Bakan Yanık, TVNet canlı yayınında Nurdan Ebru Erdoğan’ın sorularını yanıtladı.
Kadına ve sıhhat çalışanlarına şiddetin önlenmesine ait kanun teklifinin TBMM Genel Heyetinde kabul edilmesini pahalandıran Bakan Yanık, takdiri indirim ve yargılamada yeterli hal indirimlerinin uygulanma biçimlerinin uzun vakittir tartışma konusu olduğunu hatırlatarak, “ötürüsıyla bunlara karşı bir yanıt da geliştirilmiş oldu. Bu düzenlemenin hayli değerli bir özelliği de bayana yönelik şiddet hadiselerinin aslında kategorik bir kabahat tarifine alınmış olması.” dedi.
Yapılan düzenlemeyle bayana karşı işlenen taammüden öldürme, taammüden yaralama, azap, eziyet üzere hataların cezalarının artırılacağını vurgulayan Yanık, şunları söylemiş oldu:
“Yani kabahatin bayanlara karşı işlenmesi artık ağırlaştırıcı sebep. Bu kıymetli yeni bir durum. Nikahlı yahut boşanmış eşe karşı işlenen tehdit cürümlerinin alt sonu 9 aya çıkarıldı. Fizikî yahut irtibat araçlarıyla yapılan ısrarlı takip hatalarında tutuklama sonucu verilebilecek. Eşe yahut boşanılan eşe karşı taammüden yaralama kabahatleri, katalog hatalar kapsamındaki tutuklanma imkanı bu sebeple geldi. ötürüsıyla bu manada bayanlara yönelik işlenen hataların katalog kabahatler kapsamına alınması ve bir ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmesi TCK sistematiğinde bir birinci.
Yeni düzenlemede bunun kadar kıymetli konulardan bir oburu, bayana yönelik ataklarda somut pişmanlık emaresi içermeyen hiç bir durum indirim niçini olmayacak. Olağan kurallarda mahkemelerin takdiri indirim hakları vardır. Hukuk mantığı ortasında bu son derece olağan ve doğrudur. Bayana yönelik şiddet hadiselerinde kamuoyunun ‘kravat indirimi’ diye algıladığı şeyden bahsedelim. Mahkemenin karşısına gelmiş sanık, kılığını kıyafetini düzeltmiş, kravat takmış. ‘Ben epey pişmanım efendim’ diyor ancak mahkemenin karşısında esasen ‘Ben pişman değilim’ diyen epey azdır. ötürüsıyla bunların samimi pişmanlık emaresi olmadığı, yalnızca mahkemeden indirim alabilmek için yapılmış davranış biçimleri olduğunu vakit ortasında biz epey deneyim ettik.”
“İndirimden yararlanmak için pişmanmış üzere yapıyorsa…”
Pişmanlığın mümkün olduğunu ve yasa tarafınca korunması gerektiğini söz eden Bakan Yanık, “Ama bunun bir yolu ve göstergeleri vardır. Sanık, samimi olarak pişmansa indirimden yararlansın. Hukuk mantığı bize bunu emreder. Lakin mahkemenin karşısında yalnızca indirimden yararlanmak için pişmanmış üzere yapıyorsa, bu biçimde bu imkanı ona tanımamamız lazım. Yeni düzenleme bize onu getirmiş oldu. ” diye konuştu.
Israrlı takip konusuna da değinen Bakan Yanık, irtibat araçlarının çoğalmasıyla ısrarlı takibin arttığına işaret ederek, “Israrlı takip mağdurun hayatını karartan, günlük rutinini bozan, eğitim, iş ve toplumsal ömrünü engelleyen ve neredeyse yok etmeye kadar götüren toplumsal ve fizikî ablukadan bahsediyoruz. Israrlı takibin hem hata kapsamı birebir vakitte tutuklama sebeplerinden birisinin ortasına alınması bu manada epeyce kıymetli, bilhassa bayanlar açısından.” değerlendirmesinde bulundu.
