BİLGEHAN UÇAK
EuroLeague’de çift maç haftaları, olağan haftalardan fazlaca daha sürprizli sonuçların çıkmasına yol açıyor. Haftaya namağlup giren iki ekip da bu unvanlarını bıraktılar. Armani Milano, Münih deplasmanında Bayern’e; Barcelona ise Maccabi Tel Aviv’e yenildi.
Zar güç giden Barcelona’nın yenilmesi benim açımdan beklenmedik değilse de, Zalgiris’in yedinci maçlar sonunda hala galibiyetle tanışamamış olması tuhaf.
Gelelim, Efes’le Fenerbahçe’ye. Haftanın en büyük sürprizlerinden birine Panathinaikos imza attı ve Efes’i 26 sayı farkla bozguna uğrattı. Efes ise bu maçın acısını Zalgiris’ten 34 sayı farklık bir galibiyetle çıkardı.
Petrushev ve Pleiss bilhassa göze çarparken, Bryant daha ahenk sağlamış gözüktü. Micic’le Simon da rotasyona katılınca geçen dönemin Efes’ini izler üzere olduk. Larkin, eski performansından epeyce uzakta.
O isabeti bulamamanın getirdiği büyük bir baskıyla boğuştuğu fazlaca belirli oluyor. Efes karşısında Panathinaikos’ta Daryl Macon, 9/12 üçlükle 34 sayıya ulaşarak adeta bir “Shane Larkin” performansı sergiledi. Zalgiris, Efes’in dengi bir rakip değil fakat grubun iştahına bakınca Ergin Ataman’ın ipleri eline aldığını ve grubu eski haline döndürmeye bu maçla başladığını sanırım sav edebiliriz.
Fenerbahçe’de ise faciaların sonu gelmiyor. Kadro, yenilmeye yeterlice alıştı. Yedi maçın dördünü son topta verdi Fenerbahçe. Henry, vahim tercihleriyle kadrosu adeta sabote ederken her insanın gözü Vesely’de.
Polonara üzere epey kıymetli bir oyuncudan da yararlanamıyor Djordjevic. Fenerbahçe, Polonara’dan 13 dakika faydalanarak maksatlarına ulaşamaz. Bu haftaki iki maç da sonda gitti.
Barcelona, Mirotiç’in fazlaca makus oynadığı maçta onun mucizevi son saniye basketiyle Fener’i yendi. Lakin Fenerbahçe, haftanın ikinci müsabakasında bu sefer de eski oyuncusu Kostas Sloukas’ın son saniye basketine mahzur olamadı ve haftayı ikide sıfırla kapattı. Fenerbahçe’nin önümüzdeki üç maçı da epey sıkıntı.
Şayet seri yenilgiler devam ederse Djordjevic’in ömrü beklenenden çok kısa olabilir. Yalnız, Fenerbahçe, EuroLeague’e bir basketbolcu armağan etmek üzere: Şehmus Hazer. Şehmus, kendisinden beklenen gelişmeyi sürdürebilirse Fenerbahçe’nin NBA’e ihraç ettiği yeni isim olur.
Real Madrid, kâğıt üstünde kolay geçmesi beklenen haftayı bir yenilgiyle kapattı. Başta Heurtel ve Rudy fakat grubun genelinin de hayli makûs gününde olması, Unics Kazan karşısında 58 sayıda kalmalarına yol açtı. Bırakın rastgele bir maç sonunu Real Madrid, üçüncü dönemin sonunda 58 atmışsa onu bile düşük bulabiliriz.
Yalnızca Tavares’in uğraşı ikide iki yapmaya yetmedi.
CSKA’da Shengelia sakatlandı lakin Fransa’dan iki yenilgiyle dönmek hesapta yoktu muhtemelen. Evvel Asvel’e kazanmak üzere oldukları maçı adeta ikram ettiler.
daha sonra, Monaco karşısında 20 küsur sayıdan maçı verdiler. Çılgın bir ikinci oynadı Monaco. Bu yarının skoru 58-28! Dönem başında Mike James’i alarak dikkatleri üzerine çeken Monaco, atletizmle öne çıkan “kaos basketbolu” oynamaya devam ediyor. Haftanın birinci maçında, tahminen de en kalitesiz maçtı, Kızılyıldız’ı yenmişlerdi.
Fransa’nın öbür temsilcisi Asvel de Monaco üzere ikide iki yaptı.
CSKA’dan daha sonra Panathinaikos deplasmanından da zaferle döndüler. Bu maçta Okobo ile Antetokounmpo öne çıkan isimlerdi. Okobo, 37 verimlilik puanı ile kapattı geceyi.
Haftanın en berbat performansı Baskonia’dan geldi. İki dönem öncesinin İspanya Ligi şampiyonu, bu biçimde devam ederse geçen yılın Khimki’si üzere “küme düşecek”. Kazan’a yenildiler. Gerisinden tahammülfersa bir oyunla, yalnızca 54 sayı atabildikleri, ikinci ve üçüncü dönemi 7 sayıyla geçtikleri maçta Zenit’ten de 30 yediler.
Armani Milano, iki maçta Kızılyıldız’ı hiç zorlanmadan geçerken Maccabi ve Olympiakos iki galibiyetle haftayı kârlı kapatan ekipler içinde yer aldı.
Fenerbahçe, perşembe günü Moskova deplasmanına gidiyor. Maçı kazanan coach rahat bir nefes alabilir ancak yenileni kapkaranlık bir hafta sonu bekliyor üzere.
