adımlar atmasını bekliyoruz”
Bir gazetecinin görüşmelerde İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunun gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine Akar, şu cevabı verdi:
“Biz natürel ki NATO’nun güçlenmesini, kuvvetlenmesini, genişlemesini istiyoruz. NATO’nun açık kapı siyaseti ile ilgili bir problemimiz yok. Lakin bizim hassasiyetlerimize hürmet gösterilmesi gerektiğini belirtiyoruz. NATO bir güvenlik örgütü. NATO’nun en büyük gayret alanlarından biri terörizm. Terörizm şu anda tüm ülkeler için önemli bir sorun. Birden çok terör örgütü ile gayret eden tek ülke Türkiye. Bunun görülmesi, bu mevzuda yaptıklarımızın farkındalığının artırılması gerektiğini muhataplarımıza belirttik.”
Haziran ayında Madrid Doruğu sırasında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yönelik imzalanan üçlü memorandumu hatırlatan Akar, şöyleki konuştu:
“Memorandum açık. Bizim de tavrımız, siyasetimiz bu manada açık ve net. Orada İsveç ve Finlandiya tarafınca imza altına alınan taahhütler var. Biz bunların yerine getirilmesi gerektiğini tabir ediyoruz. Bu memorandumun bir son değil bir başlangıç olduğuna dikkati çekiyoruz. Bunların yapılmasının akabinde TBMM sonucunı verecek. Biz de İsveç ve Finlandiya’ya yardımcı olmaya çalışıyoruz. beraberinde İsveç ve Finlandiya’daki durumu da yakından takip ediyoruz. Hala bu ülkelerde maalesef bir grup provokatif hareketlerin, manzaraların devam ettiğini üzülerek görüyoruz. Hem İsveç hem Finlandiya’nın somut adımlar atmasını bekliyoruz.”
“Ne Karadeniz’in içine, ne Karadeniz’den dışarı savaş gemisinin girmesine müsaade etmedik”
Ukrayna’daki gelişmelere yönelik soru üzerine Akar, Türkiye’nin bahisle ilgili epeyce taraflı eforlarını sürdürdüğünü söylemiş oldu. Başlangıçtan beri Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne kıymet verdiklerini belirten Akar, şöyleki konuştu:
“Son olarak yapılan dört bölgenin ilhakına karşı olduğumuzu da açıkça ortaya koyduk. 2014’ten beri biz bu sonucumızı, siyasetimizi sürdürüyoruz. Biz hiç bir biçimde Kırım’ın ilhakını da kabul etmedik. Bu mevzuda Türkiye’nin karnesinin, duruşunun hayli güzel olduğunu söyleyebiliriz. Zira biz Kırım’ın ilhakını tanımadık. Kimileri 2014’te neredeydi? Bu mevzuda Türkiye’nin açık ve net siyasetini her insanın anlaması lazım.”
Karadeniz’in stratejik bir çaba alanı olmamasında, sakin kalmasında Türkiye’nin kıymetli rolü olduğunu vurgulayan Akar, “Ne Karadeniz’in içine, ne Karadeniz’den dışarı savaş gemisinin girmesine, çıkmasına müsaade etmedik, etmiyoruz. Orasının bir çaba alanı olmasını engelledik. Karadeniz’in sakin olması Türkiye’nin başka bir başarısı” diye konuştu.
“7 milyon tondan fazla tahıl taşındı”
Hafta içi Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini anımsatan Akar, “Bir an evvel ateşkesin sağlanması konusunda Sayın Şoygu’nun bizim yaklaşımımıza misal bir yaklaşımı olduğunu da büyük bir memnuniyetle müşahede ettik” tabirini kullandı.
