Bakan Bozdağ, Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesine bağlı Belekcehan beldesinde üretimi tamamlanan kimi yatırım ve hizmetlerin toplu açılış törenindeki konuşmasında, Kılıçdaroğlu’nun, “Erdoğan benimle ilgili dava açma algıları yapadursun, tüm davaları kaybediyordu. Devayı davalara bakan yargıçları göndermekte buldular. Erdoğan ve atadığı Adalet Bakanı, bugün ayarını bozduğunuz kantar, yarın sizi tartar. Yapmayın bunları.” açıklamasına reaksiyon gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun Twitter’dan yaptığı açıklamada birtakım tenkitlerde bulunduğuna, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve kendisine laf attığına işaret eden Bozdağ, şu biçimde devam etti:
“‘Adalet terazisi gün gelir sizi de tartar’ diyor. Biz adalet terazisinin tartmasından korkmayan, adalet terazisinin tartısını her vakit onur kabul etmiş insanlarız. Türkiye’de adalet terazisi gerçek tartsın diye, adalet terazisinin ayarını bozmak isteyenlere karşı en büyük çabayı biz verdik. Türk yargısının bağımsız ve tarafsız olması, hukuk devleti unsurlarına uygun hareket etmesi konusunda tarihi ıslahatlara biz imza attık. Yargıda birliği biz sağladık. Askeri yargı, sivil yargı ayrımını biz kaldırdık.”
Devlet güvenlik mahkemelerini kaldırdıklarını hatırlatan Bozdağ, Yargıçlar ve Savcılar Heyeti’nin yapısına yönelik de tarihi ıslahatlara imza attıklarını söylemiş oldu.
Bakan Bozdağ, “Büyük ıslahatları yapmamıza, yargının bağımsız ve tarafsız hareket etmesi için atılması gereken tarihi adımları atmamıza karşın hükümetimizi ve Adalet Bakanlığı’nı ve Bakan olarak şahsımı suçlaması büyük bir haksızlıktır.” dedi.
Hakim ve savcıların yılda 8 milyon evraka baktığını bildiren Bozdağ, yargı kararlarının belgeye ve kanıtlara göre değil siyasi taraftarlığa nazaran eleştirildiğinde hakim ve savcılara, adalet dağıtanlara büyük haksızlık olduğunu söylemiş oldu.
“Dosyaya nazaran hakim karar verir”
“Hakimlerimize, savcılarımıza kimse haksız bir akında bulunamaz” diyen Bozdağ, şöyleki konuştu:
“Hakimler ve Savcılar Konseyi senede büyük bir kararname çıkarıyor. Yaklaşık 5 bin civarında hakim ve savcının yer değişikliği yapılıyor ve yetkiler de bir daha değişiklikler yapılıyor bu yer değişikliğinin doğal kararı olarak. Bu her yıl yapılıyor fakat hiç kimse bunun altında bir hesap aramıyor. Artık bir hakimin tayin mühleti gelmiş, HSK’den talepte bulunmuş, HSK tayini yapmış, yeni gittiği bakılırsav yerinde bakılırsavine başlamış, HSK yetkisini de tayin etmiş. Bu anayasal ve yasal bir nazaranvdir lakin hiç kimse Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği üzere demiyor. Ne diyor? ‘Benim lehime karar veren yargıçları tayin ettiler, yetkilerini değiştirdiler’ diye bir kirli iftirayı Sayın Genel Lider yapıyor. Buradan Sayın Kılıçdaroğlu’na bunu yakıştıramadığımı söz etmek isterim.”
Türkiye’de yargıçların, savcıların nasıl tayin edildiklerinin, yetkilerinin nasıl verildiğinin anayasa ve maddeyle sabit olduğunun altını çizen Bozdağ, şu tabirleri kullandı:
“Kurul da anayasa ve maddedeki yetkilerini kullanarak bunu yapmıştır. bu biçimde 5 bin 500 civarında hakim ve savcımızın yeri değişti. Biz şunu mu diyeceğiz, ‘Falancanın lehine karar verecekti, yeri değişti. Aleyhine karar verecekti, yeri değişti. Yetkileri değişti. Şunun aleyhine, şunun lehine karar verecek yetkileri değişti.’ Ya insaf, izan, vicdan, el insaf diyorum. Milletin, yargıya berbat bakışını sağlamak, yargı üzerinde güvensizlik oluşturmak, adaleti, inancı zedelemek için bu biçimdesi haksız yollara sapmaya gerek yok. Adil olun, adil. Siz adalet bekliyorsunuz fakat adalet dağıtanlara karşı adil olmuyorsunuz. Artık ne demek, ‘Benim lehime karar verenler benim hakimlerim.’ Aleyhine karar verenler, ‘Onlar da Sarayın hakimi.’ Bu büyük bir vicdansızlık değil mi? Belgeye göre hakim karar verir.”