“Nafaka vadeli olarak hükmedilebilir, süresiz değildir”
Nafaka konusundaki soru üzerine Bakan Yanık, şunları lisana getirdi:
“şahsi olarak şunu söyleyeyim. Bu mevzuda bir ıstırap var evet lakin şurayı gözden kaçırmamamız lazım. Nafaka ile alakalı temel tartışma noktası bir mahkeme nafakaya hükmederken süresiz olarak mı hükmetmelidir yoksa vadeli olarak da hükmedebilir mi? Asıl temel hukuk tartışması buradan kaynaklanıyor. Ben yıllardır ve bakanlıktan daha sonra da birkaç konuşmamda söz ettim, nafaka periyodik olarak hükmedilebilir, süresiz değildir. Bir kez bunu söyleyelim. Kamuoyunda kümeler var, ‘bu biçimde yasal düzenleme yapılsın.’ Şu andaki yasal düzenleme aslına bakarsanız buna müsait. Şunu diyecekseniz ‘en çok 2-3 yıl’. Bu da öbür mağduriyetlere ve haksızlıklara sebep olur.”
Yanık, nafaka başlığının manipülatif, bağlamından ve hukuk gerçeğinden kopuk formda tartışıldığını tabir etti.
Bakan Yanık TAYA sonuçlarını değerlendirdi
Bakanlıkça 5 yılda bir yürütülen ve 81 vilayette 19 bin 430 hanede saha çalışmaları tamamlanan Türk Aile Yapısı Araştırması (TAYA) neticelerina ait bilgi veren Bakan Yanık, 2021’de birinci evliliklerin yüzde 37’sinin 20-24 yaş içinde gerçekleştiğini, en az bir defa boşanmış bireylerin en kıymetli boşanma niçininin yüzde 32,2 ile eşin sorumsuz ve ilgisiz davranması, eşler içinde harcama ve ailece birlikte vakit geçirememe olduğunu kaydetti.
Katılımcıların yüzde 82,6’sının, bayanların çalışma ve toplumsal hayata katkı sağlamasını kıymetli bulduğunu, bireylerin yüzde 83,1’inin çocukların anne ve babasına yaşlılıklarında bakmasını düşündüğünü belirten Yanık, “Bu araştırma sonuçları bize aslında toplumsal dinamiklerimizi gösteriyor.” tabirini kullandı.
“Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın gözetici aile olabilmek için sisteme dahil olması lazım”
Aile Ataşeliği uygulamasını anlatan Yanık, 2015 yılında Almanya’da Aile Ataşeliği açtıklarını belirterek, “Aile Ataşeliği, Türk toplumunun ağır yaşadığı yerlerde onların kendi yaşadıkları toplumla, aile ortasındaki sorunlarıyla ilgili sıkıntılarda onlara yardımcı olmak. Bilhassa Almanya’da müdafaa altına alınan çocuklar sıkıntısı var. Vatandaşlarımızın bu manada hayli önemli sorunları var. Köln, Münih, Hamburg, Stuttgart’ta Aile Ataşeliklerimizi açacağız. Berlin Büyükelçilik uhdesinde de müşavirlik kuracağız.” bilgisini verdi.
Aile Ataşeliklerinin çocuklar, gençler, yaşlılar, engelli, bakıma muhtaç olanlar, aile, bayan ve toplumsal yardımlar başlıklarında çalışma yapacağını aktaran Yanık, şunları kaydetti:
“2015’ten bu yana 398 müdafaa altına alınan Türk çocuk hadisesi ile bakanlık olarak ilgilenmişiz. 200 çocuğumuzu ailesine geri döndürmüşüz. 161 çocuğumuzun ise müdafaa altına alınma riski oluştuğunda, aileye gerekli rehberlik ve danışmanlık hizmetini vererek çocukların ailelerde kalmasını sağlamışız. Bilhassa Türk ailelerin çocuklarının, kendi inancımızla, örf ve adetimizle, geleneklerimizle fazlaca uymayan Alman aileler, yabancı ailelere kollayıcı aile olarak verilmesinden hoşnut değiliz lakin orada fazlaca temel bir sorumluluğumuz var. Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın esirgeyici aile olabilmek için sisteme dahil olması lazım.”