Türkiye’nin uğraşlarının akabinde oluşturulan tahıl koridorundaki son duruma ait soru üzerine Akar, “BM ile koordineli olarak İstanbul’da, tahıl mamüllerinin inançlı transferi için kurulan Müşterek Uyum Merkezi faaliyetlerini sürdürüyor.Merkezin ağır çalışmaları kararı 7 milyon tondan fazla tahıl Ukrayna limanlarından taşındı. Çalışmalar muvaffakiyetle devam ediyor. Burada Türkiye emniyetli bir muhatap olduğunu hem Ukrayna’ya hem Rusya’ya gösterdi. Türkiye’nin itibarından dolayı yaptığı bu başarılı çalışma ister ateşkes ister güç yahut başka konularda model olarak kullanılabilir” yanıtını verdi.
NATO Karargahı’nda Savunma Bakanları Toplantısı’nın yanı sıra Ukrayna Savunma Temas Kümesi Toplantısı’nın da gerçekleştirildiğini anımsatan Akar, “Bu toplantılarda Türkiye olarak yaptıklarımızı, hangi noktada olduğumuzu paylaştık. Katkılarımızı, takviyelerimizi tabir ettik” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna savaşı
Ukrayna konusunda Türkiye’nin çalışmalarına dikkati çeken Akar, “Sayın Cumhurbaşkanımızın, ilgili bakanların, bizlerin yaptığı şey bir an evvel ateşkesin sağlanması. Tarafların barışçıl yol ve hallerin olmasına yönelik çalışmalarını artırması. Zira orada berbatlaşan bir insani durum var. Bu duruma bir an evvel son verilmesi konusundaki girişimlerimizi sürdürüyoruz. Diplomasinin önünün açılmasının değerli olduğunu gündeme getirdik, getiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin diplomatik uğraşlarının sonuçlarının tahıl muahedesi ve esir değişimi ile görüldüğünü vurgulayan Akar, “Bunlar Türkiye olarak bizim göğsümüzü kabartan mevzular oldu. Buradaki toplantılarda, ikili görüşmelerimizde bakanlar kendi ülkeleri ismine Türkiye’ye takdirlerini, teşekkürlerini tabir ettiler” dedi.
Akar, görüşmelerde Türkiye ile ilgili hususları da lisana getirdiklerini belirterek, “Bunların en başında terörle uğraş geliyor. Terörle gayret konusundaki önemli çabalarımızı muhataplarımıza anlattık. Dostlarımızdan, müttefiklerimizden terörle çaba konusunda takviye beklediğimizi, mevzunun objektif biçimde kıymetlendirilmesi gerektiğini gündeme getirdik” diye konuştu.
Toplantılarda, Türkiye’nin NATO’nun 70 yıllık üyesi ve ikinci büyük ordusu olarak Avrupa-Atlantik güvenliğine sağladığı büyük katkıya da vurgu yaptıklarını aktaran Akar, “Türkiye’nin dünya, bölge barışı için yapılabilecek ne var ise yaptığını tabir ettik” dedi.
Görüşmelerde kimi müttefikler tarafınca uygulanan ihracat sınırlamaları konusunu da gündeme getirdiklerini belirten Akar, şunları söylemiş oldu:
“Bunların hem mevcut durumla hem müttefiklik ile uyumlu olmadığını, zira Türkiye’nin NATO için yapması gereken kıymetli nazaranvler olduğunu, bu vazifeler için de materyale gereksinim duyulduğunu, bu çeşit tahditlerle mevcut sistemin idamesinin epey güç olacağını, bunların gözden geçirilmesi gerektiğini muhataplarımıza söylemiş olduk. bu biçimde bir uygulamanın müttefiklik ruhuna uygun olmadığını da dikkatlerine sunduk. Türkiye’nin NATO’nun sağlam, faal, saygın müttefiki olduğunu, bugüne kadar olduğu üzere bundan daha sonra da dünya, bölge barışı için yapılması gereken ne var ise yapacağını söz ettik.”
“Hem İsveç hem Finlandiya’nın somut adımlar atmasını bekliyoruz”
Bir gazetecinin görüşmelerde İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunun gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine Akar, şu cevabı verdi:
“Biz natürel ki NATO’nun güçlenmesini, kuvvetlenmesini, genişlemesini istiyoruz. NATO’nun açık kapı siyaseti ile ilgili bir problemimiz yok. Lakin bizim hassasiyetlerimize hürmet gösterilmesi gerektiğini belirtiyoruz. NATO bir güvenlik örgütü. NATO’nun en büyük gayret alanlarından biri terörizm. Terörizm şu anda tüm ülkeler için önemli bir sorun. Birden çok terör örgütü ile gayret eden tek ülke Türkiye. Bunun görülmesi, bu mevzuda yaptıklarımızın farkındalığının artırılması gerektiğini muhataplarımıza belirttik.”