Bekir Bozdağ, yargıçların, davanın taraftarlarına, kamuoyu baskısına bakılırsa değil anayasaya, kanuna ve hukuka uygun vicdani kanaatleriyle karar verdiğini lisana getirdi.
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun lehine karar vermesi, belge ve kanıt durumu onu gerektiriyorsa o denli karar verir. Aleyhine vermesini gerektiriyorsa o denli karar verir. Lehine verdi mi bizim hakim. Aleyhine verdiğinde Sarayın hakimi. Bu ne vicdansızlık.” sözlerini kullanan Bozdağ, şöyleki devam etti:
“Hakimlerimizi lehine, aleyhine verilen kararlara göre tasnif etmek hukuk devletine, adalete inanmış bir beşere yakışan bir durum mudur? Türkiye’nin idaresine talip olan, yargıçlarımızı, yargı bakılırsavini yapanları kendi lehine, aleyhine verilen kararlara göre mi tasnif edecek? Haksızsan, belge senin aleyhindeyse, kanıtlar senin aleyhindeyse hakim ne yapacak? Haklıysan, kanıtlar senin lehindeyse şüphesiz lehine karar verecek lakin maalesef o denli. Çok açıklama yapıyorlar. Lehine karar verdiğinde ‘Ankara’da yargıçlar var. İstanbul’da yargıçlar var.’ Aleyhine karar verdiğinde ‘Sarayın yargıçları, biz geleceğiz sizden hesap soracağız.’ Artık de o denli diyor, ‘Sizin bu erdem madalyanız. Yarın biz geleceğiz sizi taltif edeceğiz.’ Yani ne diyor, ‘Ben HSK’ye müdahale edeceğim. Yargıya müdahale edeceğim. Hakim ve savcıları bana yakın olanları himaye edeceğim. Benden uzak olanları onları farklı muameleye tabi tutacağım.’ diyor.
Hani sen hukuk devletine inanıyordun? Hani herkes senin gözünde birdi, eşitti, ayrım yapmayacaktın, ayrımcılık yapmayacaktın? Daha şimdiden benim hakimlerimi ödüllendireceğim, benim yargıcım olmayanları da cezalandıracağım diye tweet atıyor adeta. bu biçimde bir şey olur mu? Bunların hukuk devletine inancı emin olun laftadır. Adalet yürüyüşleri emin olun laftadır. Yalnızca kendilerine adalet istiyorlar. Oburlarının adil bir biçimde yargılanmasından yana bir kaygıları hiç yoktur ancak biz Türkiye’nin dört bir yanında milletin her bir ferdinin hukuk devleti prensiplerine uygun yargıda işi var ise adalet terazisinde dosdoğru tartılması için her türlü ıslahatı yaptık. Bundan daha sonra da yapmaya devam edeceğiz.”
“Yargı üzerinde baskı kurmak isteyen bu mahalle baskılarına asla pabuç bırakmayın”
Bakan Bozdağ, “Buradan bütün hakim ve savcılarımıza şunu da söylemek isterim, siz bu biçimde hariçten gazel okuyan, yargı bakılırsavini yapanları tehdit eden, kendi lehine karar verenleri uygun yargıç, kendi lehine karar vermeyenleri berbat yargıç diye tasnif eden hukuk mahrumu, adalet mahrumu, vicdan mahrumu bu yaklaşımları asla dikkate almayın. Hukuk ne diyorsa, adalet ne diyorsa, anayasa, yasa, vicdani kanaat ne diyorsa ondan şaşmayın. Adaletten ayrılmayın. Yargı üzerinde baskı kurmak isteyen bu mahalle baskılarına asla pabuç bırakmayın. Haktan, adaletten, anayasadan, maddeden, evraktan, kanıttan, vicdandan asla ayrılmayın. Türkiye’nin geleceği buradadır, yargıyı tehdit edenlerde, yargıçları tehdit edenlerde değildir.” diye konuştu.