Kadına ve sıhhat çalışanlarına şiddetin önlenmesine ait kanun teklifinin TBMM Genel Heyetinde kabul edilmesini pahalandıran Bakan Yanık, takdiri indirim ve yargılamada yeterli hal indirimlerinin uygulanma biçimlerinin uzun vakittir tartışma konusu olduğunu hatırlatarak, “ötürüsıyla bunlara karşı bir yanıt da geliştirilmiş oldu. Bu düzenlemenin hayli değerli bir özelliği de bayana yönelik şiddet hadiselerinin aslında kategorik bir kabahat tarifine alınmış olması.” dedi.
Yapılan düzenlemeyle bayana karşı işlenen taammüden öldürme, taammüden yaralama, azap, eziyet üzere hataların cezalarının artırılacağını vurgulayan Yanık, şunları söylemiş oldu:
“Yani kabahatin bayanlara karşı işlenmesi artık ağırlaştırıcı sebep. Bu kıymetli yeni bir durum. Nikahlı yahut boşanmış eşe karşı işlenen tehdit cürümlerinin alt sonu 9 aya çıkarıldı. Fizikî yahut irtibat araçlarıyla yapılan ısrarlı takip hatalarında tutuklama sonucu verilebilecek. Eşe yahut boşanılan eşe karşı taammüden yaralama kabahatleri, katalog hatalar kapsamındaki tutuklanma imkanı bu sebeple geldi. ötürüsıyla bu manada bayanlara yönelik işlenen hataların katalog kabahatler kapsamına alınması ve bir ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmesi TCK sistematiğinde bir birinci.
Yeni düzenlemede bunun kadar kıymetli konulardan bir oburu, bayana yönelik ataklarda somut pişmanlık emaresi içermeyen hiç bir durum indirim niçini olmayacak. Olağan kurallarda mahkemelerin takdiri indirim hakları vardır. Hukuk mantığı ortasında bu son derece olağan ve doğrudur. Bayana yönelik şiddet hadiselerinde kamuoyunun ‘kravat indirimi’ diye algıladığı şeyden bahsedelim. Mahkemenin karşısına gelmiş sanık, kılığını kıyafetini düzeltmiş, kravat takmış. ‘Ben epey pişmanım efendim’ diyor ancak mahkemenin karşısında esasen ‘Ben pişman değilim’ diyen epey azdır. ötürüsıyla bunların samimi pişmanlık emaresi olmadığı, yalnızca mahkemeden indirim alabilmek için yapılmış davranış biçimleri olduğunu vakit ortasında biz epey deneyim ettik.”
“İndirimden yararlanmak için pişmanmış üzere yapıyorsa…”
Pişmanlığın mümkün olduğunu ve yasa tarafınca korunması gerektiğini söz eden Bakan Yanık, “Ama bunun bir yolu ve göstergeleri vardır. Sanık, samimi olarak pişmansa indirimden yararlansın. Hukuk mantığı bize bunu emreder. Lakin mahkemenin karşısında yalnızca indirimden yararlanmak için pişmanmış üzere yapıyorsa, bu biçimde bu imkanı ona tanımamamız lazım. Yeni düzenleme bize onu getirmiş oldu. ” diye konuştu.
Israrlı takip konusuna da değinen Bakan Yanık, irtibat araçlarının çoğalmasıyla ısrarlı takibin arttığına işaret ederek, “Israrlı takip mağdurun hayatını karartan, günlük rutinini bozan, eğitim, iş ve toplumsal ömrünü engelleyen ve neredeyse yok etmeye kadar götüren toplumsal ve fizikî ablukadan bahsediyoruz. Israrlı takibin hem hata kapsamı birebir vakitte tutuklama sebeplerinden birisinin ortasına alınması bu manada epeyce kıymetli, bilhassa bayanlar açısından.” değerlendirmesinde bulundu.