Haziran ayında Madrid Doruğu sırasında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yönelik imzalanan üçlü memorandumu hatırlatan Akar, şöyleki konuştu:
“Memorandum açık. Bizim de tavrımız, siyasetimiz bu manada açık ve net. Orada İsveç ve Finlandiya tarafınca imza altına alınan taahhütler var. Biz bunların yerine getirilmesi gerektiğini tabir ediyoruz. Bu memorandumun bir son değil bir başlangıç olduğuna dikkati çekiyoruz. Bunların yapılmasının akabinde TBMM sonucunı verecek. Biz de İsveç ve Finlandiya’ya yardımcı olmaya çalışıyoruz. beraberinde İsveç ve Finlandiya’daki durumu da yakından takip ediyoruz. Hala bu ülkelerde maalesef bir grup provokatif hareketlerin, manzaraların devam ettiğini üzülerek görüyoruz. Hem İsveç hem Finlandiya’nın somut adımlar atmasını bekliyoruz.”
“Ne Karadeniz’in içine, ne Karadeniz’den dışarı savaş gemisinin girmesine müsaade etmedik”
Ukrayna’daki gelişmelere yönelik soru üzerine Akar, Türkiye’nin bahisle ilgili epeyce taraflı eforlarını sürdürdüğünü söylemiş oldu. Başlangıçtan beri Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne kıymet verdiklerini belirten Akar, şöyleki konuştu:
“Son olarak yapılan dört bölgenin ilhakına karşı olduğumuzu da açıkça ortaya koyduk. 2014’ten beri biz bu sonucumızı, siyasetimizi sürdürüyoruz. Biz hiç bir biçimde Kırım’ın ilhakını da kabul etmedik. Bu mevzuda Türkiye’nin karnesinin, duruşunun hayli güzel olduğunu söyleyebiliriz. Zira biz Kırım’ın ilhakını tanımadık. Kimileri 2014’te neredeydi? Bu mevzuda Türkiye’nin açık ve net siyasetini her insanın anlaması lazım.”
Karadeniz’in stratejik bir çaba alanı olmamasında, sakin kalmasında Türkiye’nin kıymetli rolü olduğunu vurgulayan Akar, “Ne Karadeniz’in içine, ne Karadeniz’den dışarı savaş gemisinin girmesine, çıkmasına müsaade etmedik, etmiyoruz. Orasının bir çaba alanı olmasını engelledik. Karadeniz’in sakin olması Türkiye’nin başka bir başarısı” diye konuştu.
“7 milyon tondan fazla tahıl taşındı”
Hafta içi Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini anımsatan Akar, “Bir an evvel ateşkesin sağlanması konusunda Sayın Şoygu’nun bizim yaklaşımımıza misal bir yaklaşımı olduğunu da büyük bir memnuniyetle müşahede ettik” tabirini kullandı.
Türkiye’nin uğraşlarının akabinde oluşturulan tahıl koridorundaki son duruma ait soru üzerine Akar, “BM ile koordineli olarak İstanbul’da, tahıl mamüllerinin inançlı transferi için kurulan Müşterek Uyum Merkezi faaliyetlerini sürdürüyor.Merkezin ağır çalışmaları kararı 7 milyon tondan fazla tahıl Ukrayna limanlarından taşındı. Çalışmalar muvaffakiyetle devam ediyor. Burada Türkiye emniyetli bir muhatap olduğunu hem Ukrayna’ya hem Rusya’ya gösterdi. Türkiye’nin itibarından dolayı yaptığı bu başarılı çalışma ister ateşkes ister güç yahut başka konularda model olarak kullanılabilir” yanıtını verdi.