“Şimdi de yargıçlarımızı tehdit etmeye başladılar. Bürokratları, müteahhitleri tehdit ediyorlar. Öteki öteki iş erkeklerinı tehdit ediyorlar” değerlendirmesinde bulunan Bozdağ, Türkiye’nin yargıçlarının, siyasetçilerinin bürokratlarının, iş erkeklerinın yiğit olduğunu söylemiş oldu.
“Şimdiden nasıl bir adaletsizlik yapacaklarını, yargıçları, savcıları nasıl ezeceklerini, nasıl kendi tertiplerini yargıda kuracaklarını açık açık tabir ediyorlar.” kelamlarına yer veren Bozdağ, şöyleki dedi:
“Sayın Kılıçdaroğlu sayıları açıklamıyor lakin isterse ben açıklarım sayıları. Kaç tane dava kazanmış, şöyleki bir saysın bakalım. Cumhurbaşkanımıza karşı açtığı bir sürü dava var. Cumhurbaşkanımızın da ona açtığı dava var. Kaç adedini kazanmış? Çıksın bir açıklasın. Kaç adedini kaybetmiş? Çıksın bir açıklasın. Mahkeme bir karar veriyor, istinafı var bunun, Yargıtay’ı var. Bir sürü evreleri var. Bütün buralardan da geçiyor bu kararlar. daha sonrasında da kalkıp konuşuyor. Ben bütün bu konuşmaları, bu değerlendirmeleri, sizin aziz Türk milletinin vicdan terazisini emanet ediyorum.”
Adalet önünde herkesi eşit kılan rekorlara imza attıklarını belirten Bozdağ, 3-5 bahis üzerinden Türk yargıçlarına haksız yere akında bulunulduğunu söylemiş oldu.
Bozdağ, “Türk yargısı adalet terazisinin ayarını bozmak isteyen her türlü teşebbüse karşı kendisini muhafaza, güç ve kudretine sahiptir. Yargının ayarını Kılıçdaroğlu da bozamayacak, iktidar da bozamayacak, diğer bir güç de bozamayacaktır. Bu terazi gerçek tartmaya devam edecektir.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun Twitter’dan yaptığı açıklamada birtakım tenkitlerde bulunduğuna, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve kendisine laf attığına işaret eden Bozdağ, şu biçimde devam etti:
“‘Adalet terazisi gün gelir sizi de tartar’ diyor. Biz adalet terazisinin tartmasından korkmayan, adalet terazisinin tartısını her vakit onur kabul etmiş insanlarız. Türkiye’de adalet terazisi gerçek tartsın diye, adalet terazisinin ayarını bozmak isteyenlere karşı en büyük çabayı biz verdik. Türk yargısının bağımsız ve tarafsız olması, hukuk devleti unsurlarına uygun hareket etmesi konusunda tarihi ıslahatlara biz imza attık. Yargıda birliği biz sağladık. Askeri yargı, sivil yargı ayrımını biz kaldırdık.”
Devlet güvenlik mahkemelerini kaldırdıklarını hatırlatan Bozdağ, Yargıçlar ve Savcılar Heyeti’nin yapısına yönelik de tarihi ıslahatlara imza attıklarını söylemiş oldu.
Bakan Bozdağ, “Büyük ıslahatları yapmamıza, yargının bağımsız ve tarafsız hareket etmesi için atılması gereken tarihi adımları atmamıza karşın hükümetimizi ve Adalet Bakanlığı’nı ve Bakan olarak şahsımı suçlaması büyük bir haksızlıktır.” dedi.
Hakim ve savcıların yılda 8 milyon evraka baktığını bildiren Bozdağ, yargı kararlarının belgeye ve kanıtlara göre değil siyasi taraftarlığa nazaran eleştirildiğinde hakim ve savcılara, adalet dağıtanlara büyük haksızlık olduğunu söylemiş oldu.