EuroLeague’de çift maç haftaları, olağan haftalardan fazlaca daha sürprizli sonuçların çıkmasına yol açıyor. Haftaya namağlup giren iki ekip da bu unvanlarını bıraktılar. Armani Milano, Münih deplasmanında Bayern’e; Barcelona ise Maccabi Tel Aviv’e yenildi.
Zar güç giden Barcelona’nın yenilmesi benim açımdan beklenmedik değilse de, Zalgiris’in yedinci maçlar sonunda hala galibiyetle tanışamamış olması tuhaf.
Gelelim, Efes’le Fenerbahçe’ye. Haftanın en büyük sürprizlerinden birine Panathinaikos imza attı ve Efes’i 26 sayı farkla bozguna uğrattı. Efes ise bu maçın acısını Zalgiris’ten 34 sayı farklık bir galibiyetle çıkardı.
Petrushev ve Pleiss bilhassa göze çarparken, Bryant daha ahenk sağlamış gözüktü. Micic’le Simon da rotasyona katılınca geçen dönemin Efes’ini izler üzere olduk. Larkin, eski performansından epeyce uzakta.
O isabeti bulamamanın getirdiği büyük bir baskıyla boğuştuğu fazlaca belirli oluyor. Efes karşısında Panathinaikos’ta Daryl Macon, 9/12 üçlükle 34 sayıya ulaşarak adeta bir “Shane Larkin” performansı sergiledi. Zalgiris, Efes’in dengi bir rakip değil fakat grubun iştahına bakınca Ergin Ataman’ın ipleri eline aldığını ve grubu eski haline döndürmeye bu maçla başladığını sanırım sav edebiliriz.
Fenerbahçe’de ise faciaların sonu gelmiyor. Kadro, yenilmeye yeterlice alıştı. Yedi maçın dördünü son topta verdi Fenerbahçe. Henry, vahim tercihleriyle kadrosu adeta sabote ederken her insanın gözü Vesely’de.
Polonara üzere epey kıymetli bir oyuncudan da yararlanamıyor Djordjevic. Fenerbahçe, Polonara’dan 13 dakika faydalanarak maksatlarına ulaşamaz. Bu haftaki iki maç da sonda gitti.
Barcelona, Mirotiç’in fazlaca makus oynadığı maçta onun mucizevi son saniye basketiyle Fener’i yendi. Lakin Fenerbahçe, haftanın ikinci müsabakasında bu sefer de eski oyuncusu Kostas Sloukas’ın son saniye basketine mahzur olamadı ve haftayı ikide sıfırla kapattı. Fenerbahçe’nin önümüzdeki üç maçı da epey sıkıntı.
Şayet seri yenilgiler devam ederse Djordjevic’in ömrü beklenenden çok kısa olabilir. Yalnız, Fenerbahçe, EuroLeague’e bir basketbolcu armağan etmek üzere: Şehmus Hazer. Şehmus, kendisinden beklenen gelişmeyi sürdürebilirse Fenerbahçe’nin NBA’e ihraç ettiği yeni isim olur.
Real Madrid, kâğıt üstünde kolay geçmesi beklenen haftayı bir yenilgiyle kapattı. Başta Heurtel ve Rudy fakat grubun genelinin de hayli makûs gününde olması, Unics Kazan karşısında 58 sayıda kalmalarına yol açtı. Bırakın rastgele bir maç sonunu Real Madrid, üçüncü dönemin sonunda 58 atmışsa onu bile düşük bulabiliriz.
Yalnızca Tavares’in uğraşı ikide iki yapmaya yetmedi.
CSKA’da Shengelia sakatlandı lakin Fransa’dan iki yenilgiyle dönmek hesapta yoktu muhtemelen. Evvel Asvel’e kazanmak üzere oldukları maçı adeta ikram ettiler.
daha sonra, Monaco karşısında 20 küsur sayıdan maçı verdiler. Çılgın bir ikinci oynadı Monaco. Bu yarının skoru 58-28! Dönem başında Mike James’i alarak dikkatleri üzerine çeken Monaco, atletizmle öne çıkan “kaos basketbolu” oynamaya devam ediyor. Haftanın birinci maçında, tahminen de en kalitesiz maçtı, Kızılyıldız’ı yenmişlerdi.
Fransa’nın öbür temsilcisi Asvel de Monaco üzere ikide iki yaptı.
CSKA’dan daha sonra Panathinaikos deplasmanından da zaferle döndüler. Bu maçta Okobo ile Antetokounmpo öne çıkan isimlerdi. Okobo, 37 verimlilik puanı ile kapattı geceyi.
Haftanın en berbat performansı Baskonia’dan geldi. İki dönem öncesinin İspanya Ligi şampiyonu, bu biçimde devam ederse geçen yılın Khimki’si üzere “küme düşecek”. Kazan’a yenildiler. Gerisinden tahammülfersa bir oyunla, yalnızca 54 sayı atabildikleri, ikinci ve üçüncü dönemi 7 sayıyla geçtikleri maçta Zenit’ten de 30 yediler.
Armani Milano, iki maçta Kızılyıldız’ı hiç zorlanmadan geçerken Maccabi ve Olympiakos iki galibiyetle haftayı kârlı kapatan ekipler içinde yer aldı.
Fenerbahçe, perşembe günü Moskova deplasmanına gidiyor. Maçı kazanan coach rahat bir nefes alabilir ancak yenileni kapkaranlık bir hafta sonu bekliyor üzere.