“Nafaka vadeli olarak hükmedilebilir, süresiz değildir”
Nafaka konusundaki soru üzerine Bakan Yanık, şunları lisana getirdi:
“şahsi olarak şunu söyleyeyim. Bu mevzuda bir ıstırap var evet lakin şurayı gözden kaçırmamamız lazım. Nafaka ile alakalı temel tartışma noktası bir mahkeme nafakaya hükmederken süresiz olarak mı hükmetmelidir yoksa vadeli olarak da hükmedebilir mi? Asıl temel hukuk tartışması buradan kaynaklanıyor. Ben yıllardır ve bakanlıktan daha sonra da birkaç konuşmamda söz ettim, nafaka periyodik olarak hükmedilebilir, süresiz değildir. Bir kez bunu söyleyelim. Kamuoyunda kümeler var, ‘bu biçimde yasal düzenleme yapılsın.’ Şu andaki yasal düzenleme aslına bakarsanız buna müsait. Şunu diyecekseniz ‘en çok 2-3 yıl’. Bu da öbür mağduriyetlere ve haksızlıklara sebep olur.”
Yanık, nafaka başlığının manipülatif, bağlamından ve hukuk gerçeğinden kopuk formda tartışıldığını tabir etti.
Bakan Yanık TAYA sonuçlarını değerlendirdi
Bakanlıkça 5 yılda bir yürütülen ve 81 vilayette 19 bin 430 hanede saha çalışmaları tamamlanan Türk Aile Yapısı Araştırması (TAYA) neticelerina ait bilgi veren Bakan Yanık, 2021’de birinci evliliklerin yüzde 37’sinin 20-24 yaş içinde gerçekleştiğini, en az bir defa boşanmış bireylerin en kıymetli boşanma niçininin yüzde 32,2 ile eşin sorumsuz ve ilgisiz davranması, eşler içinde harcama ve ailece birlikte vakit geçirememe olduğunu kaydetti.
Katılımcıların yüzde 82,6’sının, bayanların çalışma ve toplumsal hayata katkı sağlamasını kıymetli bulduğunu, bireylerin yüzde 83,1’inin çocukların anne ve babasına yaşlılıklarında bakmasını düşündüğünü belirten Yanık, “Bu araştırma sonuçları bize aslında toplumsal dinamiklerimizi gösteriyor.” tabirini kullandı.
“Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın gözetici aile olabilmek için sisteme dahil olması lazım”
Aile Ataşeliği uygulamasını anlatan Yanık, 2015 yılında Almanya’da Aile Ataşeliği açtıklarını belirterek, “Aile Ataşeliği, Türk toplumunun ağır yaşadığı yerlerde onların kendi yaşadıkları toplumla, aile ortasındaki sorunlarıyla ilgili sıkıntılarda onlara yardımcı olmak. Bilhassa Almanya’da müdafaa altına alınan çocuklar sıkıntısı var. Vatandaşlarımızın bu manada hayli önemli sorunları var. Köln, Münih, Hamburg, Stuttgart’ta Aile Ataşeliklerimizi açacağız. Berlin Büyükelçilik uhdesinde de müşavirlik kuracağız.” bilgisini verdi.
Aile Ataşeliklerinin çocuklar, gençler, yaşlılar, engelli, bakıma muhtaç olanlar, aile, bayan ve toplumsal yardımlar başlıklarında çalışma yapacağını aktaran Yanık, şunları kaydetti:
“2015’ten bu yana 398 müdafaa altına alınan Türk çocuk hadisesi ile bakanlık olarak ilgilenmişiz. 200 çocuğumuzu ailesine geri döndürmüşüz. 161 çocuğumuzun ise müdafaa altına alınma riski oluştuğunda, aileye gerekli rehberlik ve danışmanlık hizmetini vererek çocukların ailelerde kalmasını sağlamışız. Bilhassa Türk ailelerin çocuklarının, kendi inancımızla, örf ve adetimizle, geleneklerimizle fazlaca uymayan Alman aileler, yabancı ailelere kollayıcı aile olarak verilmesinden hoşnut değiliz lakin orada fazlaca temel bir sorumluluğumuz var. Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın esirgeyici aile olabilmek için sisteme dahil olması lazım.”