“Dosyaya nazaran hakim karar verir”
“Hakimlerimize, savcılarımıza kimse haksız bir akında bulunamaz” diyen Bozdağ, şöyleki konuştu:
“Hakimler ve Savcılar Konseyi senede büyük bir kararname çıkarıyor. Yaklaşık 5 bin civarında hakim ve savcının yer değişikliği yapılıyor ve yetkiler de bir daha değişiklikler yapılıyor bu yer değişikliğinin doğal kararı olarak. Bu her yıl yapılıyor fakat hiç kimse bunun altında bir hesap aramıyor. Artık bir hakimin tayin mühleti gelmiş, HSK’den talepte bulunmuş, HSK tayini yapmış, yeni gittiği bakılırsav yerinde bakılırsavine başlamış, HSK yetkisini de tayin etmiş. Bu anayasal ve yasal bir nazaranvdir lakin hiç kimse Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği üzere demiyor. Ne diyor? ‘Benim lehime karar veren yargıçları tayin ettiler, yetkilerini değiştirdiler’ diye bir kirli iftirayı Sayın Genel Lider yapıyor. Buradan Sayın Kılıçdaroğlu’na bunu yakıştıramadığımı söz etmek isterim.”
Türkiye’de yargıçların, savcıların nasıl tayin edildiklerinin, yetkilerinin nasıl verildiğinin anayasa ve maddeyle sabit olduğunun altını çizen Bozdağ, şu tabirleri kullandı:
“Kurul da anayasa ve maddedeki yetkilerini kullanarak bunu yapmıştır. bu biçimde 5 bin 500 civarında hakim ve savcımızın yeri değişti. Biz şunu mu diyeceğiz, ‘Falancanın lehine karar verecekti, yeri değişti. Aleyhine karar verecekti, yeri değişti. Yetkileri değişti. Şunun aleyhine, şunun lehine karar verecek yetkileri değişti.’ Ya insaf, izan, vicdan, el insaf diyorum. Milletin, yargıya berbat bakışını sağlamak, yargı üzerinde güvensizlik oluşturmak, adaleti, inancı zedelemek için bu biçimdesi haksız yollara sapmaya gerek yok. Adil olun, adil. Siz adalet bekliyorsunuz fakat adalet dağıtanlara karşı adil olmuyorsunuz. Artık ne demek, ‘Benim lehime karar verenler benim hakimlerim.’ Aleyhine karar verenler, ‘Onlar da Sarayın hakimi.’ Bu büyük bir vicdansızlık değil mi? Belgeye göre hakim karar verir.”
Bekir Bozdağ, yargıçların, davanın taraftarlarına, kamuoyu baskısına bakılırsa değil anayasaya, kanuna ve hukuka uygun vicdani kanaatleriyle karar verdiğini lisana getirdi.
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun lehine karar vermesi, belge ve kanıt durumu onu gerektiriyorsa o denli karar verir. Aleyhine vermesini gerektiriyorsa o denli karar verir. Lehine verdi mi bizim hakim. Aleyhine verdiğinde Sarayın hakimi. Bu ne vicdansızlık.” sözlerini kullanan Bozdağ, şöyleki devam etti:
“Hakimlerimizi lehine, aleyhine verilen kararlara göre tasnif etmek hukuk devletine, adalete inanmış bir beşere yakışan bir durum mudur? Türkiye’nin idaresine talip olan, yargıçlarımızı, yargı bakılırsavini yapanları kendi lehine, aleyhine verilen kararlara göre mi tasnif edecek? Haksızsan, belge senin aleyhindeyse, kanıtlar senin aleyhindeyse hakim ne yapacak? Haklıysan, kanıtlar senin lehindeyse şüphesiz lehine karar verecek lakin maalesef o denli. Çok açıklama yapıyorlar. Lehine karar verdiğinde ‘Ankara’da yargıçlar var. İstanbul’da yargıçlar var.’ Aleyhine karar verdiğinde ‘Sarayın yargıçları, biz geleceğiz sizden hesap soracağız.’ Artık de o denli diyor, ‘Sizin bu erdem madalyanız. Yarın biz geleceğiz sizi taltif edeceğiz.’ Yani ne diyor, ‘Ben HSK’ye müdahale edeceğim. Yargıya müdahale edeceğim. Hakim ve savcıları bana yakın olanları himaye edeceğim. Benden uzak olanları onları farklı muameleye tabi tutacağım.’ diyor.
Hani sen hukuk devletine inanıyordun? Hani herkes senin gözünde birdi, eşitti, ayrım yapmayacaktın, ayrımcılık yapmayacaktın? Daha şimdiden benim hakimlerimi ödüllendireceğim, benim yargıcım olmayanları da cezalandıracağım diye tweet atıyor adeta. bu biçimde bir şey olur mu? Bunların hukuk devletine inancı emin olun laftadır. Adalet yürüyüşleri emin olun laftadır. Yalnızca kendilerine adalet istiyorlar. Oburlarının adil bir biçimde yargılanmasından yana bir kaygıları hiç yoktur ancak biz Türkiye’nin dört bir yanında milletin her bir ferdinin hukuk devleti prensiplerine uygun yargıda işi var ise adalet terazisinde dosdoğru tartılması için her türlü ıslahatı yaptık. Bundan daha sonra da yapmaya devam edeceğiz.”
“Yargı üzerinde baskı kurmak isteyen bu mahalle baskılarına asla pabuç bırakmayın”
Bakan Bozdağ, “Buradan bütün hakim ve savcılarımıza şunu da söylemek isterim, siz bu biçimde hariçten gazel okuyan, yargı bakılırsavini yapanları tehdit eden, kendi lehine karar verenleri uygun yargıç, kendi lehine karar vermeyenleri berbat yargıç diye tasnif eden hukuk mahrumu, adalet mahrumu, vicdan mahrumu bu yaklaşımları asla dikkate almayın. Hukuk ne diyorsa, adalet ne diyorsa, anayasa, yasa, vicdani kanaat ne diyorsa ondan şaşmayın. Adaletten ayrılmayın. Yargı üzerinde baskı kurmak isteyen bu mahalle baskılarına asla pabuç bırakmayın. Haktan, adaletten, anayasadan, maddeden, evraktan, kanıttan, vicdandan asla ayrılmayın. Türkiye’nin geleceği buradadır, yargıyı tehdit edenlerde, yargıçları tehdit edenlerde değildir.” diye konuştu.
“Şimdi de yargıçlarımızı tehdit etmeye başladılar. Bürokratları, müteahhitleri tehdit ediyorlar. Öteki öteki iş erkeklerinı tehdit ediyorlar” değerlendirmesinde bulunan Bozdağ, Türkiye’nin yargıçlarının, siyasetçilerinin bürokratlarının, iş erkeklerinın yiğit olduğunu söylemiş oldu.
“Şimdiden nasıl bir adaletsizlik yapacaklarını, yargıçları, savcıları nasıl ezeceklerini, nasıl kendi tertiplerini yargıda kuracaklarını açık açık tabir ediyorlar.” kelamlarına yer veren Bozdağ, şöyleki dedi:
“Sayın Kılıçdaroğlu sayıları açıklamıyor lakin isterse ben açıklarım sayıları. Kaç tane dava kazanmış, şöyleki bir saysın bakalım. Cumhurbaşkanımıza karşı açtığı bir sürü dava var. Cumhurbaşkanımızın da ona açtığı dava var. Kaç adedini kazanmış? Çıksın bir açıklasın. Kaç adedini kaybetmiş? Çıksın bir açıklasın. Mahkeme bir karar veriyor, istinafı var bunun, Yargıtay’ı var. Bir sürü evreleri var. Bütün buralardan da geçiyor bu kararlar. daha sonrasında da kalkıp konuşuyor. Ben bütün bu konuşmaları, bu değerlendirmeleri, sizin aziz Türk milletinin vicdan terazisini emanet ediyorum.”
Adalet önünde herkesi eşit kılan rekorlara imza attıklarını belirten Bozdağ, 3-5 bahis üzerinden Türk yargıçlarına haksız yere akında bulunulduğunu söylemiş oldu.
Bozdağ, “Türk yargısı adalet terazisinin ayarını bozmak isteyen her türlü teşebbüse karşı kendisini muhafaza, güç ve kudretine sahiptir. Yargının ayarını Kılıçdaroğlu da bozamayacak, iktidar da bozamayacak, diğer bir güç de bozamayacaktır. Bu terazi gerçek tartmaya devam edecektir.” diye konuştu.